Salgın döneminde evden okul

Salgın döneminde evden okul

YÖRET Vakfı’nın gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 23 Eylül’deki söyleşisinin konusu “Evden Okul” oldu. Söyleşide Eğitim Uzmanı, YÖRET Yönetim Kurulu Üyesi Nurseli Tamer, evden okul sürecinde çocukların, öğretmenlerin ve ailelerin durumlarını aktarırken, bu süreçte neler yapabileceklerine dair de önerilerde bulundu. 

Eğitimin en önemli bacağı olan çocukların durumuna değinen Eğitim Uzmanı, YÖRET Yönetim Kurulu Üyesi Nurseli Tamer, “Çocuklar okulun açılmasını beklerken okullar açılmadı ya da hibrit bir şekilde açıldı. Bu hibrit ortamda eğitimlerin yarısı yüz yüze yarısı uzaktan devam ediyor. Aslında bu, çocuklar için bir duvara toslamak anlamına geliyor. Bu noktada onlara öğretmemiz gereken bir adım geri çekilip duruma bakmak. Başarısızlık ve hayal kırıklığı iki türlü incelenebilir. Ya bunu kendimiz için kabusa çeviririz ya da bu durumdan çıkmak için ne yapabileceğimizi düşünürüz. Eğitimcilerin öğrencilere bunu aşılaması lazım. Uzaktan eğitim döneminde, ders aralarında çiçek koklamak, çikolata, dondurma, limon tatmak, stres topları, yumuşak oyuncaklar ve küçük oyunlar çocukların farkındalığını arttırıyor. Aynı zamanda nefes egzersizleri de önemli bir rol oynuyor” dedi.

“Öğretmenlerin özel hayatı gözetilmeli”

Öğretmenlerin salgın sürecinde çok yorulup yıprandıklarına dikkat çeken Tamer, “Bazı özel okul öğretmenleri yaz boyunca çalıştı. Bütün müfredat kayıt altına alındı. Böylece salgının başındaki müfredat yetiştirme telaşı bertaraf edildi. Haziranda rehber öğretmenlerin durumunu görmek üzere bir araştırma gerçekleştirdik. Buna göre, rehber öğretmenlere bu dönemde her zamankinden çok daha fazla iş düştü. Genel olarak, öğretmenlerin kendilerine ayırabilecekleri zamanları azaldı, özel yaşantıları yok oldu. 7/24 çalışır oldular. Herkes istediği saatte öğretmenleri arar oldu. Bu noktada öğretmenlerin özel hayatı gözetilmeli. Bunlara ek olarak, UNICEF, çocukların zorla okula gönderilmemesi gerektiğini vurguladı. Öğretmenler de çocukların bu durumunu takip etmeli” ifadelerini kullandı.

“Eğitim sırasında çocuklardan uzak durulmalı”

Ailelerin bu dönemde çok endişeli olduğunu vurgulayan Tamer, “Aileler, öğretmenlerin çocuğunu önemsediğini, ona bilgi aktarımı yapabileceklerini bilmek istiyor. Aynı zamanda, öğretmenin mesleğini ve çocukları çok sevdiğini, mesleğine saygı duyduğunu hissetmeye ihtiyaç duyuyor. Ailelere ise okul eve taşındığından, birtakım görevler düşüyor. Öncelikle uzaktan eğitim döneminde aile içi kuralların belirleneceği bir aile toplantısı yapılmalı. Çocuğa mümkünse pencereden uzak bir alanda, sakin ve sessiz bir çalışma ortamı yaratılmalı. Hatta olabiliyorsa çocuk kendi alanını kendi oluşturmalı. Ders sıralarında abur cubur yemesine izin verilmemeli. Bu şekilde çocuğun konsantrasyonu arttırılabilir ve öğretmene destek olunabilir. Uzmanlar ayrıca eğitim sırasında çocuğun iki ayağının da yere değmesini öneriyor. Kolunu koyacağı bir yer olması da önemli. Ders sırasında etrafında ev hayvanı olmamalı ama yumuşak objeler olabilir. En önemli nokta ise eğitim sırasında çocuklardan uzak durmak. Ailelerin yerini bilmesi lazım. Okul da ödev de çocuğun işi. Ancak, ailelerin destek gruplarını kendi aralarında kurmaları çok değerli” dedi.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar