Sürdürülebilir turizm konusundaki iyi örnekler ele alındı

Sürdürülebilir turizm konusundaki iyi örnekler ele alındı

Sürdürülebilirlik Adımları Derneği’nin, UNDP Türkiye çözüm ortaklığında ve Zorlu Holding desteğiyle gerçekleştirdiği Sorunlara Çözümler Buluşmaları’nın “Sürdürülebilir Turizm” odağındaki etkinliği 6 Ağustos Perşembe günü gerçekleşti. 2018 yılından beri devam eden Sorunlara Çözümler Buluşmaları’nın her bir etkinliği, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın farklı alt başlıklarına odaklanıyor ve etkinliklerde, farklı paydaşlar yaptıkları iyi uygulama örneklerini anlatıyor.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın sekizincisi olan “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme” başlığı altında yer alan “Sürdürülebilir Turizm”in konu alındığı etkinlikte, ilk olarak Anadolu Efes’in Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi, UNDP Türkiye ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla birlikte gerçekleştirdikleri “Gelecek Turizmde” projelerinden bahsetti. 2007 yılından beri devam eden projenin Türkiye’nin ilk ve tek sürdürülebilir turizm projesi olduğunu ifade eden Saatçi, “Proje, çevreye zarar vermeyen, tarihi ve kültürel dokuyu korumaya yönelik turizm ekseninde yerel bir kalkınma modeli. Hijyen ve dijitalleşme konusu projenin odağında. Başından beri katılımcılara hijyen eğitimleri veriliyordu. Bu dönemde bunu pandemiye uyarladık. Dijitalleşme konusunda da her proje başlamadan önce yaptığımız çalıştayları online bir çalışmaya dönüştürüyoruz. Önceden çalıştaylara 20 kişi katılabiliyordu. Şimdi çok daha geniş bir kitleye katkı sağlayabileceğiz. Projenin yenilikçi yönüne bakacak olursak, farklı turizm türlerinin fark edilmesine ve hayata geçirilmesine destek olarak turizmin 12 aya yayılmasını sağlıyoruz. Turizmin gelişmesine katkı sağlarken yerel kalkınmaya da destek veriyoruz” dedi.

“Mavi Bayrak sayesinde ortopedik engelliler denize girebilmeye başladı”

Bir diğer iyi uygulama olan “Mavi Bayrak” projelerinden bahseden TÜRÇEV’in Mavi Bayrak Programı Ulusal Koordinatörü Almıla Kından Cebbari, “Mavi Bayrak, 1993 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’ye getirildi. Turizmde yaptığımız çevre koruma faaliyetleriyle hem tanıtım yapma hem de sürdürülebilir turizme katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Yıllardır temizlik ve hijyen konusunu vurguluyorduk. Mavi Bayrak almak isteyen bir plajda öncelikle temizlik görevlilerinde, daha sonra ilkyardım ve cankurtaran personelinde bir artış oluyor. Projenin yenilikçi yanını dezavantajlı gruplar açısından ele alırsak, Mavi Bayrak sayesinde ortopedik engelliler denize girebilmeye başladı. Bunun yanı sıra, görme engelliler için de plajların düzenlenmesini sağladık çünkü turizm herkes için erişilebilir olmalı” şeklinde konuştu.

“İnsanların kentlerde kalması için gelir elde etmesi lazım”

Sürdürülebilir ve kendine yeten kentleri destekleyen Cittaslow Türkiye’nin Teknik Koordinatörü Bülent Köstem, “Sürdürülebilirlik bakımından kentlerin uyması gereken 70 kural bulunuyor. Kentleri bu kriterler kapsamında dirençli olmaya teşvik ediyoruz. Bu noktada eko turizmin de önemli bir yeri var. ‘Sakin yaşamı destekliyorsunuz ama bir yandan da turistler gelsin diyorsunuz’ diyenler oluyor. Ancak, insanların o kentlerde kalması için gelir elde etmesi lazım. Yoksa taşrada, kırsalda nüfus azalıyor. Pandemi, doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Ancak, yapılması gereken daha çok şey var. Belediyelere pandemi krizi eylem planı konusunda destek olmayı düşünüyoruz. Yenilikçi yanımız olarak, belediyelerden satış planlarını çıkarmalarını istedik. Bunu sadece kendi başlarına değil STK’lar, üniversiteler, kaymakamlar ve diğer paydaşlarla beraber yapmalarını istiyoruz” dedi.

“Turizmin temellerini kültürel paylaşım ve dayanışma üzerine kurarsak sürdürülebilir olur”

Son olarak dayanışmacı turizme değinen Koçulu Peynircilik Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Koçulu, “Dayanışmacı turizmin temelinde misafir ile yerel arasında kültürel tanışım var. Kırsal alanlarda göçü tetikleyen nedenlerden birisi sosyal yaşamın darlığıdır. Yeni gelen yüzlerle bir sosyalleşme olur. Bu kapsamda, müşterek alanları güçlendirdik. Yerel tarımı desteklemek için gelen misafirlere sadece o bölgenin ürünlerini sunduk. Turizmden gelen paraları sadece kadınlara aktardık. Bu hem kadının sosyalleşmesini, ufkunun açmasını sağladı hem o para onlara güven verdi. Bütün dünyada köyden kente göç oluyor. Çalışmalarımızla aidiyet duygumuzu geliştirdik. Toplamda 13 köye temas ettik. Bu köyler çok hızlı gelişti. Kadın-erkek ilişkileri konusunda çok hızlı bir dengelenme oldu. Turizm, sadece para geliri değil. Kırsal alandaki turizmin temellerini kültürel paylaşım ve dayanışma üzerine kurarsak sürdürülebilir olur” ifadelerini kullandı.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar