“Çocukların psikolojik dayanıklılık becerisini geliştirmek mümkün”

“Çocukların psikolojik dayanıklılık becerisini geliştirmek mümkün”

YÖRET Vakfı’nın çarşamba günleri gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 24 Haziran’daki söyleşisinin konusu “Çocuklar ve Psikolojik Sağlamlık” oldu. Söyleşide Uzman Psikolojik Danışman Aslı Aydın Özdemir, rezilyans kavramını, risk faktörlerini ve çocuğun dayanıklılık becerisinin nasıl geliştirileceğini anlattı.

Rezilyansın; esneklik, dayanıklılık, toparlanama bilme ve yeniden ayağa kalkabilme becerisi olduğunu belirten Uzman Psikolojik Danışman Aslı Aydın Özdemir, “Bu bir kişilik özelliği ya da doğuştan gelen bir özellik değil. Rezilyans; öğrenilebilen, karşılaştığımız her durumda geliştirebileceğimiz bir beceri. Ayrıca, hayatın her alanına etki edebilecek bir beceri de değil. Başka alanlarda zorlanabiliriz. Bir çocuğa dayanıklı diyebilmemiz için o çocuğun ya stresli bir durumla karşılaşması ya da gelişimini etkileyen riskli koşulların olması gerekiyor ki çocuk, bu zorlu koşullar içerisinde beceri kazanıp, kaynaklarını kullanarak ayağa kalkabilsin. Yani hayat şartları iyi giden ve risk faktörleri az olan yaşam koşullarında dayanıklılıktan bahsedemeyiz. Ciddi stres faktörleri olması gerekiyor” diyerek rezilyans kavramını açıkladı.

Çocuklar için risk faktörleri nelerdir?

Zor koşulların neler olduğunu ifade eden Özdemir, “Erken doğum, doğumda sakatlık, doğuştan gelen kronik hastalık, ebeveynlerden birindeki psikolojik rahatsızlık çocuğun hassasiyetini artıracak faktörler olarak nitelendiriliyor. Çocuk, bu durumlarda doğuştan biraz daha dezavantajlı başlamış oluyor. Doğuştan gelen bu faktörlerin haricinde; ailenin sosyo-ekonomik seviyesi, evin yaşam koşulları, ebeveynlerin boşanması, ebeveynlerden birinin alkol veya uyuşturucu kullanması, ebeveynlerden birinin kriminal eğilimlerinin olması, ebeveynlerin eğitim seviyesi, yetiştirme stilleri, ebeveynlerin çok erken yaşta çocuk sahibi olması, istenmeyen gebelik, sürekli taşınma, göçmen olma, mülteci olma, ailenin sosyal izolasyon içinde yaşaması, ailede kayıp yaşanması gibi durumlar da araştırmalara göre risk faktörleri sayılıyor” dedi.

“Risk faktörlerinde çocuğun algısı önemli”

Risk faktörlerinin çocuğun gelişiminde mutlaka bir sorun yaşayacağı anlamına gelmediğini açıklayan Özdemir, “Çocuğun yaşı, çocuğun cinsiyeti ve çocuğun algısı bu noktada çok önemli. Örneğin, çocuk anne ve babasının ayrılığını bir sorun olarak görmüyorsa ve bu ayrılık, daha huzurlu bir ortam sağlamışsa; bu durum çocuk için risk faktörü olmuyor. Çocuğun değerlendirmesi, algılayışı, durumu nasıl yaşadığı önem kazanıyor” şeklinde konuştu.

“Çocuğa dayanıklılık becerisini kazandırmak mümkün”

Risk faktörlerine rağmen çocukların hayatlarını nasıl olumlu bir şekilde devam ettirebildiklerine de değinen Özdemir, “Bu noktada devreye rezilyans yani dayanıklılık giriyor. Araştırmalara göre; çocuğun aile içinde güvenebileceği bir yetişkinin olması, çocuğun mizacı, çocuğun duygularını ifade edebilmesi, duygularının farkında olabilmesi psikolojik dayanıklılığı ve sorunlarla baş edebilme becerisini artırıyor. Çocuğa bu becerileri kazandırmak mümkün. Öncelikle çocuğun özfarkındalığının olması, becerilerini ve kendini tanıması gerekiyor. Aynı zamanda, çocuğun özyeterliliğinin oluşması adına yapabildiği şeyleri yapması için fırsat vermek gerekiyor. Bunlar ne kadar gelişirse, çocuk da dayanıklılığını, baş edebilme becerisini o kadar geliştirebilir” ifadesini kullandı.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar