Yeni bir ankete göre, Avrupalıların neredeyse yarısı iklim değişikliğinin bir sonraki küresel sınav olduğuna inanırken, yüzde 88’i yenilenebilir enerjinin ekonomideki yerinin daha önemli olması gerektiğini düşünüyor. Avrupa Parlamentosu ve Komisyon tarafından ortaklaşa yaptırılan ankette, 27 AB ülkesinden 26 bin 530 kişiye vatandaşlıktan yenilenebilir enerjiye kadar değişen konular hakkında sorulara yer verildi. Ankete katılanların yüzde 88’i,
Yeni bir ankete göre, Avrupalıların neredeyse yarısı iklim değişikliğinin bir sonraki küresel sınav olduğuna inanırken, yüzde 88’i yenilenebilir enerjinin ekonomideki yerinin daha önemli olması gerektiğini düşünüyor.
Avrupa Parlamentosu ve Komisyon tarafından ortaklaşa yaptırılan ankette, 27 AB ülkesinden 26 bin 530 kişiye vatandaşlıktan yenilenebilir enerjiye kadar değişen konular hakkında sorulara yer verildi.
Ankete katılanların yüzde 88’i, yenilenebilir enerjinin Avrupa GSYİH’sında daha büyük pay almasını istediklerini belirtti.
AB yüzde 21,3 oranında yenilenebilir enerjiden yararlanıyor
2020 yılı itibarıyla AB, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjide yüzde 21,3 oranında bir paya sahip olduğunu açıkladı. AB’nin genel amacı ise 2030 yılına kadar enerji tüketiminin yüzde 32’sini yenilenebilir kaynaklardan elde etmek.
Bulgulara göre en çok söz edilen üç zorluk:
- Sosyal eşitsizlikler (Yüzde 36)
- İşsizlik (Yüzde 32)
- Göç sorunları (Yüzde 31)
Ayrıca, ankete katılan bireylerin yüzde 49’unun iklim değişikliğinin AB’nin geleceği için başlıca küresel zorluk olduğuna inandığını ve çoğunluğun Avrupa Yeşil Anlaşması’nın temel ilkelerini desteklediğini tespit etti.
Hedeflere ulaşılsa da sıcaklıkların dengelenmesi 20-30 yıl sürecek
Çevre, Okyanuslar ve Balıkçılıktan Sorumlu Komisyon Üyesi Virginijus Sinkevicius, Kasım 2021’de Avrupa Yeşil Anlaşması’na bazı eklemeler yapıldığını, ortaklardan daha iddialı iklim ve çevre politikaları bekleniyorsa, kirlilik ihraç etmeyi ve ormansızlaşmayı desteklemeyi durdurmaları gerektiğinin altını çizdi.
700’den fazla bilim insanı tarafından sekiz yılda yazılan IPCC raporu, karbon emisyon hedeflerine ulaşılsa bile küresel sıcaklıkların dengelenmesinin 20-30 yıl süreceğine işaret ediyor.
Veriler, sera gazlarında anlamlı düşüşler yaratan politika-uygulamalarında büyük bir değişiklik olmadıkça, küresel çapta devam eden sıcaklık artışını 1,5-2 dereceye yakın bir değere sınırlamanın ulaşılamayacak bir hedef olduğunu gösteriyor.
Bireylerin yüzde 91’i iklimin sağlığa bağlı olduğuna inanıyor
Değişen iklim koşullarının insanların yaşamlarını doğrudan etkilediğine dair kanıtlar var. Bazı coğrafyalarda hava kirliliği ciddi hastalık riskini artırırken, diğerlerinde nehirlerin doğal dengesinin bozulması Yerli toplulukların zehirlenmesine neden olabiliyor.
Anket yaş gruplarına göre sınırlandırıldığında, genç nesillerin yüzde 91’inin iklim değişikliğiyle mücadelenin doğrudan sağlık ve refahla bağlantılı olduğuna inandığını doğruluyor.
55 yaşın üzerindekilerin yüzde 84’ü aynı düşüncede olduğundan, bu algıda yaş faktörünün önemli olmadığı görülüyor. Anket katılımcılarının yüzde 80’i, 2050 yılına kadar Avrupa’yı dünyanın ilk iklim nötr kıtası yapmanın önemli olduğuna inanıyor.
Kaynak:
https://www.openaccessgovernment.org/europeans-renewable-energy/128309/
