Yeni yayınlanan bir rapor, yüzlerce doğa koruma alanında fosil yakıt operasyonlarının devam ettiğini ortaya koydu. Doğal koruma alanlarının büyük kirletici faaliyetlerden uzak olması gerekirken, koruma altındaki 800 alanda 3 binden fazla tesiste fosil yakıt operasyonları küresel çapta devam ediyor. Çevre odaklı sivil toplum kuruluşu Leave it in the Ground (LINGO) tarafından yayınlanan yeni bir araştırma,
Yeni yayınlanan bir rapor, yüzlerce doğa koruma alanında fosil yakıt operasyonlarının devam ettiğini ortaya koydu.
Doğal koruma alanlarının büyük kirletici faaliyetlerden uzak olması gerekirken, koruma altındaki 800 alanda 3 binden fazla tesiste fosil yakıt operasyonları küresel çapta devam ediyor.
Çevre odaklı sivil toplum kuruluşu Leave it in the Ground (LINGO) tarafından yayınlanan yeni bir araştırma, korunan birçok alanda maden çıkarma ve keşif arayışlarının yaygın olduğunu gösteriyor. Korumalı karbon raporunu kaleme alanlar, koruma altındaki bölgelerde fosil yakıt operasyonlarını durdurma çağrısı yapıyor.
Bu alanlarda fosil yakıt faaliyetlerinin sona erdirilmesiyle, doğal mirasın korunacağı ve biyolojik çeşitliliğin yok edilmesinin önleneceği belirtiliyor.
Avrupa’da tehdit altında olan koruma alanları
Rapora göre, dünya genelinde 800’den fazla koruma alanında 2 bin 933 fosil yakıt faaliyet alanı var.
Ulusal iş sahalarından kaynaklanan potansiyel karbondioksit emisyonlarına bakıldığında, Çin tüm ülkelerin önünde yer alıyor. Ülkenin 13 petrol ve gaz sahası ve korunan alanlarda bulunan altı kömür madeninin tam faaliyete geçmesi durumunda 12 milyar ton karbondioksitin açığa çıkabileceği belirtiliyor.
Çin’i, 7,6 milyar ton ile Venezuela, 3,9 milyar ton ile Suudi Arabistan ve 3,4 milyar ton ile Kazakistan takip ediyor. Avrupa’nın en çok korunan alan emisyonuna sahip ülkesi olan Almanya’nın ise, bu alanlarda yer alan 2,6 milyar ton emisyon potansiyeli taşıyan 108 petrol ve gaz sahası ve bir de kömür madeni bulunuyor.
Wadden Denizi UNESCO Dünya Mirası alanı üzerinde yer alan Almanya’nın en büyük petrol sahası Mittelplate, potansiyel emisyonların çoğundan sorumlu. 2041 yılına kadar faaliyetine devam etmesine izin verilen saha, küresel ısınmaya katkıda bulunurken, yerel doğal yaşam için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor.
Avrupa genelinde, İtalya 178 milyon ton, Hollanda 163 milyon ton ve Polonya 110 milyon ton potansiyel karbondioksit emisyonu ile endişe verici bir durum sergiliyor. Birleşik Krallık ise, korunan alanlarda yer alan 509 fosil yakıt sahasıyla diğer ülkelerin önüne geçiyor.
Fosil yakıt operasyonlarından neden uzaklaşmamız gerekiyor?
LINOG, korunan alanlarda fosil yakıt faaliyetlerine verilen izinlere itiraz ediyor ve bu durumun acilen sona erdirilmesini talep ediyor. Bu itirazlar dikkate alınırsa, savunmasız ekosistemlerde doğanın korunması ile birlikte karbondan arındırma hedeflerine önemli katkı sağlanacak.
Rapora göre, korunan alanlardaki fosil yakıt faaliyetlerini sonlandırmak, 18 trilyon Avro değerinde iklim zararını önleyecek. Ayrıca hızla artan karbondioksit emisyonlarının neden olduğu ısıya bağlı stres nedeniyle risk altında olan 10,7 milyon insanın hayatını kurtaracak.
Kaynak:
