“Ülkelerin sosyolojik durumu çocuk suçluluğunu etkiliyor”

“Ülkelerin sosyolojik durumu çocuk suçluluğunu etkiliyor”

YÖRET Vakfı’nın gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 24 Şubat’taki söyleşisinin konusu “Adalet Sistemindeki Çocuğa Psiko-Sosyal Yaklaşım” oldu. Söyleşide Adli Bilimler Doktoru Fulya Giray Sözen; çocuk suçluluğundan, suça sürüklenen çocuklarda karşılaşılan ortak noktalardan, çocukların suça sürüklenme sebeplerinden ve kapalı kurumlarda çocukların karşı karşıya kaldığı sorunlardan bahsetti.

Çocuk suçluluğunun önlenebilir olduğunu belirterek sözlerine başlayan Adli Bilimler Doktoru Fulya Giray Sözen, “Çocuklukta anılar ve yaşantılar çok kıymetli. İlk hikayeleri değiştirebilirsek, çocuğun içinde doğduğu aileyi ve çevreyi iyi denetleyebilirsek, doğru müdahaleyi zamanında yapabilirsek aslında çocukların yaşadığı mağduriyetleri ve suça sürüklenme hikayelerini de dönüştürme şansımız var. Suç; içinde kurbanların, tanıkların, mağdurların olduğu, kolluğu yasaları ilgilendiren ve çoğu zaman başka suçlarla da ilintili toplumsal bir olgu. Genellikle bir sürecin sonucu. Bu sebeple özellikle çocuk suçluluğundan bahsederken arkada yatan süreci anlamak gerekiyor” dedi.

“Çocuk suçluluğu, sistemlerdeki hataların çocuğa yansımalarından kaynaklanıyor”

Suça sürüklenen çocuklarda bazı ortak noktalar olduğunu ifade eden Sözen, “Çocuk suçluluğu genellikle arkasında bir ihmal ve istismar öyküsünü barındırıyor. Anne-baba ilgi ve sevgisinden yoksunluk, sokak geçmişi, erken yaşta çalışmak zorunda kalmak, okul terki, farklı suç geçmişleri, erken dönem bağlanmasında sorunlar, madde kullanım geçmişi, ailede alkol kullanımı, psikiyatrik sorunlar gibi durumlar adalet sistemi içine giren çocuklarda sıklıkla karşımıza çıkıyor. Çocuk tek başına bir birey olarak dünyaya gelmiyor, sosyal bir ortama doğuyor ve onu saran bir çevre var. Çocuğun bu çevresiyle etkileşimi onu bir birey haline getiriyor ve kararlarını etkiliyor. Dolayısıyla ortada bir suç durumu varsa bu, sistemlerdeki hataların çocuğa yansımalarından kaynaklanıyor” açıklamalarında bulundu.

“Suça sürüklenen çocuklar en çok yaralama nedeniyle getiriliyor”

TÜİK’in adalet sistemindeki çocuklarla ilgili 2015-2019 yılı istatistiklerini de paylaşan Sözen, “Verilere göre güvenlik birimlerine getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 511 bin 247. Bu çocukların yüzde 46’sı mağdur olarak, yüzde 32’si suça sürüklenme nedeniyle, yüzde 15’i bilgisine başvurulmak amacıyla ve yüzde 3,4’ü kayıp olarak getirilmiş. Suça sürüklenen çocukların en çok yaralama nedeniyle, sonra sırasıyla hırsızlık, pasaport sorunu, göçmen kaçaklığı sebepleriyle getirildiğini görüyoruz. Bu sebepler, ülkelerin sosyolojik durumlarının da çocuk suçluluğunu etkilediğini gösteriyor” dedi.

“İşledikleri suçun sorumluluğunu almadan tahliye olmaları başka suçlara zemin hazırlıyor”

Suça sürüklenmiş ve kapalı kurumlarda kalan 12-18 yaş grubundaki çocukların durumlarına da değinen Sözen, “Kurumlarda kalan çocuklar hukuki haklarını bilmiyor. Bu çocukların avukatlarıyla ilişkileri sorunlu ya da yetersiz, aile temasları eksik ve akranlarıyla teması sınırlı ya da sorunlu. Çocuklar kurumlarda eğitim kesintisi yaşıyor, sağlık haklarında sorunları var, şiddete maruz kalıyor ya da tanıklık ediyor, farklı suç alt gruplarıyla tanışıyor, işledikleri suçun sorumluluğunu üstlenmeye yönelik bir sağaltımdan yoksunlar ve BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin yaşama, gelişme, korunma ve katılım gibi temel ilkelerinde hak kayıpları yaşıyorlar. İşledikleri suçların sorumluluğunu alan çocuk sayısı çok azdır. Cezaevindeki bireylerin çoğu ya kader kurbanı olduklarını ya adaletsizliğe kurban gittiklerini ya da kendilerine iftira atıldığını düşünüyor. İşledikleri suçun sorumluluğunu almadan tahliye olmaları ise çok sağlıksız çünkü bu durum başka suçlara zemin hazırlıyor. Aynı zamanda, bu kurumlara mekânsal olarak da bakmak lazım. Suçlular mümkünse toplumun dışında olsunlar diye cezaevleri ulaşımın zor olduğu yerlere yapılıyor. Bu kurumlar, binadan oluşan içinde hiç yeşilliğin olmadığı, ilişkinin sınırlı olduğu yerler. Çocuklara uygun yapılar değiller” şeklinde konuştu.

YÖRET Vakfı’nın bir sonraki etkinliği 3 Mart günü “Kamu Denetçiliği Kurumu ve Çocuk Hakları” üzerine gerçekleşecek.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar