Her yıl milyonlarca ton plastik atık doğaya bırakılıyor; çoğu okyanuslara karışıyor.Üstelik bugüne kadar üretilen plastiğin yüzde 91’i geri dönüştürülmedi. Plastik, ucuzluğu ve pratikliğiyle günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu konforun ağır bir bedeli var. Yanlış kullanım ve kötü yönetim, plastiği çağımızın en büyük çevre sorunlarından biri haline getirdi. Bilim insanları uyarıyor: Eğer üretim
Her yıl milyonlarca ton plastik atık doğaya bırakılıyor; çoğu okyanuslara karışıyor.Üstelik bugüne kadar üretilen plastiğin yüzde 91’i geri dönüştürülmedi.
Plastik, ucuzluğu ve pratikliğiyle günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu konforun ağır bir bedeli var. Yanlış kullanım ve kötü yönetim, plastiği çağımızın en büyük çevre sorunlarından biri haline getirdi. Bilim insanları uyarıyor: Eğer üretim ve tüketim bu hızla sürerse, gezegen geri dönüşü olmayan bir kirlilik sarmalına girecek.
Bugün, dünyada her yıl 400 milyon ton plastik atık üretiliyor. Bunun yüzde 60’ı ya doğrudan doğaya bırakılıyor ya da çöplüklere gömülüyor. Daha da çarpıcısı, bugüne kadar üretilen plastiğin yüzde 91’i geri dönüştürülmedi.
Dünya plastik anlaşması için küresel müzakereler olumlu sonuçlanamadan bir sonraki görüşmelere erteleniyor. Ancak veriler tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor:
Plastik kirliliğinin çarpıcı gerçekleri
1. Dünya yılda 400 milyon ton plastik atık üretiyor.
Plastiğin seri üretimi 1952’de başladı ancak bugün geldiğimiz noktada, yıllık üretim 200 kat arttı. Bugün, dünyada üretilen plastik miktarı artık insanlığın toplam kütlesinin üçte ikisine denk geliyor. Kontrolsüz tüketim ve sorumsuz kullanım, her yıl yaklaşık 400 milyon ton plasitk atığın ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu atığın yüzde 60’ı ya çöplüklere gömülüyor ya da doğaya karışıyor.
2. ABD, dünyanın en büyük kirleticisi konumunda. 2021 tarihli ABD Kongre raporuna göre, ülke her yıl 42 milyon ton plastik atık üretiyor.
Bu rakam, kişi başına yılda 130 kilogram plastiğe eşdeğer. ABD, yalnızca sera gazı salımında değil, plastik kirliliğinde de başı çekiyor. Çin’in neredeyse iki katı, AB ülkelerinin tamamından ise daha fazla plastik atık oluşturuyor. Üstelik bu atığın 2 milyon tona yakını her yıl denizlere ve çevreye sızıyor.
3. Her yıl 8 milyon ton plastik okyanuslara karışıyor. Çöplüklere dökülen ya da sorumsuzca doğaya bırakılan plastik atıkların önemli bir kısmı sonunda denizlere ulaşıyor. Bugünokyanus yüzeyinin yaklaşık yüzde 40’ı plastik atıklarla kaplı. Bilim insanları, tüketim bu hızla devam ederse 2030’da denizlerde balıktan çok plastik olacağı uyarısını yapıyor.
4. Okyanuslara karışan plastik miktarı 2040’ta 29 milyon tona çıkabilir. Bugün her yıl 11 milyon ton plastik atık denizlere karışıyor ve bu kirlilik deniz canlılarının yaşamını ve ekosistemlerin sağlığını tehdit ediyor. Balıklar plastiği yutarak beslenme zincirini bozuyor, birçok tür plastik atıklara dolanarak ölüyor ve plastik parçaları istilacı türlerin yayılma riskini artırıyor. Uzmanlar, plastik üretimini azaltmak, atık toplama sistemlerini geliştirmek ve geri dönüşüm yatırımlarıyla bu kirliliğin yüzde 80 oranında önlenebileceğini belirtiyor.
5. Her yıl 100 bin deniz canlısı plastik ağlara takılarak ölüyor.
Okyanuslara yalnızca plastik şişeler, kaplar ya da maskeler değil; aynı zamanda 500 bin ila 1 milyon ton arasında ‘hayalet balıkçılık ekipmanları’ karışıyor. Balıkçılar tarafından denize bırakılan veya kaybolan ağlar, deniz canlılarının boğularak veya açlıktan ölmesine yol açıyor.
6. İnsanlar her hafta 5 gram plastik yutuyor. Deniz canlıları plastik atıkları veya mikroplastikleri yanlışlıkla tüketiyor. Bu plastikler besin zincirinde yukarı doğru ilerledikçe, insanlara da ulaşıyor.
Bu da her yıl bir tabak plastiğin insan vücuduna girmesi anlamına geliyor. 10 yıl içinde toplam 5 kilogram , bir ömür boyunca ise 20 kilogramdan fazla plastik tüketmiş olacağız.
7. ABD’de plastik üretimi, 2030’da kömürden daha fazla sera gazı salacak.
Plastik kirliliği yalnızca atık sorunu değil; plastiğin üretimi de hava kirliliği ve küresel ısınmaya ciddi katkı sağlıyor. ABD’de plastik üretimi şu anda yılda 232 milyon ton sera gazı salıyor; bu, 116,5 gigavatlık kömür santraline eşdeğer. Gıda ambalajlarından şişelere kadar her adım, özellikle metan gazı salımıyla iklim krizini daha da derinleştiriyor.
8. Covid-19, okyanuslara 25 bin 900 ton ek plastik kirliliği getirdi.
Pandemiyi önlemek amacıyla kullanılan tek kullanımlık maskeler, eldivenler, dezenfektan şişeleri ve paket servis kutuları plastik tüketimini patlattı. Salgının başından bu yana 193 ülkede 8,4 milyon ton ek plastik atık oluştu. Bu miktarın 25 bin 900 tonu, yani 2 binden fazla çift katlı otobüsün ağırlığına eşdeğer plastik, doğrudan okyanuslara karıştı.
Uzmanların mesajı net:
Plastik üretimini ve tüketimini azaltmazsak, geri dönüşüm sistemlerini güçlendirmezsek ve tek kullanımlık plastiklerden vazgeçmezsek, denizlerden soframıza kadar uzanan bir kirlilik zinciriyle karşı karşıya kalacağız.
“Şimdi harekete geçmezsek çok geç olacak.”
Kaynak:
https://earth.us3.list-manage.com/track/click?u=01326b3db2cbfb01105b88a5d&id=4280424d56&e=7fe4053e85