Bu senenin sonlarında Azerbaycan’da gerçekleştirilecek olan COP29 küresel iklim zirvesi organizasyon komitesi için seçilen ekip başlangıçta tamamen erkeklerden oluşuyordu. Bu gelişmenin ardından She Changes Climate sivil toplum kuruluşu iklim değişikliği yalnızca dünyanın yarısını etkilemiyor sloganıyla bu duruma tepki göstererek sesini yüksetti. Bu tepkiler üzerine Azerbaycan yetkilileri tarafından komitede kadın temsilinin artırılması adına hızlı adımlar atıldı.
Bu senenin sonlarında Azerbaycan’da gerçekleştirilecek olan COP29 küresel iklim zirvesi organizasyon komitesi için seçilen ekip başlangıçta tamamen erkeklerden oluşuyordu. Bu gelişmenin ardından She Changes Climate sivil toplum kuruluşu iklim değişikliği yalnızca dünyanın yarısını etkilemiyor sloganıyla bu duruma tepki göstererek sesini yüksetti.
Bu tepkiler üzerine Azerbaycan yetkilileri tarafından komitede kadın temsilinin artırılması adına hızlı adımlar atıldı.
Cinsiyet dengeli bir komite sadece adalet ve temsiliyet açısından değil aynı zamanda stratejik bir tercihi de temsil eder.
Küresel iklim değişikliğinin karmaşık sorunlarına yaklaşırken farklı bakış açıları ve deneyimlerin varlığı önemlidir. Kadın liderler masaya farklı fikirler getirebilir.
Şöyle ki:
1.Doğayı önemsemek
Doğayı önemseyen liderlerin varlığı iklim politikalarına da yansır. Çeşitli araştırmalar neticesinde elde edilen bulgular, kadınların doğaya ve çevreye erkeklerden daha fazla önem verme ve iklim değişikliğini etkileyebilecek eylemlerden daha fazla sorumlu olma eğiliminde olduklarını ortaya koyuyor.
Avrupa Sosyal Araştırması verilerine göre, tüm Avrupa ülkelerinde doğaya ve çevreye özen göstermenin önemli olduğunu düşünen kadınların oranı erkeklerden daha yüksek.
Sera gazı emisyon azaltımlarında kişisel sorumluluğu olduğunu düşünen kadınların oranı yüzde 52, erkeklerin ise yüzde 48. Benzer şekilde kadınların yüzden 63’ünden fazlası enerji kullanımını sınırlamanın sera gazı emisyonlarını azalttığını kabul ederken, bu oran erkeklerde sadece yüzde 36.
2. Harekete geçme isteği
Jacinda Ardern Yeni Zelanda ve Sanna Marin Finlandiya’da başbakanlık görevlerine ilk atandıklarında, iklim değişikliğinin acil bir durum olduğunu ilan ederek, ülkeleri için iklim değişikliğini azaltmaya yönelik küresel çabaları etkileyen eylemleri açıklamışlardı.
Karşılaştırmalı aday anketine göre, kadın politikacılar çevre için tedbir alınması gerektiği konusunda erkeklerden daha kararlı. Ulusal parlamento seçimlerinde aday olan politikacılar arasında kadınların yüzde 83’ü çevrenin korunması için daha güçlü önlemler alınması gerektiğini savunurken, bu oran erkeklerde yüzde 75.
3. Değişimin gerçekleşmesi
Yönetim kurullarında kadın temsili yüksek olan kuruluşlar, çevresel ve sürdürülebilirlikle ilgili şirket operasyonlarının daha iyi yönetilmesini mümkün kılıyor.
Benzer şekilde üst ve orta düzey yönetici seviyesinde kadın temsilinin dengeli olması da daha iyi çevresel performans gösterilmesine katkı sağlıyor.
4. Fedakarlık ve koruyuculuk
Sosyal yönelim konusunda erkek ve kadın arasında farklılıklar var.
Amerikalı sosyolog Nancy Chodorow’ın 1978’de kaleme aldığı ‘’The Reproduction of Mothering’’ kitabında: Genellikle kadınlar bakıcı rolüne yönlendiriliyor ve bu nedenle erkeklerden daha şefkatli, koruyucu, besleyici ve işbirlikçi olmaya teşvik ediliyor. 2001’de yapılan deneysel bir araştırma, kadınların erkeklerden daha fedakar ve sosyal yönelimli olduklarını doğruluyor.
5. Daha fazla fırsata sahip olmak
Cinsiyet rolleri ve farklı yaşam seçenekleri de çevreye yönelik tutumlardaki cinsiyet farklılıklarında rol oynayabiliyor.
Biyolojik uygunluk hipotezi, kadınların erkeklere kıyasla işyerinde daha az, evde ise daha fazla zaman geçirdiğini, dolayısıyla geri dönüşüm ve su kullanımı gibi çevre dostu adımlarda bulunmak için daha fazla fırsata sahip olduklarını öne sürüyor. Kadınlar ayrıca sağlık ve güvenlik konularında erkeklerden daha fazla endişe duyma eğilimindeler ve bu durum çevresel kaygıların yüksek seviyelerde olmasına yansıyor.
6. Risklere temkinli yaklaşmak
Kadınlar riskleri daha farklı algılıyor.
Kadınlar, risklelerden korunma ve sakınma konusunda erkeklere göre daha duyarlı. Genellikle kesin olan bir sonucu belirsiz olan bir sonuca tercih etme eğilimi sergiliyorlar.
7. Uzun vadeli bakış açısı
Kadınlar, iklim sorununa yaklaşırken yeni bakış açıları, yaratıcı sorun çözme becerileri ve kapsayıcı liderlik tarzları ile erkeklere göre daha sonuç odaklı bir yaklaşıma sahiptir.
İklim değişikliği gezegen üzerindeki tüm canlıları etkilediğinden, kolektif çabalarımız, erkeklerin ve kadınların endişelerini ifade etme ve gelecek için eylem önerme tarzlarının faydalı çeşitliliğini ortaya koyar. Kadınlar erkeklerden daha sabırlı bir yapıya sahip oldukları için eylemlerinin sonuçlarının uzun bir zaman diliminde gerçekleşeceğini kabul eder ve bu durumu önemserler.
Çeşitli karar alma süreçlerinde, kişisel liderlik tarzı önemli bir faktördür ve bu tarzın şekillenmesinde cinsiyet büyük rol oynar.
Kadın liderlik tarzı uzun vadeli bakış açısıyla hedeflere daha fazla odaklanma eğilimi gösterir. Bu özellik iklim değişikliğinin etkilerini hafifleten ve uyum sağlayan çözümlerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak; gelecekteki iklim zirvelerinde masada daha fazla kadına yer açılması, gerçek bir değişim için önemli bir adımdır. Vatandaşlar, seçmenler, girişimciler ve karar alıcılar olarak her kesimden insan, şimdi ve gelecekte her alanda daha dengeli bir cinsiyet dengesini benimsemeli ve teşvik etmelidir.
Kaynak:
















