BM Biyolojik Çeşitlilik Günü insanlığın yaşam destek sistemini korumayı amaçlıyor

BM Biyolojik Çeşitlilik Günü insanlığın yaşam destek sistemini korumayı amaçlıyor

Sürdürülebilir dünya için doğal yaşam çeşitliliğinin korunması ve geliştirilmesine farkındalık yaratmak amacıyla 22 Mayıs günü Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde ‘’Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü’’ olarak kutlanıyor.

Bu yılın teması, konuşmadan eyleme geçmeye ve biyolojik çeşitliliği yeniden inşa etmeye odaklanıyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, ‘’Yaşamlarımızın tamamen sağlıklı ekosistemlere bağlı olduğunu kabul edersek, soluduğumuz havadan yediğimiz yiyeceklere, enerjiden ve bizi iyileştiren ilaçlara kadar insanlığın yaşam destek sistemiyle olan ilişkimizi derinlemesine düşünmeliyiz’’ dedi.

‘’Eylemlerimiz gezegenin her köşesini mahvediyor: Yaşam alanlarının bozulması, hızla artan kirlilik ve kötüleşen iklim krizinin sonucu olarak 1 milyon tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.’’

Biyolojik çeşitliliğin gelecek nesiller için çok değerli bir küresel varlık olduğuna dair artan bir farkındalık olmasına rağmen, yasadışı ağaç kesiminden doğal yaşamı tehdit eden kaçak avlanmaya kadar insan kaynaklı eylemler nedeniyle türlerin sayısı önemli ölçüde azalıyor.

Herkes tehdit altında

Biyolojik çeşitlilik genellikle çok çeşitli bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalar olarak bilinmesi ile birlikte, türler içindeki genetik farklılıkları da kapsamaktadır.

Biyolojik çeşitlilik, mahsul çeşitleri ve hayvan ırkları arasındaki farklılıkların yanı sıra göller, ormanlar, çöller ve tarımsal alanlar gibi ekosistemlerin çeşitliliğini hassas bir denge içinde yansıtır.

Sağlık dahil herkesi, her alanı tehdit eden biyoçeşitlilik kaybı, hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkların da (zoonoz) artabileceğini kanıtlıyor. Dolayısıyla güçlü biyolojik çeşitlilik, virüslerin neden olduğu salgınlara karşı mücadelenin en etkin aracı olarak ortaya çıkıyor.

Verilen sözler tutulmalı

Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi toplam 196 ülke tarafından 1993 yılında onaylandı.

İleriye doğru atılmış önemli bir adım olan ve 2022 yılında kabul edilen Kunming-Montreal Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçevesi, tüm tarafların ulusal hedefler belirleme ve uygulama taahhüdünde bulunmasıyla sonuçlandı.

2024 yılında Türkiye’de gerçekleştirilecek olan Taraflar Konferansı’nda, belirlenen hedefler ve taahhütlerin değerlendirilmesi yapılacak.

BM Çevre Programı (UNEP) ve ortakları, Fildişi Sahili’ndeki bir yağmur ormanı koruma projesinden Kamboçya’daki deniz koruma çabalarına kadar dünyanın dört bir yanından sivil toplum kuruluşlarının taahhütleri için çevrimiçi bir platform başlattı.

Anlaşmaları eyleme dönüştürmek

‘’Şimdi eyleme geçme zamanı’’ diyen Guterres, bu söylemiyle sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerinin sağlanması ve sübvansiyonların doğayı yok eden faaliyetlerden yeşil çözümlere yönlendirilmesi anlamına geldiğinin altını çizdi.

Dünyanın biyolojik çeşitliliğinin en güçlü koruyucuları olan yerli halkların ve yerel toplulukların haklarını tanımak adına, hükümet ve işletmelerin iklim krizi ve biyolojik çeşitlilik kaybına karşı daha etkin ve hızlı harekete geçme zorunluluğuna dikkat çekti.

Sürdürülebilir yarınları güvence altına almak üzere hükümetleri, sivil toplumu ve özel sektörü birlikte çalışmaya davet etti.

Bunları biliyor musunuz?

· Biyolojik çeşitlilik ve ekosistemlerdeki mevcut olumsuz tablo, sekiz Sürdürülebilir Kalkınma Hedefinin (SKH) değerlendirilen hedeflerinin yüzde 80’ine yönelik ilerleme sürecini baltalayacak.

· Karasal alanların dörtte üçü ve denizlerin yaklaşık yüzde 66’sı, insan kaynaklı eylemler nedeniyle önemli ölçüde değişime uğradı.

· 1 milyon hayvan ve bitki türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

· Kaçak avlanma ve yasa dışı ticaret, birçok türün yok olmasına doğrudan katkı sağlıyor.

· Yasa dışı ağaç kesiminin küresel kereste ticaretinin yüzde 10 ila 30’undan sorumlu olduğu tahmin ediliyor.

· Dünya üzerindeki yaklaşık 3 milyar insan protein gereksiniminin yüzde 20’sini balıklardan sağlıyor.

· İnsanların beslenme gereksinimlerinin yüzde 80’inden fazlası bitki kaynaklı.

· Gelişmekte olan ülkelerde kırsal alanlarda yaşayan insanların yaklaşık yüzde 80’i temel sağlık hizmetleri için geleneksel bitki bazlı ilaçlara güveniyor.

Kaynak:

https://news.un.org/en/story/2023/05/1136907?utm_source=UN+News+-+Newsletter&utm_campaign=c22f4d126d-EMAIL_CAMPAIGN_2023_05_23_12_00&utm_medium=email&utm_term=0_fdbf1af606-c22f4d126d-%5BLIST_EMAIL_ID%5D

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar