Good4Trust’ın ekolojik ve sosyal açıdan adil üretim yapan üreticilerin hikayelerini paylaştığı Türetim Buluşmaları’nın 15 Temmuz’daki yayınının konuğu Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin İletişim Koordinatörü Turgay Özçelik oldu. Özçelik; Ta Tu Ta, %100 Ekolojik Pazar ve Zehirsiz Sofralar Kampanyası projelerinden bahsetti. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin temel amacı ekolojik yaşam bilgisini paylaşmak hem toplumda hem de
Good4Trust’ın ekolojik ve sosyal açıdan adil üretim yapan üreticilerin hikayelerini paylaştığı Türetim Buluşmaları’nın 15 Temmuz’daki yayınının konuğu Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin İletişim Koordinatörü Turgay Özçelik oldu. Özçelik; Ta Tu Ta, %100 Ekolojik Pazar ve Zehirsiz Sofralar Kampanyası projelerinden bahsetti.
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin temel amacı ekolojik yaşam bilgisini paylaşmak hem toplumda hem de bireylerde ekolojik yaşamla ilgili farkındalık yaratmak. Dernek şu anda, Ta Tu Ta, %100 Ekolojik Pazar ve Zehirsiz Sofralar Kampanyası projelerini hayata geçiriyor. Öncelikle Ta Tu Ta projelerinden bahseden Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin İletişim Koordinatörü Turgay Özçelik, “Ta Tu Ta; tarım, turizm ve takas kelimelerinin kısaltılmalarından oluşuyor. Uluslararası WWOOF organizasyonunun Türkiye ayağı. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde Ta Tu Ta ev sahibi olan 96 tane çiftlik var. Sisteme üye olan biri, sitemden seçeceği bir çiftliğe gidip gönüllü olarak oradaki işlere yardımcı olabiliyor. Yani sistem, ekolojik yaşamı merak eden insanlarla ekolojik üretim yapan çiftlikleri buluşturuyor. Ekolojik tarım çok zor ve çok fazla iş gücü gerektiriyor. Bu sistem de ekolojik üretim yapan insanları desteklerken doğayla çok fazla iç içe olamayan insanlar için de güzel bir tecrübe olanağı sunuyor” dedi.
“Küçük üreticilerin en büyük ihtiyacı ürünlerini satabilecekleri bir alan”
%100 Ekolojik Pazarlar projelerine de değinen Özçelik, “Küçük üreticilerin en büyük ihtiyacı ürünlerini satabilecekleri bir alan. Konvansiyonel üretim yapan üreticilerle rekabet etme şansları yok. İnsanlarla buluşabilecekleri bir yere ihtiyaçları var. Proje de hem bu alanı sağlamak hem de şehirlerde bu ürünlere buluşmak isteyen insanları bir araya getirmek amacıyla başlıyor. Derneğin yönettiği pazarların sayısı yediye çıkmış durumda. Bu pazarlar sadece ürünlerin satıldığı bir alışveriş mekânı değil, kültürel de bir alışveriş yeri” ifadelerini kullandı.
“Pestisitler tarım ilacı değil, zehir”
Gıdanın hem insana hem de dünyaya zarar veren bir sektör haline geldiğini belirten Özçelik, “Zehirsiz Sofralar Kampanyası’yla amacımız, endüstriyel tarımda kullanılan ve pestisit adı verilen sentetik kimyasallarını kullanımını azaltmak, durdurmak ve zararları konusunda farkındalık yaratmak. Pestisit, tarımsal üretimde zararları yok etmek için kullanılan kimyasal bir madde. Türkiye’de yanlış bir şekilde tarım ilacı olarak biliniyor. Aslında bu bir ilaç değil, zehir. Zararları biliniyor fakat satan şirketler ve karar vericiler, pestisitleri kullanmazsak insanları doyuramayacağımızı iddia ediyor. Oysa, pestisitler verim getirmiyor. Alternatif yöntemlerin, örneğin organik tarımın eşit derecede verimli olduğu hatta kuraklık dönemlerinde daha verimli olduğu kanıtlandı. Zehirsiz Sofralar Ağı’nı kurarak 13 pestisitin acilen yasaklanmasını, diğer pestisitlerin de kullanımının azaltılarak, alternatif yöntemlerin desteklenmesini ve teşvik edilmesini talep ettik. Geçtiğimiz ay, 16 etken madde yasaklandı. Bunlardan sadece dördü acilen yasaklanmasını talep ettiklerimiz arasındaydı. Kalan dokuz tanesinin de acilen yasaklanması gerekiyor” dedi.
Zehirsiz Sofralar Kampanyası’na destek olmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
