“Temiz giysi insana, çevreye, doğaya saygı gösterilerek üretilen kıyafettir”

“Temiz giysi insana, çevreye, doğaya saygı gösterilerek üretilen kıyafettir”

Küresel tekstil sektöründe çalışan işçilerin güçlenmesini desteklemek ve çalışma koşullarını iyileştirmek amacıyla faaliyet gösteren Temiz Giysi Kampanyası’nın ve Derneği’nin Kurucusu Abdülhalim Demir, 26 Kasım’da Radyo Gedik’te yayınlanan İyilik Elçileri’nin konuğu oldu. Kendisi de çocuk işçi olarak tekstilde çalışmış ve 2007’de meslek hastalığı olan silikozis teşhisi almış Demir; temiz giysi mücadelesini, kampanyalarının etkilerini, Meslek Hastalıkları platformunu ve temiz giysi Bego Jeans’i anlattı.

Çocuk işçi olarak tekstilde çalışmaya başladığı dönemden itibaren temiz giysi mücadelesini anlatan Temiz Giysi Kampanyası’nın ve Derneği’nin Kurucusu Abdülhalim Demir, “15 yaşında kot kumlama işi yapıyordum. Zaman içerisinde yaptığım işin ölümcül tehlikesinin olduğunun farkında vardım. 2007’de silikozis teşhisi aldım. 2008 yılında Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi’ni kurup kot kumlama işçilerinin mücadelesini vermeye başladım. 2009’da Sağlık Bakanlığı Türkiye’de kot kumlamayı yasaklattı. 2010’da Bakanlar Kurulu kararıyla silikozis hastaları, sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaya başladı. 2011 yılında silikozis olan işçilere emeklilik hakkı tanındı. Bu başarının ardından markaların başka ülkelere gitmeye başladığını gördüm. Kot kumlamanın tehlikeli olduğunu artık bildiğimden başka insanların da bunu yaşamaması için globalde mücadele etme kararı aldım. 2011 yılında İngiltere’deki bütün moda okullarını dolaştık. Üniversite öğrencilerine modayı belirlerken nelere sebep olduklarını anlatan sunumlar yaptık. Daha sonra İngiltere’de Killer Jeans diye bir kampanya başlattılar. Bu ardından Deadly Denim’e dönüştü. Bu süreçlerde 100’den fazla markaya kot kumlama yapmayacağını açıklattık. Kot işçiliği mücadelesini verirken bütün tekstil işçilerinin kırılgan olduğunu gördüm. Böylece, Türkiye’de Temiz Giysi Kampanyası’nı kurdum ve tekstil işçilerinin mücadelesini vermeye başladım” dedi.

“Bir ürünün adil olabilmesi için değerinde satılması gerekiyor”

Temiz giysinin insana, çevreye, doğaya saygı gösterilerek üretilen kıyafet olduğunu belirten Demir, “Çocuk emeği sömürülmeden, çalışanların iş sağlığı, iş güvenliği sağlanarak yaşam ücreti kazandığı, adil bir şekilde ürettiği kıyafettir. Bir tişört 10 liraya satılıyorsa tüketici o ürünün bedelini ödemiyor, başkaları ödüyor demektir. O bedeli ödeyen de genelde işçiler oluyor. Bir ürünün adil olabilmesi için değerinde satılması gerekiyor. Bir ürün çok ucuza satılıyorsa bu hileli bir ürün olduğu anlamına gelir. Temiz Giysi Kampanyası global ölçekte 1988 yılında Hollanda’da kadın işçilerin haklarını korumak üzere kuruluyor. 1989’da bütün tekstil işçilerinin haklarını korumak üzere genişliyor. 2013 yılında Temiz Giysi Kampanyası Türkiye’yi kurduk. Bu aslında bir ağ ve içinde 250’den fazla STK yer alıyor. Temel çalışma metodu tüketiciyi örgütleyerek tüketiciden aldığı yumuşak gücü, işçilerin taleplerini yerine getirmek üzere markalara karşı kullanıyor. Tüketiciyi bilinçlendirerek giydiği kıyafetlerin adil olması için, ona emek veren arkasındaki insan grubunun taleplerini yerine getirmek için lokomotif güç olarak kullanıyor” ifadesinde bulundu.

“Markların yapmaları gereken, alım fiyatlarına işçiye gidecek artı yaşam ücretini eklemeleri”

Markaların üretimden çekilip tedarik etmeleriyle bir taşeronlaşma sistemine geçildiğini anlatan Demir, “Markalar yasal olarak bu işi başkasına yaptırıp aslında sadece satış alanında kalarak sorumluluğu reddetmeye başladılar. Doğu Avrupa’yı, Asya’yı sömürdüler, şimdi de sıra Afrika’da. Başka sektörlerde kalite yarışı varken tekstilde kim daha ucuz yarışı var. Bunun bir döngü olduğu düşünülmüyor. İşçiye adil ücret verildiğinde, yaşam kalitesi artar ve bir ürüne daha fazla harcama yapabilir. Artık tüketiciler de sorgulamaya başlıyor. Markalar da sürdürülebilirliği yeşil bir göz boyama olarak kullanıyor. Hepsi göstermelik. Oysa yapmaları gereken, alım fiyatlarına işçiye gidecek artı yaşam ücretini de eklemeleri. Sorun adil bir ürünün üretilmemesinden kaynaklanıyor. Bir markayla ilgili kampanya yapmadan önce onunla görüşüp fikir sunuyoruz. Bir sene boyunca lobicilik yaparak sorunu nasıl çözeceklerini anlattık fakat adım atmadılar. En sonunda işçileri örgütleyerek ürünlere etiket bastırdık. Etiketlerde tüketiciyi harekete geçiren ‘Ürünü ben yaptım ama paramı alamadım. Lütfen markaya söyleyin paramı versin’ gibi duygusal bir mesaj yer alıyordu. Bu mesaj bütün dünyada viral oldu, ortalama 100 milyondan fazla insana ulaştı ve marka işçilere alacaklarını verdi. Böylece dünyada bir ilki gerçekleştirmiş oldu” dedi.

“Meslek hastalığının iş kazasından farkı anında olmaması”

Kendisi de meslek hastalığı sebebiyle ciğerlerinin yüzde 46,2’sini kaybeden Demir, “Silikozis olduğum süreçte meslek hastalıklarının Türkiye’de ne kadar az bilindiğini fark ettim. Bir platform kurup hem insanları yönlendirip hem de bu konuda farkındalık yaratmak istiyordum. Böylece meslekhastaliklari.org hayata geçti. Platform, Temiz Giysi Kampanyası’nın özerk bir projesi, sadece tekstili değil bütün sektörleri kapsıyor. Doktorlar da siteyi takip ediyor. Suriyeli işçiler için Arapça’ya da çeviriyoruz. İşçileri hakları konusunda doğrudan yönlendiriyoruz. Meslek hastalığının iş kazasından farkı anında olmaması, işi yaptıktan yıllar sonra da ortaya çıkabiliyor. Meslek hastalıkları yüzde 100 önlenebilir. Yasalarda da tanımlı. Bunun için iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması ve bunların da denetimlerinin sıklaşması gerekiyor” açıklamasında bulundu.

“Temiz giysinin üretilebileceğini gösterdik”

Temiz giysi olan Bego Jeans’ten de bahseden Demir, “Kampanyalarımızın ardından insanlar temiz giysiyi nereden alabileceklerini soruyordu. Markalardan temiz giysi üretmelerini istedik. Kimi bunun ütopik bir talep olduğunu belirtti. Bunun mümkün olduğunu göstermemiz gerekiyor diyerek dört model kot ürettik. Bütün süreçlerini adil ve sürdürülebilir yaparak temiz giysinin üretilebileceğini gösterdik. Ürünleri üretirken ürünün içine onun geri dönüşümünü engelleyecek bir materyal katmadık. Vegan bir ürün yarattık. Temiz moda hareketini yayarak büyütme derdindeyiz. Amacımız bir örnek oluşturup başka markaları dahil ederek çoğaltmak” dedi.

Daha iyi bir dünyayı birlikte yaratmak dileğiyle” sloganıyla Serpil Güzel Ün’ün gönüllü olarak hazırlayıp sunduğu Radyo Gedik’te yayımlanan “İyilik Elçileri” programının, Temiz Giysi Derneği ile gerçekleşen yayınının podcastine aşağıdan ulaşabilirsiniz.


Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar