“Projelerimizin sürdürülebilir olmasını önemsiyoruz”

“Projelerimizin sürdürülebilir olmasını önemsiyoruz”

Eğitim, kültür sanat ve kadının güçlenmesi olmak üzere üç ana eksende çalışmalar yapan ve sosyal sorumluluk faaliyetlerini Borusan Kocabıyık Vakfı’nın (BKV) çatısı altında sürdüren Borusan Holding’in Kurumsal İletişim Direktörü Şule Yücebıyık, yürüttükleri projeleri ve bu projelerin arkasında yatan sosyal sorumluluk anlayışını bizlerle paylaştı.

Borusan Holding’in sosyal sorumluluk anlayışından bahsedebilir misiniz? Özellikle eğitim, kültür ve sanat alanlarına odaklandığınızı biliyoruz. Bu alanlarda nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?

Projelerimizi hayata geçirirken bu çalışmaların uzun vadeli bir perspektif içinde ve sürdürülebilir bir zeminde gerçekleştirilmesine odaklanıyoruz. Borusan’ın Kurucu ve Onursal Başkanı merhum Asım Kocabıyık, “hayatı boyunca ülkesine gönül borcunu ödemeye çalıştığını” defalarca ifade ederek, “toplumdan kazandığını, sosyal projelerle topluma iade etme” yaklaşımını Borusan kurumsal kültürünün temel değerlerinden biri haline getirdi. Halen eğitim, kültür sanat ve kadının güçlenmesi olmak üzere üç ana eksende çalışmalar yapıyoruz. Sosyal sorumluluk faaliyetlerimizi 1992 yılında kurulan Borusan Kocabıyık Vakfı’nın (BKV) çatısı altında sürdürüyoruz. BKV, eğitim alanında yaptığı çalışmalarda bugüne kadar pek çok okulun inşaatlarını, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Kütüphanesi’nin ise restorasyonunu gerçekleştirdi. Borusan Sanat, Türkiye’nin en iyi müzisyenlerinden oluşan ve Avrupa’nın önde gelen senfonik orkestralarından biri olma yolunda ilerleyen Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın (BİFO) yanı sıra Borusan Quartet, Borusan Çocuk Korosu, Borusan Müzik Evi ve internetten klasik müzik yayını yapan Borusan Klasik radyosuyla faaliyet gösteriyor.   

Borusan Holding yönetim merkezinin faaliyet gösterdiği İstanbul Rumelihisarı’ndaki Yusuf Ziya Paşa Köşkü ise 100’üncü yılında Borusan Contemporary adıyla çağdaş sanat eserlerinin sergilendiği bir yapıya dönüştürüldü. Hafta içi Borusan Holding’in ofis çalışmalarını sürdürdüğü Perili Köşk’te, hafta sonları Borusan Contemporary ile birbirinden yenilikçi sergiler sanatseverlere sunuluyor.

Kadının güçlendirilmesi konusuna oldukça önem veriyorsunuz. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bugüne kadar neler yaptınız? Hâlihazırda devam eden projeleriniz hangileri? Bu projeleri biraz anlatabilir misiniz?

Kadının güçlenmesini ve toplumsal cinsiyet eşitliğini bir kalkınma meselesi olarak görüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği ancak kadının ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesiyle sağlanabilir. Borusan 2012 yılından bu yana Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme İlkeleri’ne (UN Women Empowerment Principles – WEPs) imza atan kuruluşlar arasında yer alıyor. Gerek kurum içi politikalarımızla gerekse de toplumsal çalışmalarımızla kadının güçlenmesine destek veriyoruz. Bu alanda Türkiye çapında yürüttüğümüz çalışmalardan bazı örnekler verebilirim.Sanayide kadın istihdamını desteklemek için 2013 yılından bu yana Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliğiyle “Annemin İşi Benim Geleceğim” projesini yürütüyoruz. Bu proje kapsamında 10 ildeki organize sanayi bölgesinde 75 çocuk kapasiteli kreş ve gündüz bakım evleri açıyoruz. Şimdiye kadar Adıyaman, Afyon, Malatya ve Balıkesir’de Borusan Neşe Fabrikaları ismini verdiğimiz kreşler hizmete açıldı. Bu proje ulusal ve uluslararası arenada çeşitli ödüller kazanmasının yanı sıra Birleşmiş Milletler tarafından da örnek proje olarak seçildi.

Diğer yanda kendi işini kurmak isteyen ve ekonomik özgürlüğüne girişimcilik ile ulaşmaya çalışan kadınlara yeni imkânlar sunuyoruz. Kadın girişimciler için 2009 yılında Afyonkarahisar ve 2013 yılında Gemlik-Bursa’da, Türkiye Grameen Mikrofinans Programı kapsamında birer mikro kredi şubesi kurduk. Fırıncılıktan kuaförlüğe, gıdadan el emeği ürünlerin üretimine kadar uzanan farklı iş alanlarında 2 bin 800 kadına yaklaşık 5,5 milyon TL kredi sağladık. 

Kız çocuklarını bilişim teknolojileri ile geleceğe hazırlama hedefiyle “Haydi Kızlar Kodlamaya” adlı bir proje gerçekleştirdik. Bu projede fabrika çalışanlarımızın kız çocuklarına kodlama eğitimleri verdik. 7-14 yaş aralığındaki 200 kız çocuğu sekiz hafta süreyle kodlama eğitimleri aldı.

Borusan’da kurum içine yönelik olarak; kadın çalışan ve yönetici sayısını artırmak, tüm çalışanlara eşit kariyer fırsatları sağlamak ve cinsiyet eşitliğine dayalı bir iş kültürünü hayata geçirmek için çalışmalar yapıyoruz. Bu amaçla, Kasım 2015’te “Borusan Eşittir” platformunu kurduk. İnsan kaynakları politikalarımızı güncelledik ve iletişim anlamında da farkındalık projeleri hayata geçiriyoruz. 

İlk çalışmalarımızdan biri günlük iş hayatında sıklıkla karşılaşılan özellikle cinsiyete yönelik ayrımcı ifade ve davranışlara dikkat çekmek için bir rehber hazırlamak oldu. Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi iş birliğiyle yayınladığımız bu rehberi, #SevgiDildeBaşlar kampanyamızla tanıttık. Devamında “Cinsiyetçiliğin Adını Koyalım” kampanyası geldi. Bu kampanyada “Kadın işi değil bu”, “Yoksa feminist misin?”, “Neden makyaj yapmadın” gibi günlük iş hayatında yaygın olarak karşılaşılan, üstü örtülü ve bilinçsiz önyargılardan beslenen davranışlara dikkat çektik.

Türkiye için toplumsal cinsiyet eşitliği neden önemli? Borusan olarak sizin için önemi ne?

Borusan, güçlü bir ekonomi inşa etmek, daha eşit bir toplum yaratmak, gelişim, sürdürülebilirlik ve insan hakları alanında ilerleme sağlamak, toplumun yaşam kalitesini artırmak için öncelikle kadının ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesinin gerekli olduğuna inanıyor. Projelerimizi de bu inançla şekillendiriyoruz. 

Artık iş dünyası da sürdürülebilir kalkınma için harekete geçti. Hedefler İçin İş Dünyası Platformu kuruldu. Siz bu platformda var mısınız?

Bu oluşum Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından kuruldu. Türkiye’de BM’nin evrensel çağrısı olan “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” doğrultusunda çalışacak, özel sektör inisiyatifiyle hayata geçirilmiş dünyanın ilk düşünce ve uygulama platformudur. Kurucu yapılar itibarı ile Borusan şirketleri dâhil tüm özel sektörü kapsıyor. Önemli bir girişim olduğunu ve bu alanda ciddi katkılar yapacağını düşünüyoruz.   

2030 Küresel Hedeflerini sahipleniyor musunuz projelerinizde? 

Borusan Holding, 2006 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İşbirliği Sözleşmesi’ni imzalayarak insan hakları, çalışma, çevre ve yolsuzluk konularına yönelik 10 temel prensibi uygulayacağını beyan etti. Yürüttüğümüz bütün çalışmalarda, kurum politikalarımızda uygulamalarımızda bu beyanımızın gereğini yapıyoruz. Hayata geçirdiğimiz projelerimizde bu hedefleri de elbette dikkate alıyoruz. Sürdürülebilirlik raporlarımız vasıtasıyla da ne ölçüde katkıda bulunduğumuzu tüm paydaşlarımızla paylaşıyoruz.  

Sizin için bugüne kadar yaptığınız projeler arasında en önemlisi hangisi? Neden?

Bütün projelerimizi önemli ve değerli buluyorum. Her biri hedefledikleri etki ve sonuçları elde ediyor ve bizi mutlu ediyor. Ancak Sevgi Dilde Başlar, güçlü bir harekete dönüşerek iş dünyasını da dönüştürmesiyle benim için ayrı bir yere sahip.

Projeleri hayata geçirirken karşılaştığınız en büyük güçlük neydi?

Projelerimizin uzun vadeli, sürdürülebilir olmasını ve topluma gerçek anlamda fayda sağlamasını önemsiyoruz. Bu nedenle bir projeyi oluşturma sürecinde ince eleyip sık dokuruz ve hayata geçirme kararını konunun bütün boyutlarını değerlendirdikten sonra alırız. Proje öncesi karar almak bizim için zorlu geçen bir dönemdir. Diğer bir konu ise yürüttüğümüz projeler çok paydaşlı olduğu için projelerin hayata geçirilmesi sırasında da genelde farklı sebeplerden dolayı güçlüklerle karşılaştığımız oluyor.

EDİTÖR: Ulaş Tuna

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar