Toplumsal cinsiyet konulu ilk Dünya Ticaret Kongresi gerçekleşti

Toplumsal cinsiyet konulu ilk Dünya Ticaret Kongresi gerçekleşti

Dünya Ticaret Örgütü (WTO) tarafından düzenlenen, toplumsal cinsiyet konulu ilk Dünya Ticaret Kongresi olma özelliği taşıyan toplantı; krizlere müdahale ve toparlanmayı sağlama yolunda ticaret politikalarının nasıl daha kapsayıcı olabileceğini mercek altına almak amacıyla dünyanın dört bir yanından araştırmacılar, hükümet yetkilileri, iş dünyası ve uluslararası kuruluşların liderlerini bir araya getirdi.

Açılış oturumunda konuşan UNCTAD Genel Sekreter Yardımcısı Pedro Manuel Moreno, ticarette kazananların sayısının artırılması gerektiğini ve politika önlemleri tartışılırken karar aşamasında kadınların da masada olması gerektiğini vurguladı.

Toplumsal Cinsiyet Odaklı Dünya Ticaret Kongresi’nin ardından soruları yanıtlayan Moreno, kriz müdahalesi ve toparlanma yolunda ticaret politikasının nasıl daha kapsayıcı hale getirilebileceği konusundaki görüşlerini bildirdi. Moreno, şu sorulara cevap verdi:

Krizler neden erkek ve kadınları farklı şekilde etkiliyor?

Krizlerin kadınları ve kız çocuklarını orantısız bir şekilde etkileme eğiliminde olmasının birkaç nedeni var. Kadınların işgücü piyasasına katılımı erkeklerinkinden farklıdır. Kayıt dışı sektörde çalışan ve geçici veya daha az istikrar vaat eden iş sözleşmelerine sahip olan kadınların oranı erkeklerden daha fazladır. Bu durum, onların sosyal korumadan daha az yararlanmalarına ve savunmasız olmalarına yol açar. Aynı zamanda harcamalarda kesintiye gidilmesi gereken durumlarda işlerini kaybetme riski yüksek olan grubu kadınlar temsil eder. İşyeri sahibi olanlar arasında, kadınların finansmana erişimi daha kısıtlı olduğundan, işletmelerinin hayatta kalması ve gelişmesi için verilen mücadelede her zaman eksik kalırlar. Krizler esnasında, ailenin gelir kaybını telafi etmek veya bakım sorumluluklarını üstlenmek için kız çocukların okuldan alınma yüzdesi daha yüksektir. Bu durum uzun vadede büyük etki yaratır.  

Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre, Covid-19 pandemi sürecinde kadınların yüzde 4,2 si ve erkeklerin yüzde 3’ü işini kaybetti. Pek çok kadın, bakım sorumlulukları nedeniyle işgücü piyasasından tamamen ayrıldı. Bu olumsuz gelişmeler, kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda güçlükle elde edilen kazanımların aleyhine işleyen bir sürece neden oldu.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından Ukrayna’daki savaşın ardından kurulan ‘Global Crises Response Group’ ve UNCTAD ortaklığıyla yürütülen çalışma olayın toplumsal cinsiyet boyutunu ön plana çıkardı.

Çalışma neticesinde, gıda güvensizliği, yetersiz beslenme ve enerji yoksulluğu oranlarının kadın ve kız çocukları lehine artmasıyla birlikte cinsiyetler arası uçurumun genişlediği vurgulandı.

Toparlanma çabaları kapsamında kadınlara yönelik fayda sağlanmasında ticaret politikasının nasıl bir rolü olabilir?

Gıda, gübre ve enerji krizleri ve COVID-19 pandemisi, ülkelerin birbirine ne kadar entegre olduğunu ve toplumların işlevini yerine getirmesi ve gelişmesi için küresel tedarik zincirlerinin önemini bir kez daha bizlere hatırlattı. Krizin iyileştirilmesinde ticaretin önemi büyüktür. Bununla birlikte toplumların toparlanması ancak ve ancak daha kapsayıcı bir ticaret politikasıyla mümkün olabilir. Sonuç olarak, bu durum ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar gerektirir.

Ticareti veya etkilerini daha kapsayıcı hale getiren politika örnekleri var mı?

Üç örneğin altını çizmek istiyorum. İlk örnek, ticaret anlaşmaları ve dolayısıyla ticaret politikası oluşturmayla ilgili.

Ticaret anlaşmalarında toplumsal cinsiyet konularının görünürlüğü ve benimsenmesi giderek artmaktadır. Şili ve Uruguay arasında 2016 yılında yapılan Serbest Ticaret Anlaşması (STA), toplumsal cinsiyet ilkesini içeren ilk ticaret anlaşması olarak bilinir. Bugün 80’den fazla bölgesel ve ikili ticaret anlaşması, cinsiyet veya kadın temelli konuları açıkça ele alan en az bir hüküm içermektedir. Ancak toplumsal cinsiyet konularının anlaşmaya dahil edilme şekillerinde farklılıklar söz konusu olduğundan, bunların uygulama sürecinin izlenmesi ve hesap verilebilirliğinin sağlanması gerekir.

İkinci örnek, çok uluslu şirketlerin politika ve uygulamalarının ev sahibi ülkelerde toplumsal cinsiyet eşitliğini nasıl etkilediğiyle ilgilidir. Ticaretin büyük bölümü çok uluslu şirketler aracılığıyla gerçekleştiğinden, politikaları önemlidir. Araştırmalarımız kapsamında, çok uluslu şirketlerin, işe alım süreçlerinde eşitlik için ayrımcılık yapmama politikalarıyla, ev sahibi ülkelerde cinsiyet eşitliğini doğrudan etkiledikleri saptanmıştır.

Üçüncü örnek, çeşitli sürdürülebilirlik kriterleriyle ticareti uyumlu hale getirmeye yardımcı olabilecek gönüllü sürdürülebilirlik standartlarıdır (VSS). Bunlar aracılığıyla istihdam ve çalışma koşulları iyileştirilebilir.

Bu standartlar, özellikle daha düşük ücretlerin ve güvencesiz koşulların yaygın olduğu gündelik ve geçici işlerde çoğunluğu oluşturan kadın işçiler için faydalı olabilir.

Çoklu ticaret kurallarının önemi nedir?

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği en eski ve kök salmış eşitsizliklerden biridir. Normları ve klişeleri değiştirmek uzun bir süreç gerektirir. Başarılı olmak için, küresel olarak ticareti diğer bir deyişle çoklu ticareti daha kapsayıcı hale getirmeyi düşünmeliyiz.

Dünya Ticaret Örgütü’nde kadınlara yönelik bazı önemli adımlar atıldı. 2017 yılında Buenos Aires’te düzenlenen MC 11’de, ticaret politikasını ele alan üst düzey bir toplantıda ilk kez cinsiyet eşitliği konularına yer verildi. Toplantı, Ticaret ve Kadınların Ekonomik Güçlendirilmesine İlişkin Ortak Deklarasyon ile sonuçlandı.

Toplumsal Cinsiyeti ele alan ilk Dünya Ticaret Kongresi’ de aynı yönde ilerliyor. Araştırmacıların bilgi ve bulgularını doğrudan politika belirleyiciler ile paylaşmaları için ihtiyaç duyulan ortamın oluşmasına fırsat sunuyor. Politika belirleyiciler için, toplumsal cinsiyete duyarlı kararları desteklemek adına ihtiyaç duyulan verileri ve analizleri elde etme imkanı yaratıyor.

Son söz olarak, daha sürdürülebilir ve kapsayıcı ticaret politikasıyla geleceğe giden yolu inşa ediyoruz ve buna çok ihtiyacımız var. Bu konuda kararlı adımlar atılmadığı takdirde, toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmamız 300 yıl daha alabilir.

Kaynak:

https://unctad.us6.list-manage.com/track/click?u=3592d5dcafd1b9278dd78095f&id=b8f0099839&e=c9c7cab07

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar