Küresel ormanların yüzde 90’ını temsil eden 140 ülkenin COP26 konferansı kapsamında verdiği orman koruma taahhüdünün üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen ormansızlaşma iyileşmek yerine daha da kötüleşti. WWF tarafından ‘’Forests Pathway Report’’ adıyla yeni yayımlanan rapor, küresel orman kaybının 2022 yılında 2021’e göre yüzde 4 daha yüksek olduğunu doğruluyor. Dünya liderleri 2021 yılında Glasgow’da düzenlenen Birleşmiş
Küresel ormanların yüzde 90’ını temsil eden 140 ülkenin COP26 konferansı kapsamında verdiği orman koruma taahhüdünün üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen ormansızlaşma iyileşmek yerine daha da kötüleşti.
WWF tarafından ‘’Forests Pathway Report’’ adıyla yeni yayımlanan rapor, küresel orman kaybının 2022 yılında 2021’e göre yüzde 4 daha yüksek olduğunu doğruluyor.
Dünya liderleri 2021 yılında Glasgow’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı diğer adıyla COP26’da on yılın sonuna kadar orman kaybını durdurma ve tersine çevirme sözü veren bildiriyi imzaladı.
WWF, 2022 yılında dünyanın BM destekli ormansızlaştırma hedefini yüzde 21 oranında kaçırdığını açıkladı. Yıl boyunca küresel orman kaybı 6,6 milyon hektarı aştı. Bunun 4,1 milyon hektarı diğer bir deyişle Danimarka toprakları büyüklüğündeki bir alan tropikal ormandı.
WWF’in yeni raporu: ‘’Ormanlar her zamankinden daha fazla politik koruma altında görünmesine rağmen sorumluluk eksikliği küresel taahhütlerin etkisinin izlenmesini zorlaştırıyor’’ sonucuna varıyor.
Raporda belirlenen orman kaybının nedenleri arasında tarım, madencilik, kentleşme ve altyapı gelişimi yer alıyor. Tropikal bölgelerde açık ara ile en büyük etkiye sahip olan tarım, WWF’in hesaplamalarına göre yılda 2,2 milyon hektarlık bir kayba yol açıyor.
Rapor ayrıca, orman yangınları, hava kirliliği gibi iklimle ilgili fiziksel risklerin, artan haşere ve hastalık riskinin birçok önemli ekosistemde orman kaybına yol açtığı konusunda uyarıda bulunuyor.
WWF, dünya liderlerinin orman kaybı ve bozulmasını geniş ölçekte ele almak için bir dizi önemli müdahalede bulunabileceğine inanıyor.
Önerilerinin en başında ormanlara zarar veren tüm sübvansiyonların kaldırılması veya reform yapılması geliyor.
Geçtiğimiz yıl 190 ülke tarafından onaylanan BM biyoçeşitlilik anlaşması kapsamında, biyolojik çeşitliliğe yılda en az 500 milyar dolar zarar veren sübvansiyonların aşamalı olarak kaldırılması veya reform yapılması yönünde bir taahhütte bulunuldu.
Buna paralel olarak ülkeler, biyoçeşitlilik ile ilgili yılda en az 200 milyar dolarlık finansmanı kolektif olarak harekete geçirmeli deniyor.
WWF genel müdürü Tanya Steele, ‘’Kaybettiğimiz her hektar orman bizi kontrolden çıkan iklim değişikliğine daha da yaklaştırıyor. Liderlerin bu durumu tersine çevirmek için verdiği tüm sözlere rağmen, bulunduğumuz yer ile olmamız gereken yer arasında büyük bir uçurum söz konusu. Satın aldığımız ürünlerle ve hükümetlerin ve işletmelerin yaptıkları sübvansiyonlar ve yatırımlarla desteklediği faaliyetler aracılığıyla ormansızlaşmayı finanse etmeye devam ediyoruz. Ormanların geleceğini dönüştürmek ve gezegeni hayata geri döndürmek için hızlandırılmış küresel eyleme ihtiyacımız var’’ dedi.
Politika Planı
Raporun, kasım ayında Dubai’de düzenlenecek COP28 iklim zirvesine katılacak olan yüzlerce dünya lideri ve müzakereci için bir kaynak olarak kullanılması amaçlanıyor.
Sübvansiyonların doğayı dikkate alarak yeniden düzenlenmesi ve aynı zamanda dünyadaki biyolojik çeşitliliğin yüzde 80’inin bulunduğu bölgelerde yaşayan Yerli Halkların haklarının farkındalığı çerçevesinde önlemler alınması isteniyor.
WWF, ulusların ormansızlaşmayla bağlantılı ürünlerin uluslararası ticarete konu olma kabiliyetini sınırlamak için küresel ticaret kurallarında bir reform üzerinde işbirliği yapması gerektiğini savunuyor.
Ormanların hayattayken olan değerinin kesildiğinde olandan daha yüksek olduğu zihniyetine dayanması gereken reformların, orman kaybı ve dönüşümle bağlantılı ürünler ve malların ticaretine yasaklar getirmesi ön görülüyor.
Raporda, ‘’Daha fazla ağaçlandırma hedefine ihtiyacımız yok’’ ifadesi yer alıyor. ‘İhtiyacımız olan şey, elimizdekileri adil bir şekilde, hırsla ve hızla uygulamaya başlayarak kamu ve özel sektörde olumlu ivmeyi artırmaktır’’ deniyor.
Avrupa Birliği bu yıl içinde orman kaybı ile bağlantılı olduğu tespit edilen yedi ürüne yasak uyguladı. Bu ürünler hurma yağı, kereste, soya, kauçuk, sığır, kakao ve kahveden oluşuyor. Çevre dostu kurumlar bunun ileriye dönük atılmış iyi bir adım olduğunu söylemesine rağmen, küçük çiftçiler, uyumluluğun kanıtlanmasının zor olabileceğini savunuyor.
İngiltere, Brexit nedeniyle yasağı uygulayan ülkeler arasında değil. Ancak, Çevre Yasası uyarınca, yasadışı ormansızlaşmayla bağlantılı orman ürünleri ithalatının yasaklanacağını taahhüt etti.
WWF, yükümlülüklerin finansal hizmetler sektörünü de kapsayacak şekilde genişletilmesini istiyor.
Kaynak:
