Rekabet ve tüketiciyi koruma politikaları sürdürülebilir tüketim ve üretime teşvik edebilir

Rekabet ve tüketiciyi koruma politikaları sürdürülebilir tüketim ve üretime teşvik edebilir

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 12’de ana hatlarıyla belirtildiği gibi sorumlu tüketim ve üretim modellerinin sağlanması, çevresel etkilerin en aza indirilmesine, kaynak verimliliğinin artırılmasına ve atık yönetiminin iyileştirilmesine yardımcı olur. Bu bağlamda uzmanlar, rekabet ve tüketiciyi koruma politikalarının uygulanmasının önemine dikkat çekiyor.

BM Genel Kurulu, bu konudaki çalışmaları yürütmek üzere UNCTAD ajansını görevlendirildi.

9 Mayıs tarihinde düzenlenen BM Ticaret Forumu 2023’ün üst düzey oturumunda açılış konuşması yapan UNCTAD rekabet ve tüketici politikaları başkanı Teresa Moreira, ‘’Rekabet ve tüketiciyi koruma politikaları, piyasaların etkinliğini ve adaletini geliştirmeye elverişli olduğundan, kamu politikası hedeflerine hizmet etmek için iyi bir konuma sahiptir’’ dedi.

Toplantıya Avusturya, Cape Verde, Yunanistan, Kenya, Rusya ve Güney Afrika’dan akademisyenler, uluslararası kuruluşlar ve devlet kurumlarından çeşitli uzmanlar katıldı.

Yapılan müzakereler, sürdürülebilirlik, tüketicinin korunması ve rekabet politikaları arasındaki bağlantıları inceleyen yeni UNCTAD raporu çerçevesinde gerçekleşti.

Bu tür politikaların uygulandığı pazarların sürdürülebilir kalkınmaya daha iyi hizmet ettiği başarı örnekleriyle birlikte ortaya konurken, potansiyel fırsatlar üzerindeki düşünceler paylaşıldı.

Kamu ve özel sektör ortaklığı arasındaki sorunların ele alınması

Hükümetler ve iş dünyası arasındaki uzun vadeli işbirliği, sürdürülebilirliğin ilerlemesine yardımcı olabilir. Kenya deneyimi ise bu duruma örnek olarak gösterilebilir.

Kenya Rekabet Kurumu için planlama, politika ve araştırma çalışmaları yürüten Ninette K. Mwarania, ‘’50 milyondan fazla bir nüfusa sahip olan ülke, günde yaklaşık 22 bin metrik ton atık üretiyor. Bu miktarın yaklaşık yüzde 60’i geri dönüştürülebilir durumda’’ dedi.

Döngüsel ekonomiyi destekleyen Kenya, sermaye yoğun olan sürdürülebilir atık yönetimi için ihtiyaç duyulan özel finansmanı harekete geçirmek üzere kamu-özel sektör ortaklıklarından yararlanıyor.

Ülke, uzaktaki köyleri elektrik şebekesine bağlamaya yardımcı olmak için kamu-özel sektör ortaklıklarıyla çalışıyor. Bu bağlamda, elektriğe erişimin kapsamını genişletirken karbondioksit yayan kerosen lambaların kullanımını azaltıyor.

Bununla birlikte kamu-özel ortaklıkları, genellikle daha küçük işletmelerin kapanmasına neden olan rekabet sorunlarını beraberinde getirir. Bu anlaşmalara dahil olmak için gerekli olan uzun vadeli nitelik ve yatırım koşullarına yalnızca birkaç özel sektör kuruluşu uygunluk gösterir.

Uyum sürecinde rekabet rehberliği

Sürdürülebilirlik ve rekabetin çatışması durumunda uzmanlar, rekabet yasası kapsamında nelere izin verildiği konusunda daha net rehberlik talep eder.

Bunu yaparken, rekabete karşı etkileri dengelemek için verimlilik kazanımlarına yol açabilecek sürdürülebilirlik faydalarının belirlenmesi gerekir.

Örneğin Avusturya, taslak yönergeler çerçevesinde biyolojik çeşitliliği verimlilik kazancı olarak kabul etmektedir.

Avusturya federal rekabet otoritesi genel müdürü Natalie Harsdorf-Borsch, ‘’Bu ve benzer düzenlemeler kapsamında şirketler, işbirliklerinin Avusturya rekabet yasasına uygun olup olmadığını değerlendirebilir’’ dedi.

Tüketici eğitimi önemini koruyor

UNCTAD’ın küresel tüketici koruma haritasına göre, sürdürülebilir tüketimle ilgili tüketici eğitimi girişimleri 104 ülkeden yalnızca 37’sini kapsamaktadır.

Tüketicilerin sürdürülebilir seçimler yapabilmesi için satın aldıkları ürünlere ait doğru, şeffaf ve güvenilir bilgilere ihtiyaçları vardır.

BM Çevre Programı’nın ev sahipliğinde düzenlenen ‘’Tek Gezegen Ağı’nın’’ başkanı Jorge Laguna-Celis, ‘’ Hakları korunan tüketici tercihleri ve bunların etkisi konusunda bilgilendirme sağlayarak, sürdürülebilirliğe öncelik veren bir piyasa ortamı yaratabiliriz’’ dedi.

Kolektif çabalar oluşturmaya yönelik politikalar

Sürdürülebilir tüketimi teşvik etmek, hükümetler, işletmeler, tüketiciler ve ilgili sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere tüm piyasa aktörleri tarafından paylaşılması gereken bir sorumluluktur.

Ülkeler, tüketici haklarının korunmasına yönelik olarak BM yönergelerinde öngörüldüğü gibi, sürdürülebilir tüketim ve üretimi teşvik eden politikalar geliştirmeli ve uygulamalıdır.

Arazi kullanımı, ulaşım, enerji ve barınma ile ilgili sektörel politikaları yürürlüğe koyabilir, sürdürülemez modellere katkıda bulunan sübvansiyonları kaldırabilir ve çevre yönetiminde sektöre özgü en iyi uygulamaları teşvik edebilirler.

Bununla birlikte hükümetler, mal ve hizmetlerin sürdürülebilir şekilde tasarlanması, üretilmesi ve dağıtılması konusunda işletmelere rehberlik etmelidir.

Ayrıca, özellikle yanlış çevresel iddialar ve yeşil aklama ile yanıltıcı ve haksız ticari uygulamalara karşı tüketiciyi koruma yasaları hayata geçirilmelidir.

Kaynak:

https://unctad.org/news/how-markets-and-consumers-can-drive-sustainability

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar