Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Paris İklim Anlaşması’na uygun şekilde açlığı ve her türlü yetersiz beslenmeyi sona erdirmeye yönelik ‘’Küresel Yol Haritası’’nı geliştirme sürecinin başlatıldığını duyurdu. Açıklamada, gıda sistemleri ile iklimi uzlaştırmaya yönelik yol haritasında, temiz enerji, balıkçılık, gıda israfı, orman ve sulak alanlar, sağlıklı beslenme, hayvancılık, toprak ve su gibi 10 öncelikli
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Paris İklim Anlaşması’na uygun şekilde açlığı ve her türlü yetersiz beslenmeyi sona erdirmeye yönelik ‘’Küresel Yol Haritası’’nı geliştirme sürecinin başlatıldığını duyurdu.
Açıklamada, gıda sistemleri ile iklimi uzlaştırmaya yönelik yol haritasında, temiz enerji, balıkçılık, gıda israfı, orman ve sulak alanlar, sağlıklı beslenme, hayvancılık, toprak ve su gibi 10 öncelikli alanda 120 eylem planı öngörülüyor.
Ayrıca, 2030 yılına kadar 600 milyon insanın kronik açlıkla karşı karşıya kalma durumunu ve giderek büyüyen iklim krizini göz önüne alan plan, dönüştürücü bir değişim çağrısı olarak dikkat çekiyor.
‘’Yol haritası’nın yardımıyla Dünya, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacından (SKA) ikincisi olan ‘’Sıfır Açlık’’ hedefine yaklaşabilir’’ deniyor.
FAO Tarımsal Gıda Ekonomisi Bölümü Direktörü David Laborde, yol haritasının ‘’kıyametten’’ kaçınmak amacıyla tasarlandığını, bugün ve gelecekte herkesin yararlanabileceği şekilde şimdiden harekete geçmek için yollar sağladığını söyledi.
‘’Politika yapıcıların harekete geçmesine ihtiyacımız var’’ diyen Laborde, sivil toplumun seferber edilmesinin ve özel sektörün yapacağı iyi yatırım seçeneklerinin yarınların sürdürülebilir ve verimli geleceğini inşa etmek olduğunu anlamasının gerekliliğini vurguladı.
‘’Hedefin, Paris Anlaşması’nda belirlenen 1,5C derecelik küresel ısınma sınırını aşmadan dünyadaki açlığın ortadan kaldırılmasına yardımcı olmak’’ olduğunu tekrarladı.
Tarım-gıda sistemlerinin net emisyon salıcılardan karbon yutuculara dönüşmesi çerçevesinde açlığı bitirmeyi amaçlayan küresel yol haritasına ilişkin açıklamada, ‘’Plan, karbon emisyonu açısından tarım-gıda sistemlerinden kaynaklanan emisyonları, 2030 yılına kadar 2020’ye göre yüzde 25 azaltmayı, 2035 yılına kadar karbon nötrlüğe ulaşmayı ve bunları 2050 yılına kadar bir karbon yutağına dönüştürmeyi ve böylelikle yıllık 1,5 gigaton sera gazı emisyonunu yakalamayı hedefliyor’’ ifadeleri kullanıldı.
Deniz yosunu devrimi
İnsanlığın bugün karşılaştığı en acil küresel zorluklardan bazılarına yenilikçi bir çözüm olarak, ‘’gezegende sahip olduğumuz ve en az kullanılan kaynak’’ olan deniz yosunundan faydalanılmasının önemi vurgulandı.
BM Küresel İlkeler Sözleşmesi Okyanuslar Kıdemli Danışmanı Vincent Doumeizel COP28 konferansında yaptığı açıklamada, deniz yosununun yalnızca iklim krizi değil, aynı zamanda gıda güvenliği ve sosyal krizlerle mücadeleye de yardımcı olabileceğini ve bu inançla, ‘’deniz yosunu devrimine’’ liderlik ettiğini söyledi.
Deniz yosununun karbonu absorbe etme ve plastiklere sürdürülebilir bir alternatif olma konusundaki yeteneklerini hatırlatan Doumeizel, iklimin hafifletilmesi ve biyolojik çeşitliliğin restorasyonu için harika bir kaynak olduğunu ifade etti.
Çok hızlı büyüme özellikleriyle bilinen deniz yosunlarının, ormanlardan veya Amazon Ormanı’ndan daha fazla karbon çektiklerini aktardı.
‘’Okyanusu işlemeyi öğrenirsek, iklim değişikliğini hafifletebilecek ve aynı zamanda biyolojik çeşitliliği yeniden tesis edip yoksulluğu giderecek ve nüfusun tamamını besleyebilecek imkanlara sahip bir nesil olabileceğimize inanıyorum’’ dedi.
Kaynak:
