Bir fincan kahvenin mülteci gençlere umut öyküsü

Bir fincan kahvenin mülteci gençlere umut öyküsü

Mülteci olarak terk ettiği ülkesine insani yardım projesiyle geri dönen Manyang Reath Kher, kurduğu 734 Coffee derneğiyle 200 bini aşkın Güney Sudan vatandaşı gence burs desteği sağlıyor.

Ülkesi Sudan’da yaşanan iç savaş sonucu henüz üç yaşındayken annesi, babası ve kız kardeşini kaybeden Manyang Reath Kher, Sudan ve Etiyopya sınırında yer alan Gambela bölgesindeki bir mülteci kampında 13 yıl yaşamak zorunda kalır. Hayata yeni bir başlangıç yapmak için 17 yaşında Amerika’ya yerleşir. Üniversiteden mezun olduktan sonra ülkesindeki sivil savaştan kaçamayan mültecilere nasıl yardımcı olabileceğine odaklanır. Yaptığı çalışmalar sonucu “Sudan’a İnsani Yardım Projesi”ni hayata geçirir. Sadece yapılan bağışların yeterli olmayacağını düşünerek, iç savaş sebebiyle terk etmek zorunda kaldığı ülkesine sürdürülebilir destek sağlamak için 2016 yılında 734 Coffee derneğini kurar. Bu dernek, savaş ve kuraklık sebebiyle ülkelerinden kaçarak Gambela yöresine yerleşen 200 bini aşkın Güney Sudan vatandaşı gence burs desteği sağlıyor.

Gençlerin eğitim masrafı karşılanıyor
734 Coffee’nin özel kahvesi, Gambela yöresinde doğal olarak yetiştirilip hakları özenle korunan çiftçiler tarafından hasat edilir. “Bir bardak 734 kahvesiyle sadece yeni bir güne başlamış olmuyor, mülteci gençlerin eğitimi için onları desteklemiş oluyorsunuz’’ sloganıyla uluslararası alanda bağış toplayan 734 Coffee’nin ismi ise Sudan’ın koordinatları olan “7” kuzey paraleli ve “34” doğu meridyeninin birleşiminden meydana gelir. 

Her fırsatta kendisinin de bir mülteci olduğunu belirten Reath, çaresizliğin ne olduğunu en iyi kendisinin bildiğini ve bu çaresizliğin insanların içinde bulunduğu kötü yaşam koşullarını önemsememelerinden kaynaklandığını söyler. Reath, mülteci olarak yaşadığı yıllarda kişiliğinin hiçbir önemi olmayıp, sadece sayı olarak nitelendirilmiş olmasının kendisini en çok üzen olay olduğunu belirtir. Ayrıca Reath, insanların savaş yüzünden ülkelerini terk etmesiyle yeteneklerini kaybetmediklerini; tıpkı barışçıl insanlar gibi onların da büyük potansiyeller barındırdığına inanır. Bu konuda Madeleine Albright ve Albert Einstein gibi kendi dönemlerinde mülteci olan ve insanlığa büyük faydaları dokunmuş isimleri örnek olarak gösterir.

Kerem Efendioğlu
ADMINISTRATOR
PROFİL

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar