Eğitimin geleceği nasıl şekilleniyor?

Eğitimin geleceği nasıl şekilleniyor?

İmece’nin koronavirüs krizinin getirdiği değişim ortamını kapsamlı şekilde ele alan imece dialogues etkinlik serisinin üçüncüsü “Değişimde Öğrenmenin Geleceği” webinarı 27 Mayıs Çarşamba günü gerçekleşti. Alanında uzman kişilerin katılımıyla gerçekleşen webinarda, eğitimin niteliğini etkileyen faktörlerin ve 21. yüzyıl becerilerinin ne olduğu, eğitimin içeriğinin önemi ve koronavirüs salgının eğitimi nasıl etkilediği konuşuldu.

“Değişimde Öğrenmenin Geleceği” webinarının moderatörü gazeteci Emin Çapa, okulların yeni çağ için yetersiz kaldığını belirtirken, “Bu sorun salgınla ortaya çıkmadı. Eğitim meselesi teknolojinin ve dünyanın geldiği bir noktanın dayatmasıydı. Koronavirüs süreci bunu hızlandırdı. Yaşam boyu eğitim, tercih olmaktan çıktı. Artık, önceki dönemde ihtiyaç duymadığımız ya da bilinmesi zorunlu olmayan 21. yüzyıl yetkinliklerinden bahsediyoruz. Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi’nin (ABİDE), 137 bin çocuk üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, eğitim sistemiz 21. yüzyıl yetkinliklerinden çok uzak. Örneğin, 100 çocuktan 37’si Dolar ya da Türk lirası üzerinden bir malın fiyatı verildiğinde onu öbür fiyata çeviremiyor. Ayrıca, bin çocuktan sadece biri okulda aldığı bilimsel bilgiyi gündelik hayatta kullanabiliyor. Buna rağmen, 21. yüzyıl yetkinlikleri konusunda elimizde çok büyük bir fırsat var. O da teknoloji” sözleriyle eğitimin durumunu özetledi.

“Eğitimin niteliğinde öğretmen faktörünü baş oyuncu”

Nitelikli eğitim konusunda okuldan okula çok büyük farklılıklar görüldüğünü vurgulayan İELEV Özel 125. Yıl İlkokul/Ortaokul Müdürü Burcu Aybat, “Bu durum sadece devlet okullarıyla özel okullar arasında değil, devlet okullarının kendi içinde de gözlemleniyor. Eğitimin niteliğinde öğretmen faktörünü başrolde görüyoruz. Ardından, iyi imkanlar ve çeşitlilik geliyor. Örneğin öğrencinin hazır bulunması, ortamı, kullanılan materyaller büyük önem arz ediyor. Üçüncü faktör ise bakış açısı olarak da nitelendirebileceğimiz, öğrenci odaklı olmak. Öğrenci odaklı olduğunuzda, çocuğun ihtiyaçlarına ve hedefine göre, onu daha ileriye taşımak üzere planlar ve programalar yapıyor, mesleği ona göre icra ediyorsunuz. Bu üç faktör nitelikli eğitimin olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Salgın süreci, her okul ve öğretmenin kendine ayna tutmasını sağladı. Bu süreçte, ortaokul ve lise öğrencileri uzaktan eğitime çok kolay adapte oldu. Daha küçük çocuklar içinse odaklanmak daha zordu ve velinin destek olması eğitimi olumlu yönde etkiledi” diyerek nitelikli eğitimin gerekliliklerini ve koronavirüs sürecinin eğitime etkilerini paylaştı.

“Eğitim sistemimiz her zaman müfredat odaklı olduğundan yetkinlik ve beceri geliştirmenin öneminin farkına varılamadı”

21. yüzyıl yetkinliklerine değinen MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkurt, “Bu yetkinlikler konusunda üç ana başlık var. İlki, yaratıcılığı, eleştirel düşünmeyi, problem çözmeyi, iletişim ve işbirliğini kapsayan ‘Öğrenme ve İnovasyon’ başlığı. Eğitim sistemimiz tamamen bu becerileri köreltmek üzerine kurulmuş. Bir diğeri, okuryazarlık becerilerini içeren ‘Bilgi, Medya ve Teknoloji’ ana başlığı. Sonuncu ise, esnekliği, uyum sağlayabilirliği, inisiyatif almayı, öz yönlendirmeyi, sosyal ve kültürlerarası yetkinlikleri, üretkenliği, hesap verebilirliği, liderliği ve sorumluluğu kapsayan ‘Yaşam ve Kariyer’ ana başlığı. Eğitim sistemimiz her zaman müfredat odaklı olduğundan yetkinlik ve beceri geliştirmenin öneminin farkına varılamadı. Geçmişte bu şekilde idare etmiş olsak da içerik artık her yerde var ve meta haline geldi. Bugün, okullarda öğrencilerin yetkinlik ve becerilerini geliştirmesi gerekiyor ama treni kaçırıyoruz. PIAAC’ın yetişkin becerileri araştırmasına göre, en üst seviyeye çıkabilen yetişkin oranında sonuncuyuz. Bunun temel sebebi de eğitimin müfredat ve içerik odaklı olmasından kaynaklanıyor. Bilgiler her türlü öğrenilir ama takım çalışması yapmayı, göz teması kurmayı, aktif dinlemeyi, eleştirel düşünmeyi bilmiyoruz. Ben okullardan ve üniversitelerden ümidimi kestim, bu konuda özel sektöre çok büyük iş düşüyor. Ayrıca, koronavirüs süreciyle geçtiğimiz çevrimiçi öğretim dediğimiz şey aslında açık öğretim. Dolayısıyla, bu dönemde çevrimiçi eğitime hiç hazır olmadığımızı da gördük” dedi.

“Eğitimde en önemli mesele içeriğin oluşturulması ve aktarılması”

Teknolojinin öğretmen ve öğrencilere farklı çözümler sunduğunu dile getiren Microsoft Türkiye Kamu Sektörü ve Yatırımlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. R. Erdem Erkul, “Teknoloji merak ettiğimiz içerikleri anında önümüze sunuyor fakat, teknoloji bir araç ve bunun nasıl kullanıldığı önemli. Koronavirüs sürecinde gördük ki, uzaktan eğitime yıllardır önem veren üniversiteler bir adım öne geçti. Ancak, eğitimde en önemli mesele içerik ve bu içerikleri aktarmak. Teknoloji içerik olmadan bir yere kadar katkı sağlayabilir sadece. Eğitmenler, içeriği oluşturacak ve bilgiyi aktaracak kişiler olduklarından bu derece önemli. O yüzden mesele uzaktan eğitim platformunu bir tepside vermek değil, içerik üretmek ve bu içeriği vermek. Öğrencilerin de bu noktada itiraz etmeleri lazım ki yanlış yaptığımız bir şeyler varsa düzelmeye çalışalım” sözleriyle içeriğin ve içeriği aktarmanın önemine vurgu yaptı.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar