Risk atındaki UNESCO Miras Alanları

Risk atındaki UNESCO Miras Alanları

UNESCO Dünya Mirası Alanları, insanlığın ortak kültürel ve doğal hazinelerini temsil eden, olağanüstü evrensel değere sahip yerler. Ne yazık ki, bu alanların birçoğu iklim değişikliği ve insan faaliyetleri nedeniyle tehdit altında. Günümüzde 56 tanesi ‘’Tehlike Altındaki Dünya Mirası Alanları’’ listesinde yer alıyor.

1972 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) bünyesinde oluşturulan Dünya Mirası Sözleşmesi, olağanüstü kültürel veya doğal değere sahip alanları belirlemeyi ve korumayı amaçlıyor. Günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde, hem kültürel hem de doğal kategorilerde yer alan 1.100’den fazla alan bulunuyor.

Bir alanın UNESCO Dünya Mirası statüsü kazanabilmesi için on özel kriterden en az birini karşılaması gerekiyor.

UNESCO Dünya Mirası Alanları, bulundukları yerin ötesinde birkaç önemli işlevi daha yerine getiriyor. Bu alanlar, kültürel mirası korumak, biyolojik çeşitliliği sürdürmek, nesli tükenmekte olan türleri korumak ve küresel farkındalığını artırmak gibi kritik roller üstleniyor.

İklim değişikliği ve insan kaynaklı tahribat, UNESCO Dünya Mirası Alanları üzerinde büyük bir tehdit oluşturuyor. 

Artan sıcaklıklar, deniz seviyesi yükselmesi ve aşırı hava olayları, özellikle doğal alanlar olmak üzere birçok UNESCO Dünya Mirası üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Bu faktörler, ekosistemleri bozarak biyoçeşitliliği tehdit edebiliyor ve bu alanların korunmasını daha da güçleştirebiliyor.

World Monument Fund (WMF), iklim değişikliğini Sahra altı Afrika’daki alanlar için en büyük tehdit olarak belirledi. Buna karşın, Asya’daki tarihi alanlar için en büyük riskler, şehirleşme ve kalkınma süreçlerinden kaynaklanıyor. Bu unsurlar, önemli mirasların korunmasını ciddi şekilde tehdit ediyor.

Örneğin, Büyük Set Resifi, okyanus koşullarındaki değişiklikler nedeniyle şiddetli mercan beyazlaşması yaşıyor. Bu durum, alanın biyolojik çeşitliliğini tehlikeye atıyor.

Avrupa ve Kuzey Amerika’da, yetersiz finansman başlıca zorlukken, Latin Amerika ve Karayipler’deki alanlar aşırı turizmden önemli ölçüde etkileniyor.

İnsan faaliyetleri, aşırı turizm, şehirleşme ve sanayileşme gibi etkenler, bu alanların tahribatına katkıda bulunuyor.

UNESCO Dünya Mirası Alanları içinde hangileri en yüksek risk altında?

1.Büyük Set Resifi Avustralya

Dünyanın en büyük mercan resifi sistemini temsil eden Büyük Set Resifi, Avustralya’nın kuzeydoğu kıyısı boyunca 2.300 kilometreden fazla bir alana yayılıyor. Biyolojik çeşitliliğiyle ünlü olan bu resif, binlerce deniz canlısı türüne ev sahipliği yapıyor.

Resif, öncelikle iklim değişikliği nedeniyle ciddi tehditlerle karşı karşıya. Okyanus sıcaklığının yükselmesi, mercan beyazlaşmasına yol açıyor. Sıcaklık nedeniyle mercanlar, onlara besin ve renk sağlayan algleri dışarı atıyor.

Avustralya Deniz Bilimleri Enstitüsü’ne (AIMS) göre, 1995 yılından bu yana resifin mercan örtüsünün yaklaşık yarısı kayboldu. Son yıllarda yaşanan beyazlaşma olayları, iklim değişikliğiyle bağlantılı aşırı hava koşulları nedeniyle daha da kötüleşti.

Ekim ayında, Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA), dünya genelinde birçok ülkeyi etkileyen mevcut büyük mercan beyazlaşma olayının şimdiye kadar kaydedilen en büyük olay olduğunu doğruladı.

Ayrıca, tarımsal atık sular ve kıyı gelişimi nedeniyle oluşan kirlilik, resifin sağlığı için risk oluşturuyor.

2. Galapagos Adaları, Ekvador

Benzersiz ekosistemleriyle ünlü olan Galapagos Adaları, istilacı türler, aşırı balıkçılık ve iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında. Keçi ve sıçan gibi istilacı türler, yerli yaban hayatını avlayarak ve kaynaklar için rekabet ederek yerel ekosistemleri ve dengeyi bozuyor.

Örneğin, ikonik Galápagos kaplumbağası, avlanma, habitat tahribatı ve keçiler gibi istilacı türlerle rekabet nedeniyle ciddi nüfus düşüşleri yaşıyor.

Galápagos kaplumbağaları, ekosistem mühendisleri ve büyük omurgalılar olarak, adaların ekolojik sağlığını korumada hayati bir rol oynuyor.

Popülasyonlarını korumak ve yeniden eski haline getirmek için koruma çalışmaları devam ediyor.

3. Venedik, İtalya

Benzersiz mimarisi ve karmaşık kanal sistemiyle ünlü olan Venedik şehri, 1987’den beri UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak kabul ediliyor. Ancak yapısal bütünlüğü ve kültürel mirası ciddi tehditlerle karşı karşıya.

İklim değişikliği nedeniyle yükselen deniz seviyeleri, sel baskınlarını şiddetlendirdi. Binalara ve altyapıya geniş çapta zarar verdi. Ayrıca, şehir, jeolojik süreçler ve yeraltı suyu çekimi nedeniyle de batıyor.

Aşırı turizm, her yıl milyonlarca ziyaretçi ile tarihi alanlarda aşınmaya ve kalabalıklaşmaya yol açarak ek bir baskı yaratıyor. Tekneler, büyük krüvaziyer gemileri ve sanayi faaliyetlerinden kaynaklanan kirlilik, deniz ekosistemini tehdit ediyor. 

MOSE projesi gibi girişimler, Venedik’i korumak için kritik öneme sahip. Bu proje, aşırı gelgit olaylarında yükseltilerek Venedik Lagünü’nü sel baskınlarından korumak amacıyla tasarlanmış hareketli bariyerlerden oluşan sofistike bir sistem.

4. Antik Halep şehri, Suriye

Çatışma yaşayan bölgelerdeki siyasi istikrarsızlık, miras alanlarını da riske atabiliyor. Birçok alan, bakım ve koruma için sınırlı kaynaklarla mücadele ediyor ve bu da bu değerli alanların bozulmasını engelleme çabalarını zayıflatıyor.

Antik Halep Şehri, dünyadaki en eski sürekli olarak yerleşim gören şehirlerden biri ve zengin tarihi, Halep Kalesi ve Büyük Cami gibi tarihi mimarilerinde kendini gösteriyor. Ancak, devam eden Suriye İç Savaşı, şehrin kültürel mirasına büyük zarar veriyor.

UNESCO Dünya Mirası Merkezi’nden gelen raporlara göre, birçok tarihi bina, askeri çatışmalar, yağmalar ve ihmal nedeniyle yok oldu veya ciddi şekilde zarar gördü.

Restorasyon ve koruma için yeterli kaynakların olmaması, riski artırıyor. Halihazırda bu alan, tehlike altındaki UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak listelendi.

Bunlar, iklim değişikliği ve insan faaliyetleri nedeniyle tehlike altında olan pek çok alandan sadece birkaçı. Karşılaştıkları tehditler yalnızca tekil zorluklar değildir; dünya genelindeki toplulukları etkileyen çevresel bozulma ve kültürel kayıpların daha geniş bir örüntüsünü yansıtıyor.

İklim değişikliğinin hızlanan etkileri devam ederken, acil eylemin gerekliliği giderek daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.

UNESCO Dünya Mirası Alanlarını korumak, yalnızca onların doğal güzelliklerini ve tarihi önemlerini korumak için değil, aynı zamanda temsil ettikleri kültürel anlatıları ve biyolojik çeşitliliği sürdürmek için de son derece önemli.

Bu alanların önemine dair farkındalık oluşturmak, sürdürülebilir uygulamaları savunmak ve koruma çalışmalarına yatırım yapmak gibi adımların hepsinde hükümetlerin ve bireylerin ortak çabası gerekiyor.

Kaynak:

https://earth.org/heritage-at-risk-4-unesco-sites-under-threat/?mc_cid=21c8a56aeb&mc_eid=7fe4053e85

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar