“İyiliği paylaşmaya ihtiyacımız var”

“İyiliği paylaşmaya ihtiyacımız var”

Mevcut yaşam şeklimizin tükettiği dünyayı tekrar yaşanabilir kılmak için ekolojik ve sosyal açıdan adil üretim yapan üreticiler ile alıcıları buluşturan topluluk Good4Trust’ın kurucusu Dr. Uygar Özesmi’yle türetim ekonomisi, Good4Trust’ın yeni projeleri ve sosyal girişimcilik hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

2019 yılında yaptığımız röportajda Good4Trust’ın ciddi bir endişeden doğduğunu belirtmiştiniz. Geçen üç yıllık süreçte bu endişeler doğrultusunda nasıl gelişmeler yaşandı ve yaşanıyor?

Çok daha şiddetli ama aynı zamanda da umut verici gelişmeler var. Üç yıldır bu ciddi endişelerin çoğunun devam etmesine rağmen doğru yöndeki gelişmeler de hız kazandı diyebiliriz. Endişelerimizden birincisi tabii ki iklim değişikliği. Örneğin üç yıl önce iklim değişikliği diyorduk; iki yıl önce iklim krizi demeye başladık. Şimdi ise iklim acil durumu diyoruz. Üç yıl içinde terminolojide bile değişiklik oldu. Ancak bununla birlikte görüyoruz ki çözümlerde de ciddi bir hızlanma var.

İklim acil durumunun önüne geçmek için elektrifikasyon, fosil yakıtlardan uzaklaşma, yenilenebilir enerjilere dönüş ve döngüsel ekonomi gibi kavramlar öne çıkmaya başladı. İnsanların farkındalığı açısından baktığımızda bundan üç yıl önce döngüsel ekonominin frekansı şu anki frekanstan çok daha düşüktü. Çok ciddi bir uyanış ve uyanışla birlikte bu kavramların altını doldurmaya yönelik çalışmalar devam ediyor. Bunların hepsi umut verici gelişmeler fakat yeterli değil. Şu an krizin derinleşmekte olduğunu görüyoruz. Biyolojik çeşitlilik krizi de gitgide daha kötü bir hale dönüşüyor. Max Planck Enstitüsü ve Kıbrıs Enstitüsü tarafından yayınlamış rapora göre, tüm Doğu Akdeniz küresel ısınmadan iki kat daha fazla etkilenmiş gözüküyor. Önümüzdeki dönem bu etkinin daha da şiddetlenerek artması ve 400 milyon kişinin etkilenerek belki de göç etmelerine sebep olacak gelişmelerin yaşanması bekleniyor. Bu gelişmelerin olmaması için çok daha ciddi çalışmamız gerekiyor. Dolayısıyla Good4Trust’a her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.

Oldukça aktif bir türetici topluluğunuz var. Türeticilerin birbirleriyle bağ kurmasına neden önem gösteriyorsunuz? Bu bağı güçlendirmek için neler yapıyorsunuz?

Eğer insan türünün bu gezegen üzerindeki varlığını binlerce yıl daha devam ettirebilmek istiyorsak gezegenle uyum içinde bir yaşam sağlamamız gerekiyor. Birbirimizle uyum içinde bir yaşam sağlamadan, gezegenle uyuma kavuşmamıza da imkân yok. Dolayısıyla biz, etik ilkeler çerçevesinde buluşmuş bir topluluk oluşturmaya çalışıyoruz. Bu etik ilkelere altın kural diyoruz. Sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma, sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de başkalarına öyle davran ama önce sor, kendin için ne istiyorsan başkaları için de onu iste. Bunlar bizim altın kuralımız. Bu altın kural çerçevesinde hareket eden bir topluluktan bahsediyoruz. Bu topluluğun gezegenle uyum içinde olması için kişinin o başkası yerine diğer bütün canlıları, cansız varlıkları ve gezegeni de koyması gerekiyor. Bu mantıkla hareket eden bir türetici toplumu oluşturmak istiyoruz. Bu sebeple türeticiler arasındaki iletişim ve işbirliği son derece önemli.

Bunu değişik yollarla yapıyoruz. Birincisi iyilik akışı. İyilik akışında topluluğumuz gezegene ve insanlığa faydalı olan alışverişlerini birbirleriyle paylaşıyor. Böylece “ben böyle bir üreticiyi destekledim, sen de destekle” diyorlar. Veya gezegenle uyum içerisinde yaşamaya dair, iyilik dolu, etik eylemlerini paylaşıyorlar. Örneğin biri, sivil toplum örgütüne bağış yapıyorsa onu paylaşabiliyor. Aklınıza gelebilecek her türlü iyilik dolu haberler, orada paylaşılarak bir etkileşim doğuruyor.

Bunun dışında biz, türeticileri her yıl İyilik Şenlikleri’nde bir araya getiriyoruz. Orada hem diğer türeticiler hem de üreticilerle bir araya gelebiliyorlar. Bu şenliklerde çeşitli paneller, söyleşiler, atölyeler yapıyoruz. Gerçekten şenlikli bir ortamda insanları bir araya getiriyoruz. Ayrıca türetici buluşmaları adını verdiğimiz etkinlikler için başka kurumlarla işbirliği yapıyoruz. Örneğin Postane İstanbul’un salonlarında oyun geceleri düzenliyoruz. Bu gecelerde türeticiler bir araya gelip Öğrenme Tasarımları gibi bir üreticimizle veya sürdürülebilir kalkınma amaçlarını çocuklara tanıtan bir sosyal girişim olan ESTC For Kids ile buluşmalar gerçekleştirebiliyor. Burada insanlar birbirleriyle kaynaşıyor ve daha güçlü bir etkileşim içerisine girebiliyor.

Bir alışveriş sitesinin ötesinde türeticilerin yaptığı iyiliği paylaşmasına imkân veren bir iyilik platformunuz var. İyiliği paylaşmak ve kutlamak sizce neden önemli?

Eskiden iyilik yap ama bunu gizli yap şeklinde bir mantık vardı. Öyle bir toplumda iyilikleri gizli yapmak önemliydi; çünkü bir güç hiyerarşisi oluşturmak veya bunun bir prestije dönüşmesinin önüne geçmek istiyorlardı. O zamanlarda iyilik bir normdu. İyi davranış ve dayanışma küçük toplum içerisinde zaten olmazsa olmaz bir şeydi. Ancak günümüzde iyilik norm olmaktan çıktı ve nadir bir şeye dönüşmeye başladı. Artık çıkarcılık, kendini gözetme, rekabet gibi kavramlar toplumsal hayatta ön planda. Örneğin şirketler kâr maksimizasyonu yapıyor. “Ben çalışanımı sömürürüm, doğayı sömürürüm, bir şeyler üretirim ve senin duygularınla oynayarak bunu almanı sağlarım” diyerek çalışıyorlar. Bu durum bugünkü toplumumuzda kabul edilebilir bir davranış. Biz, kötülüğü alkışlar hale geldik. Tekrar iyiliği alkışlanır hale getirmek ve eski normlarımıza dönmek için iyiliği paylaşmaya ihtiyacımız var.

Benim Japonya’daki en yaşlı şirketlerden biri olan Kongō Gumi’den bahsettiğim bir makalem var. Kongō Gumi, 1400 yıldan daha eski bir şirket ve bu şirketin müşteriye düşük fiyatı vereceksin, müşterini gözeteceksin gibi kuralları var. Eski şirketlerde olan normlar şu an bizde tam tersi. Biz iyiliği yeniden norm haline getirme derdindeyiz. Ayrıca nöroloji bilimi ve davranış bilimleri de bizi destekliyor. İnsan sosyal bir canlı. Bu sosyalliği korumak için de evrimsel olarak birtakım mekanizmalar gelişiyor. Bunlardan bir tanesi iyilik yapmak. İyilik yaptığın zaman beynin seni ödüllendiriyor ve kendini mutlu hissediyorsun. Ancak çok daha enteresan bir şey daha var. Başkasının bir başkasına iyilik yaptığını gördüğünde daha fazla bir mutluluk yaşıyorsun. Bu hormonal salgılarla kanıtlanmış bir durum. Dolayısıyla bizim amacımız, insan doğasına geri dönüp iyiliklerin ve güzelliklerin paylaşılarak herkesi mutlu ettiği bir geleceğe doğru hareket etmek. Bu sebeple insanlar Good4Trust’ta iyiliklerini paylaşıyor ve iyilikleriyle başkalarını mutlu ediyor. Böylece hep birlikte iyiliği kabartıyoruz.

Bu sene 4. İyilik Şenliği’ni düzenlediniz. Pandemi gibi zor bir dönemin ardından bir araya gelen katılımcılardan nasıl bir geri dönüş aldınız? Sizin için nasıl geçti?

Muhteşemdi. Şenliklerin sonunda bir çember yapıp günü değerlendiriyoruz. Orada bir mutluluk ve coşku seli aktı. Üreticiler yemyeşil ağaçların altında, rüzgârın hissedildiği, yaprak hışırtılarının duyulduğu bir parkta birlikte bulunmaktan ve kendileri gibi etik değerlere sahip, gezegeni kollamak arzusunda olan ve birbirleriyle uyum içinde yaşamak isteyen insanlarla bir arada olmanın sevincini yaşadı. Hatta bir gün yetmiyor bize, şenliği iki gün yapalım diyenler oldu. Bu üç yıl içindeki gelişmelerden birisi de İzmit Belediyesi ile olan işbirliğimiz. Belediyeyle birlikte yerel ekonomiyi güçlendirmek için İzmit Çarşısı’nı kurduk. Orada da İyilik Şenliği’nin ikincisini yaptık. Böylece aynı coşkuyu orada da yaşamış olduk. İyilik Şenlikleri gitgide yayılıyor. Sonbaharda da İzmir’de olmasına yönelik talepler var. O talepleri karşılayabilirsek İzmir’de de İyilik Şenlikleri yapacağız. Burada ise  İyilik Şenliklerini Şişli Belediyesinin işbirliğiyle yapıyoruz. Umut ediyoruz ki ya Karşıyaka Belediyesi ile ya da Büyükşehir Belediyesi ile İzmir’de de yapacağız.

Good4Trust ekibi olarak çok fazla sosyal girişim tanıyor ve beraber çalışıyorsunuz. Türkiye’deki sosyal girişimcilik ekosistemini nasıl buluyorsunuz? Sosyal girişimci olmak isteyenlere önerileriniz var mı?

Sosyal girişimci olmak istiyorsanız lütfen Good4Trust’ın staj programlarına başvurun. Çok güzel staj programlarımız var. Uzun yıllardır staj ve çekirge programlarımızda gençlere sosyal girişimciliği anlatıyoruz. Özellikle üniversitedeyseniz veya yüksek lisans yapıyorsanız sizleri hem staj hem de çekirge programlarımıza bekleriz. Bunun için bize danisma@good4trust.org adresinden yazıp programlara isminizi yazdırabilirsiniz. Daha sonra arkadaşlarımız sizinle iletişime geçecektir.

Good4Trust olarak sosyal girişimcilik ekosisteminin güçlenmesi için çalışıyoruz. Bizim hayal ettiğimiz türetim ekonomisinde, gelecekteki tüm işletmeler birer sosyal girişim. Tüm işletmeleri ekolojik ve sosyal açıdan adil, topluma ve doğaya faydalı ticari girişimler olarak görmek istiyoruz. Bizim için sosyal girişim demek yine geleceğin normlaşmış şirketleri anlamına geliyor. Bu açıdan baktığımızda sosyal girişimcilik ekosisteminin güçlenmesi bizim için son derece önemli.

İşin güzel yanlarından birisi hem Türkiye’de hem de dünyada sosyal girişimcilik gitgide artan ve güçlenen bir alan. Son üç yıl içinde Türkiye’de sosyal girişimciliğe olan ilginin çok daha fazla arttığını, bu konuda çok fazla kurumun kurulduğunu, kurumların sosyal girişimciliği desteklediğini ve çok daha fazla başarılı sosyal girişim çıktığını görüyoruz. Örneğin Impact Hub İstanbul’dan sonra şimdi Impact Hub Ankara kuruldu. Ashoka yıllardır sosyal girişimcilik günlerine devam ediyor. Yine, İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülleri ile sosyal girişimler ödüllendiriliyor. Ayrıca sosyal girişimcilik konusunda Avrupa Birliği bir proje ilanı verdi. Sosyal girişimciliğin hem araştırılması hem de geliştirilmesine yönelik projeler gerçekleştirildi. Biz de Good4Trust olarak özellikle sosyal girişimci kadınları desteklediğimiz KADİM gibi birçok program başlattık. Sosyal girişimciliğe hem çok büyük bir ilgi var hem de bu konuda çalışanlar da artıyor. Bu da son derece sevindirici.

Yeni projelerinizden bahsedebilir misiniz? Gelecekte neler yapmayı planlıyorsunuz?

Good4Trust’ta çok heyecanlı gelişmeler var. Mesela üç yıl önce olmayan şu an hayata geçen ve daha da geliştirdiğimiz çok önemli bir alan var: Toptan alışveriş. Good4Trust şu ana kadar B2C bir yapıda işliyordu. Dolayısıyla temelde perakende alışveriş yapılıyordu. Fakat biz türetim ekonomisini kurmak amacıyla yola çıktığımız için ve Good4Trust.org da türetim ekonomisini hayata geçiren gerçek bir örnek olduğu için, eğer toptan alışveriş olmasaydı bu amacımız yarım kalacaktı. Dolayısıyla bu yılın başında toptan çarşıyı hayata geçirdik. Artık üreticiler ve türeticiler teklif usulüyle birbirinden toptan alışveriş yapabiliyor. Good4Trust üzerinden mesafeli satış sözleşmesi haricinde doğrudan satış sözleşmesiyle de alışverişler mümkün. Bu durum ekonominin kendi içerisinde derinleşmesini sağlıyor.

Şu an Good4Trust’ta 450’nin üzerinde işletme kayıtlı. Bu 450 işletmenin de birbirinden alışveriş yaparak mevcut ekonomiyi içeride çevirdiğini hayal edin. Türetim ekonomisindeki bu makro ölçekteki döngüselliği zaten hep vurguluyoruz. Yani aynı bir orman ekosisteminde olduğu gibi, insanların ekolojik ve sosyal açıdan adil ürün ve ham maddeleri döngüsel bir şekilde birbirinden satın almasıyla türetim ekonomisinin mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Toptan alışveriş de bu derinleşmeyi ve döngüselliği sağlayan en önemli gelişme olarak hayata geçti. Bu bağları kurmak ve geliştirmek için harekete geçmiş durumdayız.

İkinci olarak şu anda geliştirmesini tamamladığımız ve yazılım aşamasına geçmek üzere olduğumuz “trust” parası var. Good4Trust’ın trust isimli bir para birimi olacak. Doların üzerinde “in God we trust” (Tanrıya güveniyoruz) yazar; bizde ise “in good we trust” (İyiliğe güveniyoruz) yazacak. Good4Trust’taki bu trust parasıyla içeride dönen ve içerideki insanların birbirinden alışveriş yapabileceği yeni bir para birimini devreye sokmuş oluyoruz. Yıl sonu itibariyle Good4Trust’ta kendi ekosisteminde geçerli olan yerel bir parayla alışverişler gerçekleşebilecek. Böylece ekonominin yerelleşmesini, kendi içinde güçlenmesini ve kendi kendini kalkındırmasını sağlayacağız.

Bizim temelde ürün ve hizmetleri satın almak için paraya ihtiyacımız var. Bu ürün ve hizmetleri biz kendi ekosistemimiz içerisinden karşıladığımız zaman o ekosistemde geçerli olan para birimiyle harcama yapabiliriz. Ayrıca para sadece o ekosistemde geçerli olduğu için parayı harcarken öncelikli olarak ekosistemin içindeki üreticileri tercih edeceğiz. Böylece para içeride sürekli dönerek topluluğu topyekûn kalkındıracak hale gelecek. Şu an diyelim ki İzmit’te yaşıyorsunuz. İzmit’te küresel markaların birinden alışveriş yaparsanız o paranın yüzde 87’si İzmit dışına çıkıyor ve sadece yüzde 13’ü İzmit içinde kalıyor. İzmit Çarşısı’nda ise harcadığınız trust parasının yüzde 100 içeride kalacağından emin olabilirsiniz. Amacımız trust paranın yıl sonuna kadar yürürlüğe girmesi.

Trust para hukuki açıdan mümkün mü?

Trust para, kripto paralar gibi değil. Kripto paraları şu anda Türkiye’de yatırım aracı dışında kullanmak yasak. Ancak bu bahsettiğimiz trust para biriminin hukuki altyapısı mevcut ve bunun örnekleri var. Örneğin alışverişlerde kullandığımız puanlar var. Bu puanlar aslında başka bir para birimi gibi çünkü bu puanlar başka bir alışverişte kullanılabiliyor. Veya kredi kartı ile yapılan alışverişlerde miller birikiyor ve o millerle uçak bileti alabiliyorsunuz. Paranın haricinde puan ve kupon diyebileceğimiz sistemler, hukuki açıdan kabul edilebiliyor. Trust para birimini de bir sadakat programı olarak düşünebilirsiniz. Mevzuata göre bu puanlar ekosistem içerisinde kullanıldığı sürece bir sorun yok. Bu sisteme mevzuat izin veriyor ancak bu puanların bir kere verildikten sonra Türk Lirasına çevrilmesine müsaade etmiyor. Dolayısıyla trust’ın mevcut mevzuata uygun olduğunu söyleyebiliriz.

Bireyler ve kurumlar size nasıl destek olabilir?

Türetici olarak destek olabilirler. Good4trust.org/tureticiol adresinden türetici olarak kaydolup bu topluluğun parçası olabilirsiniz. Bir üretim işindeyseniz veya sürdürülebilir olma niyetinde olan bir şirkette çalışıyorsanız o şirketi Good4trust’a üye yapabilirsiniz. Herkese kapımız açık, herkesi aramıza davet ediyoruz. Beklediğimiz tek şey gezegenle uyumlu bir varoluşa dair samimi olup bu konuda adım atmaya hazır olmanız. Bunun için bir niyet mektubumuz var. Bu niyet mektubunda gezegenle uyum içinde, insanları ve doğayı sömürmeden, atık üretmeden, karbon salınımı yapmadan, biyolojik çeşitliliğe zarar vermeden var olmaya çalışan bir işletme olmaya niyet ediyor olmalısınız. Şu anda hiçbirimiz bu şekilde değiliz.

Örneğin kullandığımız elektriğin yüzde 30’u kömürlü termik santrallerden geliyor. Biz şu an bu elektriği kullanarak karbon salınımı yapıyor ve gezegene zarar veriyoruz. Dolayısıyla burada önemli olan niyet etmek. Ben daha önce niyet ettiğim için güneş panellerine yatırım yaptım. Şu anda güneş panellerinin ürettiği enerjiyi kullanıyor ve kömürlü termik santrallere destek olmuyorum. Biliyoruz ki hiçbirimiz kusursuz değiliz. Hepimiz bu sistem içindeyiz ve burada ne yaparsak yapalım mutlaka bir zarar veriyoruz. Ancak niyet ederek bu zararları azaltmaya çalışabiliriz. Biz de niyet etmeye hazır olan herkese gel bize katıl diyoruz.

Ancak katılmak isteyenlerin şu andaki tüm durumunu net bir şekilde anlatmasını istiyoruz. Aramıza katılan kişinin Good4trust’ta ilerledikçe daha da iyi olmasını bekliyoruz. Fakat tabii ki bazı şeyler kabul edilebilir değil, birtakım kırmızı çizgilerimiz var. Örneğin petrol istasyonu işleten birini üye yapamayız.

Dolayısıyla her ne olursa olsun iyi niyete sahip bir üreticiyseniz veya bir şirkette çalışıyorsanız sizi Good4trust’a çağırıyoruz. Ayrıca gönüllü programımız var. Gönüllü olarak bizlerle bu yolda ilerleyebilir ve sistemin güçlendirilmesine katkı sağlayabilirsiniz. Bunun haricinde türeticiyseniz, bütün hizmet ve ürün ihtiyaçlarınızı Good4trust ekosisteminden sağlayabilirsiniz. Böylece sadece ihtiyacınızı karşılamayacak ayrıca sistemdeki üreticilerin de geçimini sağlayarak bu ekonomide güçlenmesine katkıda bulunacaksınız.

İşbirliği yapmak isteyen kurumlara da açığız. Bizim için önemli olan iyiliği çoğaltmak ve iyiliği çoğaltma niyetini taşımak. Sadece tüketimi artırmak üzere işbirliklerine girmiyoruz. Biz bir pazarlama aracı değiliz. Ancak şirketler gerçekten kendilerini dönüştürmek üzere bir işbirliğine girmek ve bu yeni dünya ekonomisine, türetim ekonomisine samimi bir  katkı sağlamak isterse çalışmaya hazırız.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar