“Bir çocuğun kendini var edebilmesi için öncelikle güvenliğinin sağlanması gerek”

“Bir çocuğun kendini var edebilmesi için öncelikle güvenliğinin sağlanması gerek”

YÖRET Vakfı’nın gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 28 Nisan’daki söyleşisinin konusu “Çocukların Korunmasında Çocuk Polisinin Rolü” oldu. Doç. Dr. Burak Gönültaş, çocuğun korunması anlayışının ortaya çıkışından, çocuk korumanın temel mantığından ve çocuk polisinin rolünden bahsetti.

Çocuk polisinin rolünü anlamak için çocuğun korunması anlayışını ve bir kanun uygulayıcı olarak polisin rolünü anlamak gerektiğini belirterek söze başlayan Doç. Dr. Burak Gönültaş, “Çocuğun korunması çocuğa bakışın değişiminden ve çocuğun yetişkin odaklı bir dünyada savunmasız olmasından yola çıkarak gelişen bir kavram. Geleneksel toplumda çocuklar daha çok bir tarım işçisi gibi görülürken modern toplumda daha çok korunması gereken varlıklar olarak öne çıkıyor. Çocuk mağduriyet vakalarındaki artışlar, çocuğun korunması konusunda birtakım gelişmelere sebebiyet vererek daha korumacı bir bakış doğuruyor. Çocuk ve mağdur haklarının gelişmesiyle birlikte son zamanlarda daha çok çocuğun yararına olan, pragmatist bir yaklaşım hakimiyet sürüyor. Özellikle tıp biliminin gelişmesiyle birlikte çocukların yetişkinlerden farklı olarak çeşitli şart ve koşullardan etkilenebildiğinin görülmesi çocukların özel gereksinimli bireyler oldukları, dolayısıyla, özel olarak korunmaları gerekliliği anlayışını oluşturuyor” dedi.

Çocuğun korunması gerekliliğini ortaya çıkaran çocuğun savunmasızlığından da bahseden Gönültaş, “Çocuk mağduriyeti yetişkinlerden farklılaşıyor. Çocuklar yetişkin odaklı bir dünyada yaşadıkları için yetişkinlere bağımlı olmak zorundalar. Bu bağımlılık, çocukların yetişkinler tarafından yönlendirilebilmelerini kolaylaştırıyor. Aynı zamanda, ekonomik bunalımlar, savaşlar, göçler gibi hızlı sosyal değişimlerin yaşandığı dünyada birtakım dezavantajlı gruplar en çabuk zarar görenler oluyor. Bu gruplardan biri de çocuklar. Çocuklar bir problemle karşılaştıklarında o durumdan maddi ve manevi olarak yetişkinler kadar rahat bir şekilde kurtulamıyor. Bu iki durum potansiyel olarak çocuğu, bir yetişkinin ona zarar vermesine açık hale getiriyor. Bu potansiyelden dolayı çocuklara ayrıyeten haklar verme gerekliliği doğuyor ve çocuk haklarının temel çıkış noktası da buna dayanıyor” şeklinde konuştu.

“Çocuk korumanın temel mantığı çocuğun güvenliğinin sağlanmasıdır”

Çocuk haklarında iki temel yönelim olduğunu vurgulayan Gönültaş, “Çocuk hakları öncelikle çocukların korunmasını, sonra da geliştirilmesini savunur. Bir çocuğun kendini var edebilmesi, hem psikolojik hem de sosyal olarak gelişebilmesi için öncelikle güvenliğinin sağlanması lazım. Çocuk kendini güvende hissederse eğitim almak ister, estetikle uğraşır, kendini geliştirir ve toplumun bireyi olabilir. Çocuğun haklarında bir ihlal yaşandığında ise bir istismar vakasının gerçekleşmesi daha kolay hale gelir.  Bu sebeplerle çocuk korumanın temel mantığı çocuğun güvenliğinin sağlanmasıdır” dedi.

“Çocuk mağduriyetindeki artışlarla çocuk polisinin önemini artıyor”

Polisin temel fonksiyonuna ek olarak çocuğun korunması kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte çocuk polisinin rolüne değinen Gönültaş, “1990’lı yıllarda Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle birlikte çocuğun korunması iç hukukumuza girmiş olsa da Türkiye’de çocuk polisinin yapılanması 2000’li yılların başına dayanıyor. 2000’li yıllarda Ceza Mahkemesi ve Türk Ceza Kanunundaki değişiklikler, Çocuk Koruma Kanununun çıkması, çocuk şube amirliklerine sosyal hizmet uzmanlarının ve psikologların atanması bu alanda oldukça önemli gelişmeler sağlıyor. 2005’ten sonra çocuk mağduriyetindeki ve çocukların karıştığı suçlardaki artışlar da çocuk polisinin önemini artırıyor. Çocuk Şube Müdürlüğü, korunmaya muhtaç olan, ihmal ve istismara maruz kalan, evden veya kurumdan kaçan, mülteci, refakatsiz, sokakta yaşayan, sokakta çalıştırılan, oturduğu yeri haber vermekten aciz, hakkında koruma, ıslah veya tedavi kararı alınan, suça sürüklenen, suç işlediği şüphesi bulunan, kimliği tespit edilemeyen çocuklara yönelik çalışmalar yapıyor ve müdahalelerde bulunuyor” açıklamasında bulundu.

YÖRET Vakfı’nın bir sonraki etkinliği 5 Mayıs günü “Doğan Cüceloğlu’nu Anma ve Anlatma” başlığında gerçekleşecek.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar