Norveç merkezli Food System Economics Komisyonunun yayınladığı kapsamlı araştırma raporu, küresel çapta sürdürülebilir gıda sistemlerine geçiş yılda 10 trilyon dolara kadar fayda sağlayabileceğini ortaya koydu. Gıda sistemlerindeki dönüşüm, çevre ve sağlık maliyetlerini azaltarak ekonomiye önemli katkı sağlayabilir ve aynı zamanda iklim krizinin etkilerini hafifletebilir. Food Systems Economics Komisyonu, Potsdam Enstitüsü, Gıda ve Arazi Kullanım Koalisyonu,
Norveç merkezli Food System Economics Komisyonunun yayınladığı kapsamlı araştırma raporu, küresel çapta sürdürülebilir gıda sistemlerine geçiş yılda 10 trilyon dolara kadar fayda sağlayabileceğini ortaya koydu.
Gıda sistemlerindeki dönüşüm, çevre ve sağlık maliyetlerini azaltarak ekonomiye önemli katkı sağlayabilir ve aynı zamanda iklim krizinin etkilerini hafifletebilir.
Food Systems Economics Komisyonu, Potsdam Enstitüsü, Gıda ve Arazi Kullanım Koalisyonu, Stockholm Dayanıklılık Merkezi, Wellcome Trust ve Strawberry Foundation’dan oluşuyor. Akademik ortaklar arasında da Oxford Üniversitesi ve London School of Economics yer alıyor.
Küresel sera gazı emisyonlarının üçte birine neden olan gıda sistemleri, bu yüzyılın sonuna kadar dünyayı 2,7 derecelik ısınmaya doğru yönlendiriyor. Yüksek sıcaklıkların aşırı hava olaylarını tetiklemesi ve dolayısıyla hasatlara daha fazla zarar vermesi neticesinde kısır döngü meydana geliyor.
Bunlara ek olarak, gıda güvensizliği sağlık sistemleri üzerinde de olumsuzluklar yaratıyor.
Çalışma, mevcut tarım sistemlerinin devamı halinde 2050 yılına kadar 640 milyon insanın yetersiz beslenmeye maruz kalacağını, aynı zamanda obeziteyi yüzde 70 oranında artıracağını öngörüyor.
Çalışmanın arkasındaki uluslararası yazarlar ekibi, gıda sistemini yeniden yönlendirmenin siyasi açıdan zorlayıcı olacağını ancak büyük ekonomik faydalar getireceğini bildiriyor.
Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nde görev yapan ve çalışmanın yazarlarından olan Johan Rockström, ‘’Küresel gıda sistemi, insanlığın yeryüzündeki geleceğini elinde tutuyor’’ diyor.
Çalışma, sübvansiyonların ve vergi teşviklerinin gübre, böcek ilacı ve ormanların tıraşlanmasına dayanan yıkıcı büyük ölçekli monokültürlerden uzaklaşmasını öneriyor. Bunun yerine mali teşviklerin, çiftlikleri karbon yutaklarına dönüştürebilecek küçük çiftçilere yönlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Verimliliği artıracak ve emisyonları azaltacak teknolojilere yatırımla birlikte beslenme alışkanlıklarındaki değişimin de önemli bir unsur olduğu vurgulanıyor.
Rapor, daha az gıda güvensizliği ile yetersiz beslenmenin 2050 yılına kadar ortadan kaldırılabileceğini, 174 milyon erken ölümün önlenebileceğini ve 400 milyon tarım işçisinin yeterli gelir elde edebileceğini söylüyor.
Önerilen geçiş, küresel ısınmanın sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde sınırlandırılmasına ve tarımdan kaynaklanan nitrojen akışının yarıya indirilmesine yardımcı olacak.
Genel olarak, gıda sistemlerindeki dönüşümün maliyetinin yıllık küresel GSYH’nin yüzde 0,2 ila yüzde 0,4’ü arasında olacağı tahmin ediliyor.
Kaynak:
