“Tepedeki yüzde 1, tabandaki yüzde 50’nin iki katı kadar küresel gelir artışına sahip”

“Tepedeki yüzde 1, tabandaki yüzde 50’nin iki katı kadar küresel gelir artışına sahip”

Galatasaray Üniversitesi Ekonomik Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Dünya Eşitsizlik Raporu: 21. yüzyılda Küresel ve Orta Doğu Eşitsizlikleri Konferansı” 16 Aralık’ta, Galatasaray Üniversitesi’nde gerçekleşti. Moderatörlüğünü Prof. Alpay Filiztekin’in üstlendiği konferansta, Dünya Eşitsizlik Laboratuvarı müdürlerinden Lucas Chancel ve Dünya Eşitsizlik Laboratuvarı Araştırma Görevlisi Lydia Assouad konuya ilişkin değerlendirmelerini paylaştılar.

Dünyadaki eşitsizliği göstermeyi amaçlayan Dünya Eşitsizlik Laboratuvarı, beş kıtada 100’den fazla araştırmacıyla makro ekonomik istatistikleri, mikro ekonomik gerçeklikle eşleştirmek için vergi, anket ve ulusal hesapları sistematik bir şekilde bir araya getiriyor. Laboratuvar, gelişmekte olan ülkelerdeki yüksek büyümeye rağmen küresel eşitsizliğin 1980’den bu yana arttığını gösteriyor. Buna göre, servet dağılımında tepede bulunan yüzde 1’in, tabandaki yüzde 50’nin iki katı kadar küresel gelir artışına sahip olduğu belirtildi.

“Ülkeler zenginleşti ancak hükümetler fakirleşti”

Konferansın ilk konuşmacısı olan Lucas Chancel, ülkelerin farklı gidişatlarından hareketle, yükselen eşitsizliğin bir kader olmadığını ve politikanın bu noktada çok büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Chancel, “Gelir eşitsizliği hemen hemen her yerde ancak farklı hızlarda arttı. Tabandaki yüzde 50 büyüdü fakat tepedeki yüzde 1, toplam büyümeden iki kat fazlasını elde etti. Ülkeler zenginleşti ancak hükümetler fakirleşti. Yani özel sermaye zenginleşirken, kamu sermayesi fakirleşti. Gelir eşitsizliğinin artması ve özel sermayenin yükselişi de servet eşitsizliğini arttırdı. Küresel eşitsizlik, gelişmekte olan dünyadaki yüksek büyümeye rağmen artmaya devam edecek” dedi. Eşitsizliğin her yerde olmasına rağmen resmi istatistiklerde bulunmadığını belirten Chancel, eşitsizlikle mücadelenin ekonomik verilerin demokratikleşmesiyle başlayacağını vurguladı.

“Orta Doğu dünyadaki en eşitsiz bölge gibi görünüyor”

Lucas Chancel’in ardından kürsüye gelen Lydia Assouad, Orta Doğu bölgesindeki eşitsizlikleri anlattı. Eylül 2019’da, Mısır’da yaşanan lüks emlak skandalı, Ekim 2019’da, Irak’ta temel hizmetlerin eksikliği ve yine Ekim 2019’da, Lübnan’da Whatsapp vergisi getirilmesi üzerine yapılan protesto ve ayaklanma örneklerini veren Assouad, Orta Doğu’da vatandaşların daha ekonomik bir kaynak dağılımı istediğini açıkladı.

Assouad, “Arap Baharı’ndan sonra bölgedeki gelir eşitsizliği ölçümüne artan ilgi sonucu yapılan araştırmalar eşitsizlik seviyelerinin tarihsel ve uluslararası standartlara göre düşük olduğunu, memnuniyetsizliğin kaynağının her yerde bulunması gerektiğini gösteriyordu. Biz ne yaptık? 15 ülke için mevcut tüm kaynakları topladık. Diğer bölgeler için kullanılan yöntemi mümkün olan en iyi şekilde uyguladık. Buna göre, Orta Doğu dünyadaki en eşitsiz bölge gibi görünüyor.  Aşırı eşitsizlik seviyesi, ülkeler arasındaki büyük eşitsizlik ve ülkeler içindeki büyük eşitsizlikten kaynaklanıyor. Ülkeler içindeki bu büyük eşitsizlik hala hafife alınıyor” dedi. Orta Doğu’da aşırı eşitsizliğin başka belirleyicilerinden de bahseden Assoud, bu eşitsizliğin, çağdaş kapitalizmin işleyişi, petrol sahipliğinin coğrafyası ve petrol gelirlerinin kalıcı finansal donanıma dönüştürülmesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti.

Yeni olan olgu eşitsizlik değil, ülkeler arasındaki ve ülkeler içindeki eşitsizlikler

Lucas Chancel ve Lydia Assouad’ın konuşmalarının ardından Prof. Alpay Filiztekin Dünya Eşitsizlik Raporu’nu değerlendirdi. Eşitsizliğin yeni bir olgu olmadığını belirten Filiztekin, yeni olanın ülkeler arasındaki ve ülkeler içindeki eşitsizlikler olduğunu ifade etti. Filiztekin, “Şimdiye kadar, beceri temelli teknolojik değişim, büyük bir ücret eşitsizliği yaratan vasıflı işçilerin ücretlerini önemli ölçüde arttırdı. Ayrıca emek hala tek hareketsiz faktördür. Yeni teknolojinin, vasıfsız işçilerin ücretlerini arttıran bir teknolojik değişim yaratması, emeğin küreselleşme ile hareketli hale gelmesi, Çin’deki orta sınıf, Batı’nın alt sınıfları, Afrika ve Asya’daki yoksullar arasında bir dayanışma sağlanması, bunlar küresel veya bölgesel ölçekte eşitsizlik üzerinde etkili olabilecek faktörler olabilir” dedi.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar