“Türkiye’de kitap okumaya ayrılan süre kişi başına günde 59 saniye”

“Türkiye’de kitap okumaya ayrılan süre kişi başına günde 59 saniye”

“Okuyan Türkiye için herkese her yerde kitap” diyen Herkese Kitap Vakfı’nın Kurucu Genel Başkanı Bülent Şenver, 13 Ağustos’ta Radyo Gedik’te yayımlanan İyilik Elçileri’nin konuğu oldu. Şenver; kitap okuma konusundaki istatistikler, kitap okumanın önemi, “Anneme Kitap Okuyorum” ve “Elele Her Köy Okuluna Bir Kütüphane” projeleri hakkında konuştu.

Gençlerin yavaş yavaş kitap okumaktan uzaklaştıklarını ifade eden Herkese Kitap Vakfı’nın Kurucu Genel Başkanı Bülent Şenver, “Bu durumda, işi sadece Türkiye’de kitap okumayı sevdirmek, yaygınlaştırmak ve ihtiyaç sahiplerine kitap iletmek olan bir vakıf kurmaya karar verdik. Tüzükteki uzun adımız Herkese Her Yerde Kitap Vakfı. Bu konuya destek vermek isteyen çok insan var. Fakat kurumsal bir çatı altında organize edilip amaca yönelik etkin çalışmalar yapabilme konusunda bir eksiklik söz konusuydu. Hemen hemen herkes kitapla ilgili bir hayır işi gerçekleştirmiş ama biz vakıf kanalıyla bunun sürdürülebilir olması, devamlılığın sağlanması için bu sivil toplum hareketini başlatmış olduk” sözleriyle vakfın kuruluş hikayesini anlattı.

“Toplumun yüzde 58’i hiç kitap okumadığını belirtiyor”

Türkiye’nin yeteri kadar kitap okumadığını belirten Şenver, “Araştırmalara göre, Türkiye’de kitap okumaya ayrılan süre kişi başına günde 59 saniye. Yılda 12 bin kişiye bir kitap düşüyor. Okuma yeterliliği konusunda 65 ülke arasından 42’nci sıradayız. Ayrıca toplumun yüzde 58’i hiç kitap okumadığını belirtiyor” dedi. Şenver, okuma oranlarındaki ve kitap sevgisindeki düşüklüğün sebeplerini ise şöyle açıkladı: “Eğitim sistemimiz maalesef ezbere, son dönemlerde ise teste dayalı. Bu durumda kitap okuma önemli ve öncelikli yeri alamıyor. Bir diğer faktör de aile. Çocuklar, okuma alışkanlığını ailede de göremiyor. Dolayısıyla kitap sevgisi oluşamıyor”

“Kitap okumak ruh sağlığıyla ilgili”

Kitap okumanın önemine de değinen Şenver, “Bu dönemde kitap, bilgiyi elde etmek için değil ruhu tatmin etmek, hayal dünyasını geliştirmek, sorgulatmak için önemli. Yani bu dönemin kitap okuma sevgisi ruhunuzun sağlığıyla, ruhunuzu beslemekle ilgili. Kitap okumak sizi düşünen insan haline getiriyor. Vizyon sahibi yapıyor. Dünya görüşünüz genişlemeye başlıyor. Sonra düşünen, sorgulayan insan oluyorsunuz. Size her denilene hemen inanmıyorsunuz. Daha sabırlı, mantıklı, olgun, hoşgörülü bir insan oluyorsunuz. Bir şekilde bilmediğiniz şeyleri bilmediğinizi biliyorsunuz. İnsan bilmediğini bildiği zaman da susmasını, araştırma yapmasını beceriyor” ifadelerini kullandı.

“Sesli kitap zaman bulamayanlar için bir alternatif”

Kitap okuma konusunda tavsiyelerini paylaşan Şenver, “İlk tavsiyem kitap okumaya zaman ayırmanız. Günde bir sayfa, bir paragraf ya da bir cümle dahi olsa okumak, kitap okuma alışkanlığını köreltmemek demektir. Diğer tavsiyem, okuma becerilerinize, birikimlerinize ve kabiliyetlerinize uygun kitapları seçmeniz. Ayrıca kitap seçerken de o kitabı okumuş olanlara danışın, kitabı araştırın” dedi. Şenver, sesli kitap konusunda ise “Sesli kitap, kitap okumayı fazla sevmeyenler ve zaman bulamıyorum diyenler için bir alternatif olarak düşünülebilir. Büyükşehirlerde yolda geçen zaman baya fazla. Bu sürelerde sesli kitap dinlemenin faydaları vardır. Fakat, göz hafızası ve gözün beyne gönderdiği mesajlar kulaktan daha kalıcı” açıklamasında bulundu.

“Köy öğretmenleri kitap okuma konusunda çocukları daha çok özendiriyor”

“Anneme Kitap Okuyorum Projesi” projelerini de paylaşan Şenver, “Araştırmalara göre Türkiye’de annesi kitap okuyanların oranı yüzde yedi. Çocuğuna her zaman kitap okuyanların oranı da aynı. Köylerde kütüphane açılışlarına katıldığımda da gördüm ki orada anneler çocuklarına kitap okuyacak durumda değiller. O zaman bunun tersini yapmaya karar verdik. Köylerde köy öğretmenleri çocuklarla daha fazla ilgileniyorlar çünkü daha az çocuk var. Dolayısıyla öğretmen ile öğrenci arasındaki ilişki daha sıkı oluyor. Köy öğretmenleri kitap okuma konusunda çocukları daha çok özendiriyor. Bu sebeple projede öğretmenlerden öğrencilere her gün annelerine bir sayfa kitap okumaları ödevini vermelerini istedik. Bunun için bir de reçete hazırladık. Anneler önce şaşırmış, sonra onların da hoşuna gitmeye başlamış” dedi.

“Türkiye’deki okulların yüzde 70’inde kütüphane yok”

Kitap bağışında bulunmak isteyenlerden kitapları daha kolay toplayabilmek için Kitapcan Bağış Kumbaraları’nı tasarladıklarını belirten Şenver, “Kumbaraları D&R kitap mağazalarına ve büyük AVM’lere yerleştirdik. Kumbaralara roman, hikaye, şiir, biyografi gibi her yaştan insanın okuyabileceği kitaplar bağışlanabiliyor. Sadece okullara değil, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bazı bölümlerine, cezaevlerine ve hastanelere de kitap gönderiyoruz. Ancak topladığımız bağışlar ihtiyaçlara yetmiyor. Türkiye’deki okulların yüzde 70’inde kütüphane yok. Bu konuda da bir adım atmaya karar verdik ve Elele Her Köy Okuluna Bir Kütüphane projesini başlattık. Köy okullarına bin kitaplık, mobilyaları dahil kütüphaneler kuruyoruz. Hedefimiz kütüphanesiz köy okulu kalmaması. Toplamda 18 bin köy var. Şu ana kadar 40 köyde kütüphane yaptık. Sevdikleri için veya özel günler kapsamında kütüphane bağışı yapmak isteyenler de oluyor. Bağış yapmak isteyenler web sitemizden ya da vakıf maili üzerinden bizimle iletişime geçebilir” açıklamasında bulundu.

“Daha iyi bir dünyayı birlikte yaratmak dileğiyle” sloganıyla Serpil Güzel Ün’ün gönüllü olarak hazırlayıp sunduğu Radyo Gedik’te yayımlanan “İyilik Elçileri” programının; Herkese Kitap Vakfı ile gerçekleşen yayınının podcastine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar