BM İklim Değişikliği Bilimcisi Selin Çalık  ve ‘’Kadın ve İklim’’ sivil toplum kuruluşunun kurucusu Michelle Li: Sürdürülebilirlik sektöründe daha fazla kadın olmalı

<strong>BM İklim Değişikliği Bilimcisi Selin Çalık  ve ‘’Kadın ve İklim’’ sivil toplum kuruluşunun kurucusu Michelle Li: Sürdürülebilirlik sektöründe daha fazla kadın olmalı</strong>

Dünyanın hangi bölgesinde yaşadığımızdan bağımsız olarak, ister kavurucu sıcak bir ülke olsun, ister genellikle gri gökyüzü ve bulutlarla kaplı bir bölge olsun, küresel ısınma hepimizi etkiliyor.

Bununla birlikte iklim krizi cinsiyet eşitliği gözetmiyor. İklim krizinin en büyük etkilerini kız çocukları ve kadınlar hissediyor. İlerleyen zaman içinde sağlıklarını, güvenliklerini ve geçimlerini etkileyen cinsiyet eşitsizlikleri artıyor.

İklim değişikliği, süregelen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin mevcut sonuçlarını daha da kötüleştiriyor. Küresel çapta yaşanan yoksulluğun büyük bir kısmının kadınlar ve kız çocuklarının omuzlarında olduğu gerçeği buna örnek olarak gösterilebilir. Çünkü onlar doğal kaynaklara görece daha bağımlı ancak daha az erişime sahip.

Bununla birlikte, yemek pişirmek ve ısınmak için yiyecek, su ve yakıt sağlama sorumluluğunu üstlenen kadınların, yaşlılara ve çocuklara bakma yükünü de üstlenme olasılıkları daha yüksek.

Sonuç olarak, kız çocukları ve kadınlar kaynak elde etmek için daha uzun mesafeler kat ediyor ve eğitim veya iş olanakları için kullanılabilecek değerli zamanlarını harcıyorlar.

Bu sorunların üstesinden gelmek için Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan ‘’Temiz Su ve Sanitasyon’’ maddesi doğrudan kadınlara ve iklim değişikliğine odaklanıyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Bilimcisi ve Yeşil Enerji Gözlemcisi Selin Çalık, temiz suya, sanitasyona ve hijyene erişim eksikliğinin özellikle Sahra Altı Afrika ve Güney Asya başta olmak üzere gelişmekte olan ülkeleri etkilediğinin altını çiziyor.

Kadınlar, özel hijyen ihtiyaçları ve su tedarik etmedeki rolleri nedeniyle artan su kıtlığı ve yetersiz sanitasyondan orantısız bir şekilde etkileniyor.

Küresel olarak bakıldığında kadınlar su tedarik etmek için günde yaklaşık 200 milyon saat harcıyor.

Bu çok değerli bir zaman israfıdır diyen Selin Çalık, ‘’ 200 milyon saatin toplamı 8,3 milyon güne, yani 22.800 yıldan fazlaya eşdeğer. Bu da taş devrinde boş kovasıyla yola çıkmış bir kadının 2022 yılında halen evine su ulaştıramamış olması senaryosunu gözler önüne seriyor’’ şeklinde düşüncelerini aktarıyor.

Birleşmiş Milletler araştırmasına göre iklim değişikliği, kızların ve kadınların hayatta kalma ihtimalinin daha düşük olduğu aşırı hava koşullarını ve doğal afetleri tetikliyor.

Aileler afetler sonucunda evlerini terk etmek zorunda kaldıklarında, kız çocukları ve kadınların tecavüz, insan ticareti ve genç yaşta evlilik mağduru olmaları muhtemel bir senaryo olarak karşımıza çıkıyor.

İklim kriziyle mücadelede kadınların kritik rolü

Kadınlar ve kız çocukları iklim değişiminden orantısız bir şekilde etkilenseler de, çözüm yollarında onların varlığı ve gücü kilit önem taşıyor.

Kadınların lider konumlarda yer alma olasılıkları erkeklerden düşük olmasına rağmen, araştırmalar iklim değişikliği çözümlerinde kadınların karar alma süreçlerine dahil edilmeleri durumunda daha etkili olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca iklim değişikliğinin önlenmesi, afetlerin azaltılması ve daha sürdürülebilir bir gelecek için stratejiler oluşturulmasında kullanılabilecek etkin bir bilgi birikimine sahipler.

Aslında dünya genelinde milyarlarca kadın her gün yemek pişirmekten, malzeme alımına ve alışverişe kadar çevreyi etkileyen bir dizi kararlar almayı sürdürüyor.

‘’Araştırmalar, kadınların iklim değişikliğiyle mücadelede değişimin güçlü temsilcileri olduğunu gösteriyor’’ diyen Birleşmiş Milletler, cinsiyet eşitliğine dayalı temsilin, çevre için daha iyi sonuçlara yol açan politikalar oluşturulmasında etkili olduğunu savunuyor.

Bu bağlamda, benzersiz bakış açıları ve becerilerinden yararlanılması amacıyla daha fazla kadının sürdürülebilirlik alanında yer almasının sağlanması gerekiyor.

‘’Clever Carbon’’ ve ‘’Kadın ve İklim’’ girişimlerinin kurucusu ve CEO’su Michelle Li, ‘’Daha iyi bir gelecek adına düzenlenen konferanslarda kadın konuşmacılar azınlıkta ve sahnede yer alsalar bile erkek meslektaşlarına tanınan süre kendilerine tanınmıyor’’ diyor.

Gelecekte meyvelerin alınacağı teknolojiler olan doğrudan karbon yakalama, yeşil enerji ve hidrojen yatırımcılarına çok fazla odaklanıldığını oysa ki, kadınların gerçekleştirebilecekleri anında değişim yaratma potansiyellerini görmenin ve desteklemenin değerli olduğunu söylüyor. Kadınlar tarafından hayata geçirilen sıfır atık mağazalarını örnek olarak göstererek kendi çözümlerini üreten kadınların desteklenmesi gerektiğini hatırlatıyor.

Michelle, ‘’İklim krizi ile mücadelede kadınların dezavantajlı konumda olmalarından çok, gelişmelerine nasıl yardımcı olabiliriz perspektifinden olaylara yaklaşıyorum’’ diyor.

Michelle Li, daha fazla kadının sürdürülebilirlik sektörüne girmesini teşvik etmek amacıyla, kadınların iklim hakkında öğrenmesi ve düşüncelerini aktarması için eğlenceli, güvenli bir alan yaratmayı amaçlayan ‘’Kadın ve İklim’’ sivil toplum kuruluşunu hayata geçirdi.

Kendilerini eğitmek isteyen çok sayıda kadın olduğunu ancak nerden başlayacaklarını bilmediklerini söyleyen Li, iklim krizine katkıda bulunmak isteyen kadınların kendilerini yalnız hissetmemeleri ve güçlenmelerini sağlamak amacıyla İklim ve Kadın’ı kurduğunu açıklıyor.

Kadınlar ve İklim sivil toplum kuruluşu, iklim sorunları konusunda birbirlerini eğitmek ve ilham vermek amacıyla onları benzer düşüncelere sahip üyelerle bir araya getiriyor.

Girişimi kurduktan sonraki ilk toplantıyı bir vegan restoranda verdiği akşam yemeğinde gerçekleştiren Li’nin sadece 12 kadının katılımından oluşan ilk etkinliği, dokuz ay içinde büyüyerek New York, Londra, Paris ve Brüksel gibi dünyanın farklı şehirlerinde gerçekleştirilen akşam yemekleriyle ses getiren bir girişim olarak büyüdü.

‘’Harekete geçerek ve etrafımızı benzer düşüncelere sahip insanlarla çevreleyerek kendimizi daha güçlü ve umutlu hissediyoruz’’ diyor.

Bu sözleriyle, iklim değişikliğine dair rakamlar göz korkutucu görünse de, daha iyi bir gelecek yaratmak için her birimizin üzerine düşeni yapmamızın ne derece önemli olduğunun altını çiziyor.

Kaynak:

https://sustainabilitymag.com/articles/united-nations-on-climate-change-and-gender-equity

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar