Artırılmış gerçeklik (Augmented Reality), interaktif olarak görüntülerin hayalde canlanmasını sağlama yeteneğiyle, sağlıktan telekomünikasyona, üretimden daha fazlasına kadar çok çeşitli kurumsal yapılarda giderek daha önemli bir sorun çözücü olarak karşımıza çıkıyor. Küresel iklim değişikliği gezegeni etkilemeye devam ederken, üst düzey yöneticiler müşterilerden, çalışanlardan ve yatırımcılardan çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişime (ESG), öncelik verilmesi konusunda artan baskı
Artırılmış gerçeklik (Augmented Reality), interaktif olarak görüntülerin hayalde canlanmasını sağlama yeteneğiyle, sağlıktan telekomünikasyona, üretimden daha fazlasına kadar çok çeşitli kurumsal yapılarda giderek daha önemli bir sorun çözücü olarak karşımıza çıkıyor.
Küresel iklim değişikliği gezegeni etkilemeye devam ederken, üst düzey yöneticiler müşterilerden, çalışanlardan ve yatırımcılardan çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişime (ESG), öncelik verilmesi konusunda artan baskı ile karşılaşıyor. Bu yönelimin sonucu olarak, küresel sürdürülebilir yatırım 2014’ten bu yana yüzde 68 artarak, 2019 yılında 30 trilyon doları aştı.
İşletmeler, yüksek karbon emisyonlarını azaltmak, mevzuata uygunluğu sürdürmek ve çalışan güvenliğini sağlamak için ilerleme kaydetmeye çalışırken, artırılmış gerçeklik, ESG girişimlerinin gelişmesine yol açan yeni bir araç olarak ortaya çıkıyor.
Artırılmış gerçekliğin kurumsal ESG hedeflerini desteklemesinin üç yolu:
1.Sahada çalışma ortamından uzaklaşmak
Telekom veya bilişim hizmetlerinde bir aksama olması durumunda ve müşterinin servis talebinde bulunması halinde sahaya servis teknisyenin gönderilmesi, geleneksel hizmet kapsamında yapılan bir uygulamaydı. Bu uygulama verimsiz olmasının yanında büyük bir çevresel etkiye de sahiptir. Kuzey Amerika’da bir saha ziyaretinin 12,5 kilogram karbondioksit emisyonuna eşit olan 1,4 galon benzin kullandığı tahmin ediliyor.
Artırılmış gerçeklikten yararlanan işletmeler, müşterilerinin sorunlarına hızlı ve verimli bir şekilde çözüm sunabiliyor. Servis teknisyenleri potansiyel olarak sahaya gitmek yerine, dakikalar hatta saniyeler içinde müşterilerle sanal bağlantı kurarak, sorunu hızlı bir şekilde değerlendirebilir, gerekirse uzaktan çalışan ek uzmanlar dahil edilerek çözüm üretilebiliyor.
2. Güvenlik oluşturma
Dünya genelinde her yıl 2,3 milyon birey iş kazalarına maruz kalıyor ve bu, her gün 6 bin ölüme tekabül ediyor. Bu çarpıcı istatistik, işyeri güvenliği düzenlemelerinin uygulanması ve karşılanması için gerçek bir ihtiyaca işaret ediyor.
Artırılmış gerçeklik, teknisyenlerin daha güvenli ve daha akıllı çalışmasına olanak sağlayarak insan hatasını azaltıyor ve ölçekte güvenliği destekleyen bir ortam yaratıyor.
Bu çalışma ortamı, herhangi bir alanda çalışan saha teknisyenlerinin gerçek dünyadaki tehlikelerle karşılaşmadan gerçeğe yakın senaryoları tekrar tekrar deneyimlemelerine olanak tanıyan artırılmış gerçeklik aracılığıyla geliştirilmiş dijital iş güvenliği eğitimi ile başlıyor. Eğitimler sayesinde geleceğe daha iyi hazırlanmaları sağlanıyor.
İkinci örnek olarak, bir fabrikadaki artırılmış gerçeklik, ön saflarda çalışan personelin, talep edilen makinayı kendi başlarına hazırlamak yerine, kullanım kılavuzlarını incelemelerine olanak tanıyarak, olası yaralanma ve iş kazalarını önlemiş oluyor.
Son olarak, Covid-19 pandemisi sürecinde, salgının yayılımını durdurmak birçok işletmenin birinci önceliği oldu. İşletmeler, artırılmış gerçeklik sayesinde yalnızca gerekli personelin yerinde bulunmasını ve diğer işlerin dijital uygulamalarla uzaktan destek temsilcileriyle yürütülmesini sağlayarak pandeminin yayılımını önlemeye çalıştı.
3. Müşteri ve çalışan beklentilerini karşılamak
Günümüzde çalışanların ve tüketicilerin istihdam ve satın alma kararları, markaların sürdürülebilirlik girişimlerine bağlı olarak şekilleniyor. Amerikalıların üçte ikisinden fazlası, tüketim eğilimlerinde veya çalışacakları yeri seçerken sürdürülebilirliği dikkate alıyor.
Apple, Salesforce ve Google gibi büyük şirketler, çevresel risklerin işleri üzerinde yaratacağı etki konusunda farkındalıkla hareket ettiğinden, güçlü ESG hedeflerini sürdürmeyi ve raporlarla açıklamayı tercih ediyor. KPMG verileri, teknoloji şirketlerinin yüzde 83’ünün sürdürülebilirlik raporu yayınladığını ortaya koyuyor.
ESG verilerine yönelik talebin ve şeffaflığın giderek artması bekleniyor. Müşteri beklentilerini karşılamak ve uzun vadeli sürdürülebilirlik taahhütlerini yerine getirmek için artırılmış gerçekliği uygulama zamanının geldiği belirtiliyor.
Artırılmış gerçekliğin somut gücünden yararlanmak, kurumların mevzuata uygunluk sağlamasına, sürdürülebilirlik hedeflerini etkilemesine, müşteri ve çalışan memnuniyetinin sağlanmasına yardımcı olacaktır.
Kaynak:
https://sustainabilitymag.com/esg/augmented-reality-advances-organisation-esg-initiatives
