Kripto paranın çevre üzerindeki etkisine ilişkin yeni bir analize göre, Bitcoin madenciliği bir yılda Britanya’daki tüm banyolar kadar su gerektiriyor. Dünyanın en popüler kripto para birimi Bitcoin sunucularının gücü ve bakımı için kullanılan su, çevresel sorunları daha da artırıyor. Yeni bir araştırma, tek bir Bitcoin işleminin ortalama 16 bin ton veya bir yüzme havuzunu dolduracak
Kripto paranın çevre üzerindeki etkisine ilişkin yeni bir analize göre, Bitcoin madenciliği bir yılda Britanya’daki tüm banyolar kadar su gerektiriyor.
Dünyanın en popüler kripto para birimi Bitcoin sunucularının gücü ve bakımı için kullanılan su, çevresel sorunları daha da artırıyor.
Yeni bir araştırma, tek bir Bitcoin işleminin ortalama 16 bin ton veya bir yüzme havuzunu dolduracak kadar su harcadığını ortaya çıkardı.
Vrije Universiteit Amsterdam doktora öğrencisi Alex de Vries’in hesaplamalarına göre bu miktar, bir kredi kartı işleminde kullanılandan yaklaşık 6.2 milyon kat daha fazla.
Cell Reports Sustainability dergisinde yayınlanan araştırmada Bitcoin’in 2021 yılında 1.600 gigalitre (GL) su tüketimine yol açtığı; 2023’te bu tüketimin yüzde 40 artarak 2.200 GL’yi aşabileceği belirtiliyor.
Kripto paranın kaynak kullanımına ilişkin yapılan önceki araştırmalar özellikle elektrik tüketimine odaklanmıştı.
Birleşmiş Milletler verileri, 2020 yılındaki ‘’kripto enerji tüketiminin’’ Pakistan’ın toplam enerji tüketiminden daha fazla olduğunu ortaya koydu. Dolayısıyla Bitcoin’in enerji ayak izinin oldukça yüksek olduğu biliniyordu. Ancak su kullanımına dair hesaplama yapılmamıştı.
Bitcoin işlemlerinin bu kadar çok su tüketmesinin arkasındaki temel neden, muazzam seviyede bilgi işlem gücüne dayanması ve büyük veri merkezlerindeki bilgisayarları soğutmak için çok fazla elektriğe ihtiyaç duyması.
Dünya genelinde 3 milyar insan halihazırda su sıkıntısı çekiyor ve bu durumun önümüzdeki on yıllarda daha da kötüleşmesi bekleniyor.
Madeni para başına 37 bin dolardan daha fazla değere sahip olan Bitcoin, küresel olarak genişlemeye devam ediyor.
Rapora göre, kurak iklimin tatlı su arzı üzerinde baskı oluşturduğu ve Bitcoin madenciliği faaliyetlerinin yaygın olduğu Orta Asya ülkelerinde sorunu daha da kötüleştireceği ön görülüyor.
Küresel kripto para madenciliği merkezi olan Kazakistan’da, 2021 yılında gerçekleşen Bitcoin işlemleri nedeniyle 997,9 GL su tüketildiği belirtiliyor.
Tüm bunlar endişe verici olsa da pratik çözümler yok değil. Bitcoin’in çalışma biçiminde yapılacak bir değişiklik elektrik kullanımını ve dolayısıyla su sarfiyatını önemli ölçüde azaltabilir.
Madencilerin faaliyetlerini sualtına kaydırması halinde gerekli donanımı soğutmak için su kullanımı önemli ölçüde azaltılabilir; Microsoft gibi şirketler halihazırda bazı veri merkezlerini soğutmak için okyanusa yerleştiriyor.
Önceki haftalarda Çin, elektrik ve su maliyetlerini azaltmak amacıyla dünyanın en büyük sualtı veri merkezini inşa etmeye başladığını duyurdu.
İkinci en büyük kripto Ethereum Eylül 2022 tarihinde ‘’proof of stake’’ adı verilen bir sisteme geçerek enerji kullanımını önemli ölçüde azalttı.
Bitcoin madenciliğinin yazılımını değiştirmek gibi yaklaşımların bu süreç için gereken güç ve suyu azaltabileceğini öne süren Alex de Vries, ’’Rüzgar ve güneş enerjisi gibi su içermeyen yenilenebilir kaynakların kullanılması da su tüketimini azaltabilir’’ diyor. Ancak, Bitcoin madencilerinin daha geleneksel olduğunu ve yatırımlarını korumak için değişime sıcak bakmadıklarını sözlerine ekliyor.
‘’Ethereum geçen yıl bunu başardı. Bitcoin de benzer bir sisteme geçerse, elektrik tüketimine bağlı su sarfiyatı bir gecede ortada kalkacak. Bunu gerçekleştirebiliriz’’ diyor.
Kaynak:
https://www.independent.co.uk/tech/bitcoin-water-crypto-mining-environment-b2455502.html
