Yenilenebilir enerji girişimlerinin sosyal etkisi

Yenilenebilir enerji girişimlerinin sosyal etkisi

Yenilenebilir enerji, özellikle rüzgar ve güneş enerjisi altyapısındaki gelişmelerin etkisiyle son on yılda önemli bir büyüme kaydetti. Bu gelişme çevreye fayda sağlamakla birlikte elektrik şebekelerinin dayanıklılığını artırıyor, ekonomik kalkınmayı destekliyor ve aynı zamanda toplumun refahına öncelik veren sürdürülebilir işgücü fırsatları sunuyor.

2000 yılından bu yana yenilenebilir enerji kaynaklarında yüzde 198’lik artış, büyük ölçüde rüzgar ve güneş enerjisi kullanımı ve verimliliği artıran enerji altyapısındaki gelişmelerden kaynaklanıyor.

Gelecekteki enerji girişimleri, toplumun sağlığı ve refahına zarar vermeden istihdam yaratan iş gücü piyasalarının ortaya çıkmasına yol açacak.

Enerji alanında eşitlik

Enerji eşitsizliği ile ilgili konular geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurdu. Kısaca ifade etmek gerekirse, güvenilir enerjiye erişimi olan uluslar zenginleşirken, enerji geleceklerini güvence altına alamayan toplumlar elektrik kesintileri ve elektriğe yetersiz erişimle ilgili zorluklar yaşamak zorunda kaldı.

Yenilenebilir enerji kaynakları, şebeke dahilinde olmayan enerji sistemlerinin oluşturulmasını kolaylaştırarak enerji eşitliğinin sağlanmasına yardımcı olabilir. 

Merkezden uzak düşük enerji oranlarına sahip ülkeler için merkezi olmayan güneş kaynaklı enerji şebekeleri, bu ülkelerin refahına katkıda bulunabilir. Ayrıca bu yaklaşımın benimsenmesi, istihdam yaratılmasını sağlarken toplum sağlığını iyileştirilebilir.

İstihdam yaratılması

Yenilenebilir enerjinin yükselişi yeni iş fırsatları yaratıyor. Binlerce insan için potansiyel heyecan verici kariyer olanakları sunuyor ve dolayısıyla istihdama katkı sağlıyor.

Yenilenebilir enerji alanındaki kariyer olanaklarına örnek olarak aşağıdakiler verilebilir.

·      Güneş Fotovoltaik Kurulumcusu: Güneş panellerinin tedarik ve monte edilmesi konusunda dünya genelinde kalifiye montajcılara ihtiyaç var. Kurulumun usta eller tarafından yapılması panellerin etkin çalışmasını sağlıyor. Verilere göre, fotovoltaik montajcılar yılda 45.250 dolar maaş alıyor ve 2032 yılına kadar talepte yüzde 22’lik artış yaşanacağı bekleniyor.

·      Rüzgar Türbin Teknisyeni: rüzgar enerjisinin kullanımının artmasıyla, kulenin mekanik bileşenlerinin kurulumunu, onarımını ve rutin bakımını yapabilecek teknisyenlere duyulan ihtiyaç artıyor.

·      Elektrik Mühendisi: Yenilenebilir enerji kaynakları, şebeke ve ev enerji cihazları ile ilgili çok çeşitli görevlerden sorumlu olan elektrik mühendislerinin yılda ortalama 103.320 dolar kazandığı ve kendilerine olan talebin giderek arttığı belirtiliyor.

·      Veri Bilimcisi: Doğru veri toplama ve analiz etme, yenilenebilir enerji şebekelerinin etkin çalışması için oldukça önemli. Dolayısıyla veri bilimciler, yenilenebilir enerji sistemlerinin sorunsuz işleyişinin ayrılmaz parçaları oluyor. Ülkeler yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeye devam ettikçe veri bilimcilere olan talebin daha da artacağı bildiriliyor.

Yenilenebilir enerji kaynakları, halihazırda milyonlarca insana istihdam sağlayan dev bir sektörü temsil ediyor. 

Rüzgar, güneş ve hidroelektrikten enerji etme sistemleri benimsendikçe yenilenebilir enerji sektöründe vasıflı çalışanlara olan talebin artacağı gün gibi aşikar. Bu durum, yenilenebilir enerji kaynaklarının yüksek maaşlı ve transfer edilebilir becerilere sahip kazançlı işler sağlayarak hayati bir sosyal işleve hizmet ettiğinin altını çiziyor.

Sağlık ve refahın iyileştirilmesi

Dünya genelindeki toplumlar enerji elde etmek için fosil yakıtlardan gelir etmeye devam ediyor. Bununla birlikte, kömür madenciliği ve petrol çıkarımı gibi meslekler, bu alanda çalışan işçiler ve yerel toplulukların sağlık ve refahı için olumsuz ortam yaratıyor. Madenciler genellikle düşük kaliteli hava solumaktan kaynaklanan kronik hastalıklara maruz kalırken, petrol rafinerilerinin yakınında yaşayan insanlarda da solunum problemleri ortaya çıkıyor.

Buna karşılık, güneş ve rüzgar gibi yeşil enerji çözümleri yerel toplumun sağlığına zarar vermez. Rüzgar türbinleri ve güneş enerjisi tarlalarında çalışan insanlar uzun vadeli sağlık risklerinden uzak ve zararlı kimyasallara maruz kalmadan olumlu bir çalışma ortamında yaşamlarını sürdürür.

Ancak, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili bazı mesleki tehlikeler de mevcut. Örneğin, biyoyakıtlarla çalışan işçilerin etanol ve alkole karşı korunmaları sağlanmalıdır.

Oldukça yakıcı olan bu maddeler, çalışanlar için sorun yaratabilir. Benzer şekilde, rüzgar türbinlerinin imalatında çalışanlar cilalama ve zımparalama işlemi sürecinde korunmalıdır. Ince partiküllerin solunması solunum sorunlarına ve hastalıklara neden olabilir.

Bütün bunlara rağmen, dengeli bir ortam yaratıldığında, yeşil enerji üretiminin çalışan refahı üzerinde çok az bir etkisi var ve yerel toplulukların genel sağlığına zarar vermeyen bir yaklaşım sunuyor. Güneş enerjisi istasyonlarının ve rüzgar türbinlerinin yakınında yaşayan topluluklar, bölgede artan finansman ve harcamalar nedeniyle sağlık alanında olumlu gelişmeler de yaşayabilir.

Kaynak:

https://earth.org/the-social-impact-of-renewable-energy-initiatives/

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar