“Kadının teknoloji üretiminde yer alması gerekiyor”

“Kadının teknoloji üretiminde yer alması gerekiyor”

Bilim ve teknoloji alanlarında eksik olan ve gittikçe de eksikliği artacak olan alanında uzman insan ihtiyacını kapatmak amacıyla kurulan Teknolojide Kadın Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, Radyo Gedik’te yayınlanan İyilik Elçileri’nin 25 Haziran’daki yayınının konuğu oldu. Öney, kadınların teknoloji alanındaki yerini, geleceğin mesleklerini ve paylaşım ekonomisinin geleceğini dinleyicilerle paylaştı.

Çeşitliliği savunan Teknolojide Kadın Derneği, adında geçen “kadın” kelimesiyle kadının teknoloji üretimine giriş yapması gerektiği konusuna dikkat çekmek amacıyla bu adı aldı. Yapay zekayla birlikte yaşama giriş yaptığımızı belirten Teknolojide Kadın Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, “Kadınların yapay zekanın üretimine katkı vermemesi sebebiyle yakın bir gelecekte kadını tanımayan, kadının duygusal zekasını, yorumunu almayan yapay zekâ ürünlerinin dünyaya çok önemli bir çeşitsizlik ve tehdit oluşturacağı düşüncesindeyiz. Yani kadının tanınmadığı, adının olmadığı, varlığının hiçbir yapay zekâ ürünü tarafından kabul görmediği bir noktaya gidiyoruz. Halbuki kadının da bakış açısı, dokunuşu, duyguları işin içine girdiği zaman insanlık için faydalı ürünler ortaya çıkacak. Kadının teknoloji üretiminde yer alması gerekiyor. Bunun için de çok az vakit var. Dernek ismimiz de bu mesajı verme isteğinden doğdu. Yoksa yaptığımız işler salt kadın odaklı değil. İnsana yatırım yapıyoruz” sözleriyle teknolojide kadının önemini vurguladı.

“30 milyonluk istihdamda teknolojide çalışan toplamda 235 bin kişi var”

Kadınların teknolojiyle ilişkisini değerlendiren Öney, “Honeypot Teknoloji Endeksi 2018 verilere göre; Türkiye’de, 30 milyonluk istihdamda teknolojide çalışan toplamda 235 bin kişi var. Bunların da sadece yüzde 9,91’i kadın. Bu kadınlar da daha çok işin mutfağında değil yönetim katlarında çalışıyorlar. Dünyada da durum daha farklı değil. Bizdeki rakamların belki beş kat fazlası var. Teknoloji konusunda en gelişmiş Almanya, Çin, ABD, Hindistan gibi ülkelerde bile yine aynı eşitsizlik söz konusu. Oysa 1980’lere kadar, daha çok kadın teknoloji ve bilimde söz sahibiydi. Hatta bugün kullandığımız birçok teknolojik buluşun ardında bir kadın lider var. 1980’lerdeyse bilgisayarlar evlere girmeye başladı. Bu noktada reklam kampanyalarında kadın, bisküvi ve süt getirirken, baba ve oğul bilgisayarda oyun oynuyor. Yani medya kadına hizmet etme rolünü biçmiş. ‘Bu teknik bir şeydir, teknik şey de erkeğe aittir’ algısını yaratmış.  Bu algının ardından aileler kız çocuklarının STEM alanlarına gitmesine çok sıcak bakmamış. Hatta STEM alanında okuyanların mezuniyetten sonra da çözülmeler olmuş. STEM alanında yüzde 37 öğrenci okuyorsa ve bunların yüzde 17’si kadınsa; iş hayatına girerken bu oran yüzde 9’lara kadar düşmüş. Sebep olarak da motivasyonlarının olmadığını, çalışma ortamının erkeklere göre hazırlandığını, kariyerde ilerleme fırsatı görmediklerini, ücret eşitsizliği olduğunu belirtmişler” dedi.

“250 milyondan fazla yeni uzmanlık başlığı oluşacak”

STEM’in fen, matematik, mühendislik ve eğitim alanlarını ifade ettiğini belirten Öney, “Geleceğin meslekleri konusunda gençlerin mesleklerini kaybedeceklerine dair korku yaşadığını görüyoruz. Mesleklerini robotların, chatbotların yapacağını düşünüyorlar. Gelecekte, her alan için, temelde teknolojide uzmanlaşmak çok önemli olacak. Gelecekte çalışılan sektörün gideceği teknolojik temele hâkim olunursa hiçbir endişeye gerek kalmaz.  Bütün bunlar olurken mesleklerin evrilmiş halleri içinde uzmanlık alanları açılacak. ABD’de yapılmış bir araştırmada 250 milyondan fazla yeni uzmanlık başlığının oluşacağını görüyoruz. Gelecek vadeden meslekler için yaratıcılık oldukça ön planda olacak. İnsan ilişkileri gerektiren işler de çok önemli olacak. Bir de öngörülemeyen, robotlarla ilgili alt grup meslek başlıkları çok revaçta olacak. 3D üretim mühendisleri, Drone operatörleri, genetik çeşitlilik memurları, robot mühendisleri, biyoteknologlar gibi birçok başlık uzmanlık haline gelecek” şeklinde konuştu.

“2020, Gig-ekonomi için kadın freelancerların şansının çok yüksek olacağı bir yıl olacak”

Gig ekonomisi olarak da bilinen paylaşım ekonomisine değinen Öney, “Gig-ekonomisi, insanların işlerini aracısız ve direkt olarak birbirleriyle yaptıkları ortamlara deniyor. Kurumsal firmalarla tek taraflı çalışmaktansa birden fazla işi kuruma bağlı olmadan servis edebiliyorsunuz. Bu işleri yaparken evden, freelance çalışıyor ve uzaktan erişimin tüm araçlarını, bütün dijitalizasyonu kullanıyorsunuz. Gig-ekonomisi popülaritesini çok arttırdı. Özellikle ABD buna erken girenlerden. 2020’ye kadar ABD’nin yüzde 40’ının bu ekonomiye geçeceği düşünülüyordu. Pandemiyle beraber bunun yüzde 50’lere ulaştığını düşünüyorum. Felsefesinde kaynakların ortak kullanımı var. Türkiye’de de 2020 Gig-ekonomi için sadece tüketmeyen üretime de katılabilen kadın freelancerların şansının çok yüksek olacağı bir yıl olacak çünkü insanlar artık e-ticareti yoğun bir şekilde kullanarak ihtiyaçlarını gideriyorlar. Bu da kadınlara muazzam bir fırsat veriyor. Özellikle freelancer ya da dijital platformu kullanarak yapılan faaliyetlerde kadınların ekonomiye katılım şansları çok daha yüksek. Aynı zamanda 5G teknolojisi de ütopik bir gelecek değil. Yakın zamanda 5G’nin Türkiye’ye gelmesiyle uzaktan çalışma ve ticaretini çevrimiçi gerçekleştirme Gig-ekonomiyi çok büyütecek” dedi.

“Daha iyi bir dünyayı birlikte yaratmak dileğiyle” sloganıyla Serpil Güzel Ün’ün gönüllü olarak hazırlayıp sunduğu Radyo Gedik “İyilik Elçileri” programının; Teknolojide Kadın Derneği ile gerçekleşen yayınının podcastine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar