“Çeşitliliğin korkulacak değil kucaklanacak bir şey olduğunu kanıtlamaya çalışıyoruz”

“Çeşitliliğin korkulacak değil kucaklanacak bir şey olduğunu kanıtlamaya çalışıyoruz”

Dezavantajlı sanatçıları sanat dünyasına ve topluma katmayı amaçlayan, 2018’de Atina’da kurulan sivil toplum örgütü LES ÉCARTÉS’in kurucusu Eleni Salvara bu girişimi neden başlattığını, farklı kültürel geçmişe sahip sanatçıların yaşadığı zorlukları ve bunlarla nasıl mücadele edildiğini anlatıyor.

Öncelikle bize kendinizden ve LES ÉCARTÉS’in hikayesinden bahseder misiniz? Bu girişimi başlatmak için motivasyonunuz neydi?
Atina’nın multi-kültürel bir mahallesinde büyüdüm. Çocukken, Atina Belediyesi’nin düzenlediği, yerel kültür merkezimizde gerçekleşen her türlü kültürel etkinliğe katılırdım. Politika ve ayrımcılığın anlamını anlamak için çok küçük olsam da, küçük tiyatro topluluğumuzda, farklı tiyatro oyunlarının kahramanlarını farklı köken ve kültürel geçmişe sahip arkadaşlarımla canlandırmaya çalıştığımızı hatırlıyorum. Hristiyan ya da Müslüman, Yunan ya da Roman olmanız fark etmezdi, biz rol yaparken, bambaşka insanlardık. Bu his bana sanat tarihi okumada ve kültürel alanda kendi yolumu bulmaya çalışmada motivasyon kaynağı oldu. İki yıl önce, Hollanda Ulusal Balesi tarafından Hollanda’da yaşamaya ve okumaya davet edilen Suriyeli bir balet olan Ahmad Joudeh’in hikayesini okudum; çünkü kendi ülkesinde sahne alması hayati tehlike taşıyordu. Bugün Joudeh, tüm dünyada dans eden ünlü bir dansçı. Bu yüzden, birçok sanatçının tamamen yoksulluk içinde öldüğünü, kendilerini ifade edemediğini, ayrımcılık, savaş, yoksulluk nedeniyle ve çoğunlukla çağdaşları tarafından ayrıştırıldıkları için tanınamadığını düşündüm. Yukarıdakilerin hepsi, desteğe ihtiyacı olan sanatçılara yardımcı olabilecek bir organizasyon olan LES ÉCARTÉS’i kurmamı sağladı.

LES ÉCARTÉS ile yapmaya çalıştığınız şey nedir?
LES ÉCARTÉS mümkün olduğu kadar çok sanatçıyı sanat dünyasına ve Yunan toplumuna dahil etmeyi amaçlamaktadır. Her sanatçı eserini kitlelere sunma fırsatı bulamıyor. Sanat endüstrisi, yaklaşılması kolay olmayan, çok kapalı bir sistem olduğu için birçok yetenekli insan tanınmıyor. Ekibimiz bunu değiştirmek için burada. Faydalanıcılarımız ve diğer sanatçılar arasındaki etkileşime dayanarak kültürel etkinlikleri koordine ederek, çağdaş sanatçıların ve zanaatkârların ve özellikle sosyal olarak izole olanların çalışmalarını korumaya, yönetmeye ve desteklemeye çalışıyoruz. Ayrıca, sanatçı arkadaşlarımızı sürekli eğitim ve gelişimlerinin bir parçası olarak yaygın eğitimle tanıştırdığımız atölye çalışmaları ve seminerler düzenliyoruz. Çoğunlukla kapasitelerini halka sunmak ve çeşitliliğin korkulacak bir şey değil de kucaklanacak bir şey olduğunu kanıtlamaya çalışıyoruz.

Sanatçıların başa çıktığı başlıca problemler neler? Sanatçılara ne tür çözümler sunuyorsunuz?
Bir galeriye ya da büyük bir kuruma bağlantısı olmayan modern bir sanatçının, özellikle de dezavantajlı bir sanatçının en büyük sorunu hiç kimsenin o sanatçıyla bağlantıya geçmemesidir. Bir mülteci, eski bir mahkum veya bir bağımlı olmak gibi zorluklarla uğraşmak bir yana dursun; geleneksel olarak sanatçılar, hemen hemen her zaman toplumun zayıf halkasıydı. Bu kişinin, bir sanat gösterisine katılması, eserlerini satması veya seminerlere profesyonel bir sanatçı olarak katılması mümkün mü? Dahası, sanat endüstrisi ile sanatçı arasındaki boşluğun üstesinden gelmek dışında, fişlenmeleri de büyük bir sorun. “Mülteci sanatı” başlığı altında birçok sergiyi ziyaret ettim ve sanat eserlerinin beğenilmekten ziyade hayır işi olsun diye orada olduklarını fark ettim. Bu tür sergiler, dezavantajlı sanatçılara insani yardım sağlayacak şekilde düzenleniyor. Bu onlar için önemli bir şey. Bununla birlikte bu sergiler küratöryel çerçeveden yoksundur ve gelen ziyaretçi sergiye ilk girdiği ruh haliyle sergiden ayrılır. Bu süreç ziyaretçinin bu etkinliklerden hiç ya da düşük beklentiye sahip olmasına neden olur. LES ÉCARTÉS olarak her sanatçıya hak ettiği ilgi ve değeri veriyoruz ve bunu kişisel sorunlarına atıfta bulunmadan eşit ve profesyonel bir şekilde sunuyoruz. En önemli çabamız, onların diğer sanatçılarla etkileşime girmelerini sağlamak ve onlara ortak bir konsept üzerinde birlikte çalışma şansı vermek. Bu, tüm katılımcılar için bir kazan-kazan durumudur; çünkü dezavantajlı sanatçıların yeni şeyler öğrenme fırsatı olduğu gibi, aynı zamanda daha avantajlı olanların farklı sosyal, kültürel ve eğitimsel geçmişe sahip insanlardan ilham alma şansı da var.

Yakında gerçekleşecek olan “Stranger in A Strange Land”(Garip Diyardaki Yabancı) adlı projenizden bahseder misiniz? Bu projedeki asıl amacınız nedir?

Bu sergi 14 – 18 Haziran tarihleri arasında Atina’daki Serafio Spor, Kültür ve Yenilik Merkezi’nde gerçekleşecek. Bu halka açık ilk işimiz ve ziyaretçilere kültürel gösteriler için farklı bir yaklaşım önererek sanat endüstrisinin etiğine meydan okuyabileceğimizi kanıtlamak için ilk girişimimiz olacak. Bu proje, dokuz Yunan sanatçı ile her biri kendi kişisel sebeplerinden ötürü Yunanistan’a kaçmış olan farklı kökenli (Suriye, İran, Afganistan, Irak) sekiz sanatçı arasındaki bir işbirliğinden oluşuyor. Fotoğraf, resim, yerleştirme, video sanatı, heykel ve performans sanatı gibi çeşitli sanat alanlarından eserler olacak. Bu projenin konsepti, “garip” teriminin yorumuna dayanıyor. Garip, bilinmedik ve tanıdık olmayan bir şey olarak tanımlanır, yani yabancı. Musa, Exodus’ta Firavun’un gazabından kaçmak için Madiam’a kaçtı ve kendisini “Garip Diyardaki Yabancı” olarak tanımladı. Oedipus anavatanında yabancı, yabancılar arasında akraba olarak yaşadı. Tarih ve edebiyatta “garip” ve “tanıdık” terimlerinin birbirleriyle karşılaştırıldığı, karıştırıldığı ve birbirini tamamladığı birçok durum vardır. Katılımcı sanatçılar fikirleri üzerinde çalışmaya başlamadan önce birçok kez toplantı yaptılar. Yukarıdakilerin hepsini ve farklı kültürel geçmişlerini başlangıç noktası alarak ortak bir temel üzerinde çalıştılar ve bu kavramlara kişisel bakış açılarını vermek için fikir alışverişinde bulundular.

Atina’da birlikte çalıştığınız başka topluluklar ve STK’lar var mı? Varsa, onlarla ne tür bir işbirliği içindesiniz?
Grubumuz, Bodossaki Vakfı ile Atina şehrinin ortak bir girişimi olan Sosyal Dinamo ve Atina Belediyesi tarafından destekleniyor. Yerel yönetimlerle ve aynı hedefleri olan topluluklardan insanlarla bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Ancak bu, Yunanistan’daki kültürel sektörün mali krizden dolayı küçülmesinden bu yana daha da zorlaştı. Ortak sorunlarımıza en iyi uygulamaları ve çözümleri bulmaya çalışırken bilgi birikimimizi ve deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Sonuçta, sivil toplum rekabet için değil, işbirliği için bir alandır. İletişim kurduğumuz gruplardan biri, müziği kullanarak kültürler arasında köprü kurmayı hedefleyen bir proje olan Musikarama. Bu çok kültürlü grup, önümüzdeki etkinliğimize katılacak ve müziklerini sergimizin ziyaretçileriyle buluşturacaklar.

Bu girişimi sürdürmeye çalışırken en çok neyle mücadele ediyorsunuz? Yunanistan’da kültürel sektördeki projelerle ilgilenen herkes sponsor, destekleyici bulmanın ve finansal sorunları yönetmenin ne kadar zor olduğunu bilir. Her şeyden önce en zor görev; bürokrasi, nakit eksikliği, STK’lara karşı önyargı gibi tüm eşitsizliklere karşı sürekli olarak mücadele etmek ve insanları vizyonunuzun sadece bir ütopya olmadığına ikna etmek zorunda olmanızdır. Başka bir zorluk, farklı alışkanlıklara ve kültürlere, kendilerince önemli sorunlara sahip insanları, örneğin sığınmacılar ve aynı zamanda hayatta kalmanın bir yolunu bulmaya çalışan sanatçılar gibi, koordine etmek.

Gelecek planlarınız nelerdir?
Önümüzdeki iki yıl boyunca organizasyonumuzu iyice oturtmaya ve kitlemizi büyütmeye çalışacağız. Ayrıca, yararlanıcılarımız için seminerler ve atölyeler düzenlemeye devam edeceğiz ve hem Yunanistan hem yurtdışındaki diğer gruplarla daha fazla sinerji yaratmaya çalışacağız. Bir sonraki adım bu projenin sürdürülebilir hale getirilmesi olacaktır. Her sanatçının eserlerini sunabileceği ve bir aracı olmadan çevrimiçi satabileceği bir dijital platform oluşturmak istiyoruz. Ayrıca perakende sektöründeki firmalarla ortaklıklar kurmak ve onlara estetik tasarımı yüksek değerli el yapımı nesneler sunmak istiyoruz.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar