“Salgın sebebiyle bölgeler arasındaki eşitsizlikler çocuklar açısından giderek açılıyor”

“Salgın sebebiyle bölgeler arasındaki eşitsizlikler çocuklar açısından giderek açılıyor”

“Her çocuk için” mottosuyla faaliyet gösteren UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) Türkiye’nin Milli Komitesi Genel Müdürü İnci Haseki, 18 Şubat tarihinde Radyo Gedik’te yayınlanan İyilik Elçileri’nin konuğu oldu. Haseki; UNICEF Türkiye’nin çalışmalarını, salgının çocuklar üzerindeki etkisini ve 2021 hedeflerini anlattı.

1946’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Birleşmiş Milletler bünyesinde Çocuklar için Acil Yardım Fonu adıyla kurulan UNICEF, daha sonra çalışmalarının kapsamı geliştirilerek 1989 yılında imzalanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin ışığında, dünyanın her yerinde çocukların haklarına ulaşmalarını sağlamak üzerine çalışmaya başladı.  Çocuk haklarının dört temel ilkeden yola çıktığını belirten UNICEF Türkiye Milli Komitesi Genel Müdürü İnci Haseki “Çocuk hakları kapsayıcılık, çocuğun üstün yararı, yaşama ve gelişme hakkı ve katılım hakkını kapsıyor. Çocuk haklarının, ayrımcılık gözetmeksizin her çocuk için olduğunu kabul ediyoruz. Çocukların üstün yararı her zaman en başta geliyor. Her çocuğun yaşama hakkı var. Gelişmeleri ve potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için de onlara her fırsatın verilmesi gerekiyor. Bunlar, karar verme yetisine sahip olan büyüklerin sorumluluğunda. Ayrıca her çocuğun kendi düşüncesini ifade etme ve kendisiyle ilgili kararlara katılma hakkı da bulunuyor” dedi.

“Kapsayıcı eğitim programıyla okul terklerinin azaltılması hedefleniyor”

UNICEF’in dünya çapında 190’dan fazla bölge ve ülkede çalıştığını belirten Haseki, “UNICEF, 1951 senesinden beri Türkiye’deki çalışmalarını sürdürüyor.  Kamu ve sivil toplum işbirliğiyle beraber Türkiye’de anne bebek sağlığı, çocukların sağlığı, aşılanması, okullaşma, ilköğrenimde kız ve erkek çocuklar arasında eşitlik gibi aslında temel alanlarda kalıcı sonuçlar alındı. Son beş yıllık programda da dezavantajlı çocukların kapsayıcı eğitime erişimini arttırmak ve çocuk işçiliği de dahil olmak üzere çocukların her türlü istismardan korunması konuları önceliklendiriliyor. Kapsayıcı eğitimin güçlendirilmesine dair çalışmalar; engeli, mülteci, göçmen, yoksul ve çalışmak zorunda kalan çocukların kaliteli eğitime katılması ve kız çocuklarının eğitime devamının desteklenmesine odaklanıyor. Kapsayıcı eğitim programıyla öğretmenlerin ve okul yönetimlerinin bu çocuklara eşit fırsatlar sağlayacak şekilde bilgi ve becerilerle donatılması, erken çocukluk eğitimine katılan engeli olan çocuk sayısının artırılması ve okul terklerinin azaltılması hedefleniyor. Gelecek beş yıllık programda da çocuk haklarıyla ilgili farkındalığının arttırılması, çocuk kurma sistemlerinin güçlendirilmesi, erken çocukluk gelişimi, ergen ve gençlerin 21. yüzyıl yetkinlikleriyle donatılmasına odaklanılacak. Bununla birlikte UNICEF, çalışmalarını 18’in yaşın biraz daha ilerisine çekerek 21-22 yaşa kadar genişletti çünkü çocukluktan çıkış, iş hayatına geçiş, normal hayata atılma süreçleri, gençlerin ileride kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler olmaları açısından çok kritik” ifadelerinde bulundu.

“Okulların yarısında su ya da sabun bulunmuyor”

Covid-19 salgını öncesinde dünyada her dört çocuktan birinin çatışma ya da felaketlerin olduğu bir bölgede yaşadığını söyleyen Haseki, “Salgın durumu daha da zorlaştırdı. Bu krizden en çok çocuklar etkileniyor çünkü salgın eşitsizlikleri ve yoksulluğu tüm dünyada artırıyor. Bununla beraber sağlık hizmetlerine, insani yardıma ihtiyaç duyan insan sayısı da artıyor. Dünya çapında her beş kişiden sadece üçü bir el yıkama noktasına erişebiliyor. Okulların yarısında su ya da sabun bulunmuyor. Bir taraftan da artan gıda güvensizliği, çocuklardaki etkisini akut yetersiz beslenme oranlarının tırmanışa geçmesiyle gösteriyor. Krizin uzaması çocukların eğitimi, sağlığı, beslenmesi ve esenliği üzerinde etkisini daha da derinleştiriyor. Bu sebeplerden ötürü beş yaş altı çocuk ölümlerinin ve çocuk sağlığının olumsuz etkilenmesini bekliyoruz. Dünya genelinde öğrencilerin yüzde 90’ı okulların kapatılmasından olumsuz etkilendi. Okulların kapalı olduğu dönemde çocukların üçte birinden fazlası uzaktan eğitime erişim imkânından mahrum kaldı. Bütün dünyada evinde internet bağlantısı olan her bir çocuk için bağlantısı olmayan iki çocuk var. Eğitime ulaşamamanın, önümüzdeki dönemde çocukların okuldan kopmasına ya da çocuk işçiliği gibi risklerle karşı karşıya kalmasına neden olabileceğini düşünüyoruz. Özellikle çatışma ya da felaketlerden etkilenmiş ülkelerdeki çocuklar daha dezavantajlı. Örneğin, Yemen’deki çocukla Almanya’daki çocuk aynı imkânlara sahip değil ve ara giderek açılıyor” dedi.

“2021’de UNICEF’in hedefi, 190 milyonu çocuk olmak üzere 300 milyon kişiye ulaşmak”

Pandeminin benzeri görülmemiş müdahaleler gerektirdiğini ifade eden Haseki, “UNICEF de salgın sonrasında çocuklar için daha iyi bir dünyayı şekillendirmek üzere devletlere ve uluslararası toplumlara harekete geçmek için bir çağrıda bulundu. COVID-19 Dayanışma Müdahale Fonu, tüm çocukların bugünlerden hızlıca geçmelerini ve bir neslin kaybolmasını önlemeyi amaçlıyor. UNICEF her yıl 300’ün üzerinde acil duruma müdahale ediyor ve bu sayılar her sene artıyor. Savaşlar, silahlı çalışmalar eskiden ana nedenken şimdi salgın, açlık, iklim krizi gibi durumlar çocukları muhtaç hale getiriyor. 2021’de de Covid-19 etkisiyle fon ihtiyacı rekor düzeyde ve 2020 yılıyla karşılaştırdığımızda ulaşılması hedeflenen çocuk sayısı üç katına çıktı, kaynak ihtiyacı da yüzde 35 arttı. 2021’de UNICEF’in hedefi 190 milyonu çocuk olmak üzere 300 milyon kişiye ulaşmak. Bu kişilere temiz su, sağlık, beslenme, eğitim ve sosyal koruma programlarıyla erişmek” sözlerini sarf etti.

“Türkiye’de şimdi kripto parayla bağış yapılabiliyor”

Kaynak geliştirme konusuna da değinen Haseki, “UNICEF’in kaynaklarının yarısı kurumsal ve bireysel bağışlardan geliyor. Diğer yarısı da devletler ve uluslararası kuruluşların fonlarıyla destekleniyor. Teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeye çalışıyoruz. Kripto para birimlerinde fon bulundurup, teknoloji alanındaki liderlerle iletişime geçerek bağış yapılmasını sağlıyoruz. Türkiye’de de şimdi kripto parayla bağış yapılabiliyor. Bunlara ek olarak yüz yüze çalışmamız, kamusal alanlarda bağış toplayan arkadaşlarımızdan oluşuyor. İnsani yardım alanında çalışmak isteyen üniversiteli gençler için çok iyi bir adım olan bu çalışmamızda, gençler hem farkındalık yaratıyor hem de düzenli bağış için çalışıyor. Aynı zamanda, Hayat Veren Hediyeler üzerinden kişiler; sevdikleri, kurum çalışanları, müşterileri adına en çok ihtiyacı olan çocuklara farklı tematik paketler gönderebiliyor” dedi.

“Daha iyi bir dünyayı birlikte yaratmak dileğiyle” sloganıyla Serpil Güzel Ün’ün gönüllü olarak hazırlayıp sunduğu Radyo Gedik’te yayımlanan “İyilik Elçileri” programının, UNICEF Türkiye ile gerçekleşen yayınının podcastine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar