19 Mayıs Özel: Afet dönemi ve sonrasında genç olmak

19 Mayıs Özel: Afet dönemi ve sonrasında genç olmak

Kurtuluş Savaşı’nın başladığı gün olarak kabul edilen 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda; Askıda Ne Var Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sanem Yıldız, Türkiye Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül, Youthall Sr. Marketing Specialist Şule Şahin, Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Ayşe Kırımlı ve Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Banu Taşkın ile buluşarak afet dönemi sonrasında gençlerin ihtiyaçlarını, böyle dönemlerde gençlik odaklı çalışan sivil toplum ve sosyal girişimlerin yarattıkları faydayı, genç girişimciliği ve gönüllülük üzerine konuştuk. 

Umuda en çok ihtiyacımız olduğu bu günlerde, cumhuriyeti yükseltecek ve yaşatacak olan gençlerin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyor, onlara borçlu olduğumuz aydınlık bir dünya için çalışmaya söz veriyoruz. 

Askıda Ne Var Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sanem Yıldız: 

“İyiliğin dönüştürücü etkisi ile iyileşeceğiz”

1. Askıda Ne Var olarak gözlemlerinize göre depremzede gençlerin en acil ihtiyaçları nelerdir? Siz uzun vadede ne gibi destekler vermeyi planlıyorsunuz? 

Sen bensin, ben de senim. Sana ne yaparsam kendime de yapmış sayarım.” Paylaşmanın, dayanışmanın ve yardım etmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatan bu cümle yaşadığımız bu zor günlerde hatta zor çağda ne yapmamız gerektiğini çok iyi özetliyor. 

Askıda Ne Var Sosyal Girişimi -Askıda Ne Var Derneği olarak, depremden etkilenen üniversite öğrencileri için #AskıdaBursVar programını başlattık. 14 Şubat -1 Nisan arası toplamda 79 bin üniversite öğrencisinin başvurduğu programda nakdi, yemek, teknolojik ürün, giyim, eğitim, kitap-kırtasiye, mentorluk/kariyer gibi farklı burs kategorileri bulunmakta. Başvuran öğrencilerin yüzde 12’si evini, anne-baba ve yakınlarını kaybeden, yüzde 50’si evini kaybeden, yüzde 24’ü depremden dolayı evine giremeyen ve yakınlarını kaybeden, yüzde 19’u yakın kaybı olmayan ama evine giremeyenlerden oluşuyor. Yüzde 65’i kadın, yüzde 35’i erkek öğrenci olan öğrenciler nakdi bursa ek olarak yüzde 62’si teknolojik cihaz, yüzde 30’u kitap/kırtasiye, yüzde 27’si staj/iş, yüzde 25’i diğer (giyim vb.), yüzde 22’si internet ve iletişim desteği, yüzde 19’u da kişisel hijyen ürünleri gibi desteklere ihtiyacı olduğu belirtti ve biz de hızlıca bu kapsamda çalışmalara başladık. 

 #AskıdaBursVar programına dileyen herkes https://askidanevar.com/askiya-birak.html üzerinden 50TL, 250TL, 500TL ve 1 yıllık eğitim bursu bırakabiliyor. Toplanan bursların tamamı (yüzde 100’ü) e-devletten alınan belgeler ile teyitli öğrencilere aktarılıyor. İhtiyaç durumuna göre aylık 800TL’den 1 yıllık eğitim bursu, bilgisayar/telefon/tablet gibi teknolojik ürün, 2000TL’lik giyim bursu, 1000TL’lik genel ihtiyaç bursu, 500TL’lik yemek, kitap/kırtasiye vb. gibi burslar veriliyor. 

Programın açıldığı ilk günden itibaren daha fazla burs toplanabilmesi için Hande Erçel, Hadise, Ezgi Mola, Kerem Bursin, Gülse Birsel, Bergüzar Korel, Birce Akalay, Eda Ece gibi 200’e yakın ünlü isim burs çağrısında bulundu. Örneğin; Ezgi Mola doğum günü hediyelerini, Kalben konser gelirlerini bursa dönüştürdü. Turkish Philantrophy Funds, İlbak Holding ve Partnerleri, Fiba Holding, Tavuk Dünyası, Komagene, Hitay Vakfı, Puma, Keskin Color nakdi; Borusan Holding&Vakfı ve Teknosa teknolojik ürün; Instreet, McDonald’s, Dürümle, baydöner, Flormar, Regal, Hell Energy giyim, yemek, kişisel hijyen, market hediye çeki gibi ayni; Baims, Vizgo Akademi online eğitim bursu sağladı. TurkishWIN, KAGİDER ve PERYÖN ana paydaşlığı ile kadın öğrenciler için kariyer koçluğu/mentorluk programı olan “BinYaprak İş Arama Kız Kardeşlik Çemberleri”ni başlattık. 

Ünlüler, gönüllüler, ulusal ve global markalar, vakıf/derneklerin desteği ile 12 binden fazla üniversite öğrencisine burs kaynağı yaratmayı başaran Askıda Ne Var, Türkiye’de üniversite gençliği özelinde en geniş kapsamlı ayni/nakdi/eğitim/kariyer/mentorluk desteği yaratan yapı/platform olsa da daha fazla öğrencinin bursa ihtiyacı var. Sizler de bir öğrenciye #yanındayım demek ve iyiliği bir karanfil gibi elden ele yaymak için iyilik elçisi olmak isterseniz askidanevar.com’a girerek askıya burs bırakabilirsiniz. Ayrıca sevdiklerinize anlamlı bir hediye olarak “Burs Sertifikası” verebilir ve iyiliği paylaşabilirsiniz. İyiliğin dönüştürücü etkisi ile iyileşeceğiz. 

2. Deprem gibi afet dönemlerinde Askıda Ne Var gibi sosyal girişimlerin rolü sizce neden önemli? Türkiye’deki gelişmekte olan sosyal girişimcilik ekosistemine deneyimlerinizden yola çıkarak böyle hassas zamanlar için neler önerirsiniz? 

Pandemi, doğal afetler, ekonomik krizler vb. gibi toplumsal konuların giderek büyümesi, sosyal sorunlarda toplumun her kesiminin birlikte hareket etmesi gerekliliği, iyiliğin hayırseverlikten öteye geçerek sistemleşmesi ve dijitalleşmesi “Sosyal Etki-Toplumsal Fayda” kavramlarını günümüzün ve geleceğin yükselen trendleri haline getiriyor. Böylelikle sosyal girişimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının stratejik konumu giderek hayati bir öneme sahip oluyor. 

Deprem gibi doğal afet ve acil durumlarda hızlıca hayata geçirilecek en kritik adımlar; hızlı, ihtiyaca yönelik ve etkin bir şekilde organize olma, toplumsal farkındalık yaratma, doğru bilgi akışı sağlama, deprem kaynaklı oluşabilecek diğer doğa-çevre, eğitim vb. sorunlara yönelik sürdürülebilir çözüm üretme, efektif fon kaynakları bulma ve destekleri paylaştırmadır. Sosyal girişim ve STK’lar zaten toplumsal sorunlara etkili çözümler üretmede profesyonel bir yetkinliğe ve kapasiteye sahip. İşte bu nedenlerle deprem gibi yönetilmesi zor kriz dönemlerinde sosyal girişimlerin başarılı deneyimlerinden, stratejik vizyonlarından ve acil durum eylem planlarından faydalanmak günümüzün zorunluluğudur. Biz de sosyal girişim ve STK’lar olarak ilk günden itibaren depremin yarattığı sorunlara çözümler bulabilmek için güçlerimizi birleştirdik. 

Dayanışmanın ve paylaşmanın anlamını en derinden hissettiğimiz deprem zamanında hızlıca toparlanabilmek için sadece sosyal girişim ve STK’ların güç birliği yapması yetmez. En önemli ihtiyaç: “Marka-STK-Sosyal Girişim-Gönüllü Toplum”un tamamının iş birliği kurarak destek konsorsiyumlarını en hızlı ve etkin bir şekilde oluşturmasıdır.” 

Türkiye Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül:  

“Gençlerin belirli sorunların girişimcilik yoluyla çözülmesi gerekliliğinde ortaklaştığını görüyoruz” 

1.Fellow ve Challenger programları gibi gençleri girişimcilik ile buluşturan birçok programa sahipsiniz. Girişimciliğe ilgi duyan gençlerin sosyal fayda yaratma motivasyonu ile ilgili gözlemleriniz nedir? 

Öncelikle şunu belirtmeliyim: gençlerden umudunu kesmiş olan kesimler henüz GİRVAK topluluğunda yer alan gençlerle tanışmamış olmalılar. GİRVAK Gençlik Programları içerisinde yer alan gençleri bildiğiniz gibi 5 aşamalı bir seçim süreci sonunda her yıl yaklaşık 130 bin başvuru arasından seçiyoruz. Bu 5 aşama neredeyse 6 ay süren bir maraton aslında. 5 aşama içerisinde gençlerin girişimci ruhla ülkemizin ve dünyamızın temel sorunlarına nasıl yaklaştıkları, çözüm üretebilme potansiyelleri ve kendilerini ifade etme yetkinliklerini dikkate alıyoruz. Sosyal sorunlara yaklaşımları ve yetkinlikleri ile girişimci ruhlarını nasıl bir potada erittikleri bizler için kıymetli oluyor. Şunu söyleyebilirim, her biri birbirinden farklı arka plandan, ekonomik, sosyal geçmişten gelen gençlerin belirli sorunların girişimcilik yoluyla çözülmesi gerekliliğinde ortaklaştığını görüyoruz.  

2. Depremzede gençler için Refik Anadol ile birlikte bir burs fonu başlattınız? Projenin detaylarından bahsedebilir misiniz? Proje ile neyi hedefliyorsunuz? 

6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız büyük afetin olumsuz etkisini azaltmak, bölgenin ve ülkemizin toparlanmasına/güçlenmesine/kalkınmasına destek olmak için Refik Anadol ile birlikte Refik Anadol Deprem Sonrası Destek Fonu’nu hayata geçiriyoruz.  Bu destek fonu ile depremden doğrudan etkilenen gençleri tasarım, sanat, medya ve yeni medya sanatları alanlarında desteklemeyi amaçlıyoruz. 18-30 yaş arasında, depremden doğrudan etkilenen bölgelerde yaşayan ve/veya 1. derece yakınları deprem bölgesinde yaşayan ve doğrudan afet koşullarından etkilenen, Türkiye’de herhangi bir yükseköğrenim kurumunda kayıtlı olan ve halihazırda sanat, medya, tasarım ve teknoloji alanıyla ilişkili projesi veya fikri olan 100 genç için Refik Anadol Deprem Sonrası Destek Fonu kapsamında bursiyerin ihtiyacına yönelik olarak belirlenecek çeşitli destekler ile birlikte uzmanlık paylaşımını da içeren bir program tasarladık. 

Youthall Sr. Marketing Specialist Şule Şahin: 

“Gençlerin hayallerinin 6 Şubat tarihinde sona ermediğini göstermek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” 

1. Depremzede öğrencilere destek ve istihdam sağlamak için “Genç İstihdam Seferberliği” programını başlattınız. Programdan kısaca bahsedebilir misiniz? Şimdiye kadar kaç öğrenciye ulaştınız? 

Youthall olarak 6 Şubat tarihinde ülkemizde gerçekleşen depremler sonrası hızlıca hayata geçirdiğimiz Genç İstihdam Seferberliği projemiz; deprem bölgesinde ailesini, evini veya işini kaybetmiş 18-35 yaş arası gençler ile depremden etkilenen gençlerin istihdamına katkı sağlamak isteyen şirketleri ve kurumları bir araya getirmeyi amaçlayan bir seferberlik hareketidir. 

Projenin temel amacı, depremden etkilenen gençlere iş fırsatları sunmanın ötesine geçerek, onlara burs ve eğitim gibi destekleyici imkanlar sağlamak. Bu sayede, gençlerin iş hayatına entegrasyonunu kolaylaştırmak ve geleceklerini şekillendirirken onlara yanlarında olduğumuzu hissettirmek istiyoruz. 

Genç İstihdam Seferberliği hareketi kapsamında, depremden etkilenen gençlerimiz youthall.com/seninleyiz web sitesine girerek “İş veya Destek İstiyorum” bölümünde bilgilerini paylaşıyorlar. Bu bilgiler, gençlerin depremden etkilendiğini beyan ettiğini gösteriyor ve talepleri ekibimize iletiliyor. Ekibimiz, bu talepleri tek tek teyit ediyor. Daha sonra, gençler ücretsiz olarak sitedeki iş ilanlarına başvurabiliyorlar. Bunun yanı sıra, şirketler de iş veya staj imkanının yanı sıra burs, teknik ekipman, eğitim ve mentorluk gibi farklı ihtiyaçlara gönüllü olarak destek sağlamak istiyorlarsa, bunları bize iletiyorlar. Böylelikle, gençlerin yararlanabileceği çalışmaları birlikte hayata geçiriyoruz. 

Bugüne kadar 10,000’den fazla depremden etkilenen genç harekete geçti ve bizlere ulaştı. Youthall’da oluşturulan özgeçmişlerinde depremden etkilendiğini beyan eden gençlerin yüzde 48,7’si 20-25 yaş aralığında, yüzde 45,8’i üniversite mezunu ve yüzde 56,8’i ise üniversite öğrenimine devam eden öğrencilerden oluşmaktadır. 

2. Kurumların projeye ilgisi nasıl oldu? Sizce bu gençlerin istihdama katılması kurumlar için neden önemli? 

Kurumların Genç İstihdam Seferberliği programına gösterdikleri ilgi oldukça yüksek. Programa 600’den fazla şirket gönüllü olarak destek vermek adına bizlere ulaştı. Gençlere istihdam olanağı ve destek sağlamak için farklı adımlar attılar. Örneğin, L’Oréal, Siemens, LC Waikiki, Kale Grubu, Petrol Ofisi, Henkel, Sabancı ve Vestel gibi tanınmış şirketler bu programa destek verenler arasında yer aldı. 

Bu süreçte kurumların sosyal sorumluluk bilinci de arttı ve toplumsal etkileri güçlendi. Gençlerin istihdam edilmesi, onlara yeni bir başlangıç fırsatı sunarak toplumsal iyileşme sürecine katkıda bulunurken aynı zamanda depremden etkilenen gençlerimizin kendilerine güvenlerini yeniden kazanmalarını ve geleceğe umutla bakmalarına da fayda sağladı. 

Son olarak ise gençlerin hayatına dokunmak isteyen daha çok şirketi ve kurumu bu seferberlik hareketine katılmaya davet ediyoruz. Depremden etkilenen gençler, aslında geleceklerine yatırım yapan, iyi bir meslek hayali kuran, o güne kadar uğruna çalıştıkları planları olan bireyler. Bu hayallerinin 6 Şubat tarihinde sona ermediğini göstermek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. 

Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Ayşe Kırımlı: 

“Bir gencin eğitimine yapılan destek, o gencin geleceğini şekillendiriyor” 

1.Depremlerin üzerinden neredeyse dört ay geçti. Sahadaki ilerlemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bölgedeki gençlerin sağlıklı gelişimi ve eğitimi için sizce aciliyetli olarak hangi sorunların çözülmesi gerekiyor? 

Hepimizi yasa boğan depremlerin üzerinden yalnızca dört ay geçmesine rağmen afet bölgesindeki temel ihtiyaçlar hala devam ediyor. Afetin büyüklüğü sebebiyle toparlanma sürecinin en az iki yıl olacağını öngörüyoruz. Bu sebeple dayanışmanın ve desteklerin de sürdürülebilir olması şart. Depremden sonra çevre, iklim gibi pek çok sorun gündem edilirken “gençler ve onların ihtiyaçları” çok az konuşuldu. Gençlerin sosyalleşebilecekleri, keyifli zaman geçirebilecekleri mekanlara, okulların kapanması, yıkılması vb nedenlerle eksik kalan eğitimlerini destekleyici çalışmalara ve yaşadıkları travmaları atlatmalarına destek olacak etkinliklere çok ihtiyaçları var. 

Bu sebeple gençler başta olmak üzere çocukların ve genç kadınların güçlendirilmesi için Shell, GSK, Akkök Holding, Elidor gibi değerli kurumlarla afet bölgesinde Destek Merkezleri açıyoruz. Bu Destek Merkezlerinde depremden etkilenen çocuklara, gençlere ve genç kadınlara yönelik çeşitli atölyeler, eğitimler ve etkinlikler gerçekleştirerek iyileşme sürecine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca her merkezin yönetimi için yerelden gençler istihdam ederek kısmen de olsa genç istihdamına katkı sağlamayı hedefliyoruz. 

2022-2023 eğitim yılı YÖK verilerine göre; depremden doğrudan etkilenen illerde ikametgahı olan veya bölgede eğitim alan toplam 631 bin 430 öğrenci var. Bu da Türkiye’deki toplam 4 milyon 187 bin öğrencinin yüzde 15’ini oluşturuyor. Bu gençlerin eğitim ve gelecek hayallerine destek olmak çok kritik. Çünkü biliyoruz ki bir gencin eğitimine yapılan destek, o gencin geleceğini şekillendiriyor. 

Depremden sonra oluşturduğumuz Afet Burs Fonu’yla afetten etkilenen gençlerin eğitimlerine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Şimdiye kadar 661 gencin burs fonunu oluşturmayı başardık. Yakında gerçekleşecek iş birlikleriyle amacımız 1.000 gence minimum 12 ay boyunca 1.600 TL’lik burs desteği vermek. 

2. Genç bir gönüllü kitlesine sahipsiniz. Deprem süresince genç gönüllüleriniz ile yaptığınız çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Genç gönüllülüğünün böyle kriz anlarında önemi sizce nedir? 

Afet anlarında en kritik konulardan biri de gönüllü koordinasyonu oluyor. Çünkü duyarlı olan herkes çok etkileniyor ve hemen o an sorumluluk almak istiyor. Fakat koordinasyon olmadan yapılacak hiçbir yardım etkili olmuyor ve amaca ulaşamıyor. Toplum Gönüllüsü gençler, uzmanlardan aldıkları sosyal sorumluluk eğitimleriyle; ihtiyacı görme ve harekete geçme, çözüm odaklı düşünme, planlama, koordine olma, sorumluluğu paylaşabilme gibi pek çok konuda kendilerini geliştirme fırsatı buluyorlar. Böylece afetin hemen sonrasında, hızlıca organize olma becerisine sahip oluyorlar. 

Türkiye’nin en yaygın gençlik vakfı olarak 10 binden fazla gönüllümüzle; ülkemizde yaşanan afetlerden sonra afet bölgesinde destek verecek gönüllü koordinasyonunu da sağlıyoruz. Depremin ardından açtığımız gönüllü başvurusuna 60 bine yakın talep geldi. 6 Şubat’tan bu yana 5 binden fazla gönüllü Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Gaziantep’teki yardım depolarında görev aldı. Hala da yüzlere gönüllümüz bölgede gönüllü çalışmalara katılarak yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konusunda destek oluyor. 

Gençler yalnızca yardım depolarında görev almıyor, afetten etkilenen çocukların ve gençlerin sosyal ve psikolojik olarak iyileşme sürecine katkıda bulunmak için de projeler gerçekleştiriyor. Bunların bazıları gençlerin kendi yerellerinde, afet bölgelerinden farklı şehirlere göç edenler için tasarlandı. İki tanesi ise Mart ayında Kahramanmaraş Elbistan’ta ve Pazarcık’ta çadır formatında hayata geçirdiğimiz Destek Merkezleri’nde gerçekleşiyor. Toplum Gönüllüsü gençler bu çadırlarda; lise ve üniversiteye hazırlık öğrencilerine ihtiyaç duydukları konularda ders anlatıyor. Çocuklarla oyun oynayarak onların iyileşme sürecine katkı sağlıyor, atölyeler gerçekleştiriyor, sinema günleri organize ediyorlar. 

Çok yakında prefabrik yapılarda açacağımız Destek Merkezleri ile bu projeleri artırarak daha fazla çocuğa, gence ve kadına ulaşmayı hedefliyoruz. 

Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Banu Taşkın: 

“Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık ruhunu emanet ettiği gençlerimizin hayallerinin yarıda kalmaması için gayretle çalışıyoruz” 

1. Bölgedeki üniversite eğitimi toplumsal iyileşme ve bölgenin yeniden kalkınmasında sizce nasıl bir önem taşıyor?  

Eğitim bireyin ve toplumun gelişiminde önemli bir rol oynuyor. TEV, eğitime eşit erişim için çocuk ve gençleri destekleyen bir kurum olarak, öncelikle çocukların ve gençlerin iyi olma halini önemsiyor. Eğer onlar iyi olursa, bunun elbette topluma da olumlu yansıması olacağını öngörüyor. Eğitimin toplumsal etkisini salt kalkınmaya indirgemektense genel olarak toplumun gelişimi için eğitimin olmazsa olmaz olduğunu görüyoruz. Özellikle kız çocukların ve genç kadınların eğitime erişiminin desteklenmesi yalnızca onların istihdama katılımı için değil, ev içi emek de dahil olmak üzere farklı toplumsal meselelerin önlenmesi gibi konularda sonuçlar elde etmek için de önemli. Yaşanan toplumsal krizler, en son yaşadığımız afet de dahil olmak üzere, eğitime erişimi halihazırda risk altında bulunan çocuk ve gençlerin durumu hakkında bizi daha çok alarma geçiriyor. Dolayısıyla afet bölgesindeki 11 ilde yaşayan 0-17 yaş arasındaki 4,8 milyon çocuk ile 18-25 yaş aralığındaki 1,8 milyon gencin iyi olma hali, afet bölgesi başta olmak üzere ülke olarak toplumsal iyi olma halimiz açısından önem taşıyor. 

2. Siz uzun vadede neler yapmayı planlıyorsunuz? 

Biz, bu çerçevede öncelikle bursiyerlerimizin psikolojik iyiliğine odaklanıyoruz. Özellikle kriz dönemlerinde, psikolojik iyi olmanın akademik başarı kadar önemli olduğu ve iki olgunun birbiriyle sıkı ilişki içinde olduğunu görüyoruz. Bu konuda çalışmalar başlatıyoruz. 

304.700 üniversite öğrencisinin bulunduğu deprem bölgesinde, temel eğitim seviyesinde her 5 öğrenciden 1’i afetten etkilendi. Gerek temel eğitim gerekse lisans seviyesinde binlerce öğrenciyi direkt ve dolaylı etkileyen depremde, Türk Eğitim Vakfı ailesinin parçası olan 2573 bursiyerimiz de afetten doğrudan etkilendi. Hem onların hem de bölgede olan tüm eğitim hayatının içinde olan evlatlarımızın yanında olmak ve eğitimlerini tamamlayabilmelerini sağlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 

Afetin ilk gününden itibaren bağışçılarımızın, bursiyerlerimizin, çalışanlarımızın güvenliği en büyük önceliğimiz oldu. 7/24 açık sms-whatsapp hattımız üzerinden depremden etkilenen bursiyerlerimizle ihtiyaçları doğrultusunda iletişim halinde kaldık. Şubelerimizin olduğu iller dâhil tüm imkânlarımızı seferber ederek kapsamlı bir çalışma başlattık. Türk Eğitim Vakfı çok büyük bir dayanışma ağına sahip. Toplumsal desteğe ihtiyaç duyduğumuz her seferberlik hâlinde birey ve kurumların destekleri hep yanımızdaydı. Farklı illere tahliyesi gereken bursiyerlerimiz ve aileleri için hemen harekete geçtik. Arama kurtarma ve ilk yardım çalışmalarına katılabilecek gönüllü ekipleri bölgeye yönlendirdik. Bu süre zarfında tüm hizmet süreçlerimizi eksiksiz yürütmeye ve destek sağlamaya devam ettik. Deprem bölgesindeki illerde bulunan veya ailesi bu illerde olan bursiyerlerimize ek barınma burs desteği sağladık. Afet nedeniyle uzaktan eğitime geçilmesiyle birlikte, “Uzaktan Eğitime Teknoloji Desteği” kampanyasını hayata geçirdik. Öncelikli ihtiyaç sahibi olduğu belirlenen 546 bursiyere bilgisayarlarını teslim ettik. Deprem bölgeleri başta olmak üzere toplam 60 ildeki TEV bursiyerlerine bilgisayar dağıtımı yaptık. Depremden birinci dereceden etkilenen 1.275 yeni üniversite öğrencisine mart-haziran aylarını kapsayacak şekilde 4 aylık burs ödemesi yapıldı. Bölgede eğitimin kesintisiz devam edebilmesi adına prefabrik okul yapımı için Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği halindeyiz. 

İhtiyaç çok, yolumuz uzun. Eğitim çağındaki tüm çocuk ve gençlerimizin eğitim hayatlarına devam etmelerini sağlayarak umudu büyütmek ve çoğaltmak adına elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. 

Türk Eğitim Vakfı Ailesi olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık ruhunu emanet ettiği gençlerimizin hayallerinin yarıda kalmaması için gayretle çalışıyoruz. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ve bağımsızlık uğruna mücadele eden tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyor, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı en içten dileklerimle kutluyorum. 

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar