“Artık çocukların çevrim içi deneyimlerini merkeze almalıyız”

“Artık çocukların çevrim içi deneyimlerini merkeze almalıyız”

YÖRET Vakfı’nın gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 14 Ekim’deki söyleşisinin konusu “Çevrim İçi Eğitim Süreçlerini İnteraktif Hale Dönüştürme: Zoom Sınıflarında Oyunlar” oldu. Söyleşide Yaratıcı Drama ve Kukla Eğitimcisi Yıldız Yaman ve Jeux Dramatique Türkiye Kurucusu Bahar Gürey; kuklanın ve dışavurumcu oyunun öneminden bahsedip, Zoom sınıflarında oynanabilecek üç farklı oyunu katılımcılarla etkileşimli olarak paylaştı.

Kuklanın neden önemli bir eğitim aracı olduğuyla sözlerine başlayan Yaratıcı Drama ve Kukla Eğitimcisi Yıldız Yaman, “Kukla, çocuğa dünyayı kontrol etme becerisi veriyor. Çocukları büyülüyor. Gerçekten eline alıyor, kendi üretiyor ve bilgisini, becerisini, deneyimini aktarıyor. Hayatındaki bir ihtiyacı, bir derdi, problemi nesneleştirip karakterize ediyor. Karakteri canlandırdıktan sonra iletişime geçme yolunu oluşturuyor. Yaratıcı drama ve kukla, süreçleri planlamaktan ziyade hayatı birlikte ürettiğimiz bir alan oluyor” ifadelerini kullandı.

“Dışavurumcu oyun, kişinin kendisiyle karşılaşmasını sağlıyor”

Jeux Dramatique’in dışa vurumcu oyun olduğunu belirten Jeux Dramatique Türkiye’nin kurucusu Bahar Gürey; “Kendi yaşantımızdan yola çıkıp, bu yaşantılar aracılığıyla kendimizi ifade ettiğimiz bir oyun. Bu, çocukların çok iyi bildiği evcilik oyunu. Bu sebeple, çocuklar hemen oynamaya başlıyorlar. Yetişkinlerle oynandığında ilk anda zorlanıyorlar çünkü çocukluklarını unutmuş durumdalar. Çocukluklarını yeniden açığa çıkaracakları şekilde çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Jeux Dramatique’te resim, heykel, masal gibi herhangi bir uyarıcımız oluyor. O uyarandan yola çıkıp seçtiğimiz karaktere bürünüyoruz. Mekânımız ve kostümlerimiz hazır oluyor. Oyunumuz ding sesiyle başlıyor ve bitiyor. Dışavurumcu oyun, kişinin önce kendisiyle sonra başkalarıyla karşılaşmasını sağlıyor. En önemli özelliği ise sözün olmaması. Jestleri, mimikleri ve bedeni kullanıyor, dil bariyerini ortadan kaldırıyoruz” dedi.

Pandemi sürecinde neler hissedildi?

Söyleyişi daha interaktif bir hale getiren Yaman, öğretmenlere ve ebeveynlere pandemi sürecinde neler hissettiklerini, düşündüklerini ve yaşadıklarını sordu. Öğretmenler bu soruya kaygı, yetersizlik, yalnızlık, burukluk, kaos, endişe, korku, üzüntü, iletişim güçlüğü cevapları verirken ebeveynler de korku, kaygı, endişe, çaresizlik, kafa karışıklığı yaşadıklarını ve evlerinde çocuklarıyla baş başa kaldıklarını belirtti. Çocukların bu süreci nasıl geçirdiği sorusunaysa bağımsızlık, gerginlik, korku, kaygı ve sıkışmışlık hissettikleri, oyun ihtiyacında oldukları ve içe kapandıkları cevapları geldi.

Yeni bir öğrenme oluşması için içsel motivasyon gerektiğini belirten Yaman, “Çocuğun “yapabilirim” duygusunu görmesi, bunu gösterme konusunda risk alması, sorgulaması, denemesi, yanılması ve buna tekrar cesaret etmesi gerekiyor. Yaratıcı drama bir bireyin bir grup içinde yaşantılarından yola çıkarak doğaçlama yoluyla canlandırmalar yapması. Artık çevrim içi ortamlarda çocukların çevrim içi deneyimlerini merkeze almak durumunda olduğumuz bir sürece giriyoruz” diyerek çevrim içinde interaktif denildiğinde akıllara ne geldiği sorusunu sordu. Verilen cevaplar arasında birliktelik, etkileşim, anda kalmak, uyaran, iletişim, uygulama, hızlılık, dijital beceriler ve yaşayarak öğrenme öne çıktı. Ardından, Yaman ve Gürey, katılımcılara uygulamalı olarak çevrim içinde öğrencilerle oynanabilecek üç Zoom oyununu anlattı.

YÖRET Vakfı’nın bir sonraki etkinliği 21 Ekim’de “Çocuklarla Çalışanlar için Psikolojik İlkyardım” konu başlığında gerçekleşecek.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar