Vahşi yaşamdaki popülasyonlar 1970 yılından bu yana yüzde 69 azaldı

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yayınlanan yeni rapor, dünya genelindeki vahşi yaşam popülasyonlarının 1970- 2018 yılları arasında iklim değişikliği ve insan kaynaklı faaliyetler nedeniyle yüzde 69 oranında ani düşüş yaşadığı konusunda uyarıda bulunuyor.

WWF, 1970-2018 yılları arasında karada, havada ve suda yaşayan 5 bin 230 omurgalıdan yaklaşık 32 bin popülasyonun doğal yaşamdaki değişikliklerini izledi. Araştırmada, 1998 yılından bu yana Londra Zooloji Derneği (ZSL) verileri ile karşılaştırıp düzenlediği ve iki yılda bir güncellediği Living Planet Index (LPI) olarak bilinen veri kümesini kullandı.

89 yazarın çalışmaları doğrultusunda hazırlanan rapor, iklim ve biyoçeşitlilik kaybı ile ilgili ikili acil duruma dikkat çekiyor. Kara ve deniz sistemlerinin bozulmasından, hayvanların ve bitkilerin aşırı kullanımından ve iklim değişikliğinden kaynaklanan itici güçlerin altını çiziyor.

1 milyon bitki ve hayvanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

Ortalama popülasyonda yüzde 94’lük azalma oranı ile Latin Amerika ve Karayipler en yüksek düşüşe sahne olan bölgeleri temsil ediyor. Aynı zamanda, Amazon yağmur ormanlarının işlevini yitirme noktasına yaklaştığı uyarısında bulunuluyor.

ZSL koruma ve politika direktörü Andrew Terry, endeksin, daha fazla biyoçeşitlilik kaybına yol açarak yaşamın temelini ortadan kaldırdığımızı vurguladığını ve hayati ekosistemleri restore etmenin, artan iklim krizi, çevre ve halk sağlığı mücadelesi için küresel gündemlerde öncelikli yer alması gerektiğini söyledi.

WWF, mevcut durumda 1 milyon bitki ve hayvanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, memelilerin, kuşların, sürüngenlerin, balıkların ve hem karada hem suda yaşayabilen hayvanların yüzde 1 ila 2,5 oranında nesillerinin tükendiğini açıkladı.

“Panda sayısı yaklaşık yüzde 20 arttı

Nesli tükenmekte olan vahşi yaşam denildiğinde insanlar genellikle fil, kaplan ve panda gibi ikonik hayvanları düşünür diyen WWF Uluslararası Genel Direktörü Marco Lambertini, bu canlılardan bazılarının geri dönmeye başladıklarının altını çizerek, kaplan nüfusunun neredeyse iki kat ve panda sayılarının da yaklaşık yüzde 20 arttığını söyledi.

Az bilinen havvanlar genellikle nüfusları azalan grupları temsil eder. Örneğin, Brezilya’nın Amazonas eyaletinde bulunan Mamiraua Sürdürülebilir Kalkınma Rezervi’ndeki Amazon pembe nehir yunus populasyonu, 1994-2016 yılları arasında yüzde 65 oranında azaldı. Demokratik Kongo Cumhuriyeti Kahuzi-Biega Ulusal Parkı’nda yaşayan doğu ova gorili nüfusu 1994-2019 yılları arasında yüzde 80 düşerken, Avustralya deniz aslanı sayıları 1977-2019 arasında yüzde 64 oranında düştü.

Hükümetler, şirketler ve halk harekete geçmeli

Biyoçeşitlilik kaybını durdurmak için otuz yıl boyunca sürdürülen mücadele kapsamında LPI, ekosistem sağlığının erken uyarı göstergeleri olarak hareket eden düşüşleri izlemeye devam ediyor.

Hükümetler, şirketler ve halk tarafından acilen harekete geçilmesinin önemi raporda önemle vurgulanıyor.

Rapor bulguları, yaşamın doğal dengesinin devrilme noktasına yaklaştığını ön görmesine rağmen, acil dönüştürücü eylemin yıkıcı sonuçları yavaşlatabileceğini ve hatta tersine çevirebileceğini gösteriyor.

Birleşmiş Miletler Biyolojik Çeşitlilik Konferansı COP15 toplantısının Aralık 2022 tarihinde Montreal’de gerçekleşmesi bekleniyor.

Lambertini, toplantının, biyolojik çeşitlilik kaybının durdurulması veya iyileştirilmesi doğrultusunda çözümler sağlanması için dünya liderlerine iyi bir fırsat sunacağına inanıyor.

Kaynak:

https://www.cnn.com/2022/10/13/world/wwf-living-planet-report-2022-climate-intl-scli-scn/index.html

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar