Özellikle okul öncesi ve ilkokul birinci kademe öğrencilerinin eğitimlerine ve günlük yaşamlarına destek olmak amacıyla faaliyet gösteren Bütün Çocuklar Bizim Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Tekbulut, kurumsal internet radyosu Radyo Gedik’te yayınlanan İyilik Elçileri’nin 23 Nisan’daki yayınının konuğu oldu. Tekbulut, derneğin çalışmalarını, kitap projelerini, dahil oldukları platformları, 23 Nisan etkinliklerini ve bu döneme özel verdikleri
Özellikle okul öncesi ve ilkokul birinci kademe öğrencilerinin eğitimlerine ve günlük yaşamlarına destek olmak amacıyla faaliyet gösteren Bütün Çocuklar Bizim Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Tekbulut, kurumsal internet radyosu Radyo Gedik’te yayınlanan İyilik Elçileri’nin 23 Nisan’daki yayınının konuğu oldu. Tekbulut, derneğin çalışmalarını, kitap projelerini, dahil oldukları platformları, 23 Nisan etkinliklerini ve bu döneme özel verdikleri pandemi bursunu dinleyicilerle paylaştı.
Dayanışma konusunda Türkiye’de zaman içinde toplumsal bir dönüşüm yaşandığını belirten Bütün Çocuklar Bizim Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Tekbulut, “Eskiden de insanlar akrabalarıyla, komşularıyla dayanışma içindeydi fakat şimdi sivil toplum kuruluşları önem kazandı. Bütün Çocuklar Bizim Derneği de bu amaçla 1 Aralık 2015’te kuruldu. Öncelikle ilkokul öncesi ve ilkokul birinci kademe çocuklarını hedef aldık çünkü maalesef son yıllarda biz çocuklarımızı dünyaya getirsek de yeterince sahip çıkıp koruyamıyoruz. Biz de ‘ne kadar çocuğa sahip çıkabilirsek o kadar iyi’ diyerek öncelikle bu yaş grubuyla çalışmaya başladık. Dernek olarak okullar açıldığı zaman kırtasiye yardımı, mevsimlere göre kışlık, baharlık, spor ayakkabı yardımları gibi ayni bağışlar gerçekleştiriyoruz. Bunları yapmak zorundayız çünkü bunlara ihtiyaç duyan hala milyonlarca çocuk var. Bu durum sadece ailenin gelirleriyle ilgili değil. Kültür olarak da çocukları doğru giydirmeyi, onlara doğru eşyaları almayı bilmiyoruz. Ayni yardımların yanı sıra kodlama atölyeleri, müzik atölyeleri ve kütüphaneler yapıyoruz. Aynı zamanda, yaz okulu, çevre bilinci geliştirme, resim, müzik ve okuma çalışmaları da gerçekleştiriyoruz. Bağışçılarımızın talepleri doğrultusunda burs da vermeye başladık. 12 ay boyunca düzenli burs verdiğimiz 91 öğrenciden yaklaşık 70 tanesi kız çocuğu ve üniversite öğrencisi, burs alan öğrencilerin üçte biri ise liseye gidiyor” sözleriyle derneği ve çalışmalarını anlattı.
“Çocukları temsil eden bir kurum olarak çocuk istismarı ve beslenme konusuna uzak kalamayız”
Çocuk Haklarını Koruma Platformu ve Zehirsiz Sofralar Platformu’na üye olduklarını belirten Tekbulut, “Çocuk istismarı ve çocukların zehirsiz beslenmeleri gelecekte karşımıza çıkacak en büyük sorunlardan iki tanesi. Salgın sonrasında belki kıtlığa doğru giden bir yola girilebileceğinden toprakla bağın yeniden canlandırılması da büyük önem arz edecek. Çocukları temsil eden bir kurum olarak bu iki konudan uzak durmak söz konusu olamazdı” ifadelerini kullandı.
“Okullara her yıl 15 bin civarında kitap bağışı yapıyoruz”
Türkiye’de okumaya karşı ciddi bir heves olduğunu fakat kitaba erişim konusunda sıkıntılar yaşandığını dile getiren Tekbulut, “Gelen talepler hep bedava kitap edinmek üzerine. Çözüm ise kütüphanelerin yeniden canlandırılması, oysa kütüphaneler yok ediliyor. Biz okullara yılda 15 bin civarında kitap bağışı yapabiliyoruz. Kitabevleri bize bu konuda indirim sağlıyor. Bunun yanı sıra, genelde ailelerin bağışlarıyla okullara kütüphaneler kuruyoruz. 2016 yılında TÜYAP’a katıldık. Çelikten bir kitap ağacı yaptık ve insanları kitap bağışı yapmaya çağırdık. İlk fuarda 2 bine yakın kitap çelik ağacın üzerine asıldı. Kitap bağışlayanların çoğu öğrenciler ve öğretmenlerdi. Şirketlere de bunu sunduk. Bu fikir onların da çok hoşuna gitti. Kitabevleriyle konuşup şirketlere gidiyoruz. Böylece insanlar hem kitabevinden kitabını alıyor hem de bağış yapıyor. Kitabı bağışlayanla kitabı sahiplenen arasında bir bağ oluşturuyoruz. Ayrıca TÜYAP’la 2017 yılında gerçekleştirmeye başladığımız bir projeyle her gün 100 tane çocuğu okuldan alıp fuara götürüyor, burada yazarla okuma gerçekleştiriyor ve yazarın imzalı kitaplarını çocuklara hediye ediyoruz. Ayrıca, çocukların haftalık bir saat kitap okuma saatlerine de talip olduk ve geçtiğimiz yıl Balat’ta bir okulda, bu sene Harmantepe’de iki okulda ve İzmir Bayraklı’daki bir okulumuzda kitap okuma etkinlikleri gerçekleştiriyoruz. Daha fazla gönüllümüz olursa daha fazla okulda da yapabiliriz” diyerek okuma alanında yaptıkları çalışmaları ayrıntılarıyla paylaştı.
“Biz varız biz yarınız”
Günün anlam ve önemi doğrultusunda yaptıkları çalışmalardan da söz eden Tekbulut, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı en önemli bayramımız ve bu sene 100’üncü yılını kutluyoruz. 2016’da gönderdiğimiz renkli tişörtler ve spor ayakkabıların öğretmenler tarafından bayram gününde dağıtılmasından beri Türkiye’nin her yerine 23 Nisan için bu tişörtleri gönderiyoruz. Aynı zamanda yaptığımız slogan yarışmasına çocuklardan gelen ‘Bütün dünya bizim’, ‘Bütün çocuklar kardeşiz’, ‘Yaşamın renkleriyiz’, ‘Biz varız biz yarınız’ gibi sloganları da bu tişörtlerimizin üzerine bastırıyoruz. Her yıl gerçekleştirdiğimiz bu etkinliği maalesef bu yıl salgın sebebiyle gerçekleştiremiyoruz fakat 101. yılımızda hepsini yapacağız” dedi.
“Sultanbeyli’de bulunan 500 çocuğu sinemaya götürdük”
Aramızdan ayrılan gazeteci-yazar Cüneyt Cebenoyan anısına oluşturdukları Çocuk ve Sinema Bağış Fonu’na da değinen Tekbulut, “Cüneyt yetişkin grubumuzdaki tek erkek gönüllümüzdü. Yaz okullarında ve sinema etkinliklerinde sinema konusu Cüneyt’indi. Biz de onun en çok önem verdiği iki konu olan çocuk ve sinemayı birleştirmeye karar verdik. Burada amacımız, sinemaya gitmemiş çocukları sinemayla buluşturmak. Örneğin, İstanbul’daki çocukların yüzde 50’si hiç sinemaya gitmemiş oluyor. Şubat ayında, Sultanbeyli’de bulunan 500 çocuğu sinemaya götürdük fakat salgın nedeniyle bu çalışmalarımız da durdu. Aynı zamanda, küçük çocuklara uygun film arşivi yok. Bu sebeple bir diğer amacımız da, film kütüphanesi oluşturmak. Ayrıca, sinema eğitimi alan çocuklara burs vermeyi de planlıyoruz. Bir diğer projemiz de, liselerdeki sinema kulüpleri ile dezavantajlı bölgelerdeki çocukları buluşturmak. Böylece sinema üzerinden birbirleri arasında bağ oluşacak” sözleriyle fonun çalışmalarından bahsetti.
“42 üniversite öğrencimize üç ay boyunca burs vereceğiz”
Son olarak koronavirüs salgını sebebiyle AVM’lerde ve cafelerde çalışırken işsiz kalan üniversite öğrencileri için oluşturdukları pandemi bursuna değinen Tekbulut, “Bu dönemde bir çağrı yaptık. Buna hem öğrenciler hem de burs verenler başvuruyor. Böylece 42 üniversite öğrencimize nisan, mayıs ve haziran ayları olmak üzere üç ay boyunca burs vereceğiz. Bu çağrının ardından da fitre ve zekat için bir çağrı yaptık. Anne ve babanın da çalıştığı fakat salgın sebebiyle gelirin sıfırlandığı ailelere de yardım ediyoruz. Şu anda 15 aileye ulaştık. Birçoğunu da bulundukları illerin yerel yönetimleriyle buluşturuyoruz” şeklinde konuştu.
“Daha iyi bir dünyayı birlikte yaratmak dileğiyle…” sloganıyla Serpil Güzel Ün’ün gönüllü olarak hazırlayıp sunduğu Radyo Gedik “İyilik Elçileri” programının; Bütün Çocuklar Bizim Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Tekbulut ile gerçekleşen yayın podcastine aşağıdan ulaşabilirsiniz.
