Dünyanın farklı bölgelerindeki şirketler için jeopolitik gerilimler, tedarik zinciri sorunları ve yüksek enflasyon gibi unsurlar öne çıkan riskler arasında yer alıyor. Bunun yanında trilyonlarca dolarlık etkisi olmasına rağmen, küresel ormasızlaşma genellikle göz ardı ediliyor. Son yıllarda hız kazanan orman tahribatı, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da ciddi sonuçlar doğuruyor. Dünya Bankası verilerine göre,
Dünyanın farklı bölgelerindeki şirketler için jeopolitik gerilimler, tedarik zinciri sorunları ve yüksek enflasyon gibi unsurlar öne çıkan riskler arasında yer alıyor. Bunun yanında trilyonlarca dolarlık etkisi olmasına rağmen, küresel ormasızlaşma genellikle göz ardı ediliyor. Son yıllarda hız kazanan orman tahribatı, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da ciddi sonuçlar doğuruyor.
Dünya Bankası verilerine göre, ormansızlaşma 2030 yılına kadar dünya ekonomisine yıllık 2,7 trilyon dolar kayıp yaşatabilir. Bu kayıplar, karbon depolamanın zayıflaması, tarımsal verimlilikte düşüş ve ekosistem dengesizlikleri gibi sonuçlarla ortaya çıkıyor.
Global Canopy tarafından yayımlanan ‘’Forest 500 2025’’ raporu, şirketlerin ormansızlaşmayı durdurma konusunda kaydettiği performansı inceliyor. Rapor, 2025 sonuna kadar ormansızlaşmayı bitirme taahhüdünde bulunan şirketlerin yarısından fazlasının bu hedefe ulaşmak için neredeyse hiçbir somut adım atmadığını gösteriyor.
Rapora göre yalnızca 16 şirket, değerlendirildiği tüm emtialar için güçlü taahhütler vermiş ve bu taahhütleri uygulamaya koymuş durumda. 316 şirket, bazı taahhütlerde bulunsa da bunlar yetersiz ya da uygulamada etkisiz kalıyor. Bu şirketlerin yüzde 39’u yalnızca belli başlı emtialar için taahhütte bulunurken, diğer yüksek riskli ürünleri göz ardı ediyor.
168 şirketin kamuoyuyla ormansızlaşma taahhüdü paylaşmadığı belirtiliyor. Rapor, bu şirketlerin 24 tanesinin, Forest 500’ün 11 yıllık takibi boyunca hiçbir adım atmadığına dikkat çekiyor. Ormansızlaşma yalnızca çevresel değil, insan haklarıyla da bağlantılı. Ancak şirketlerin yalnızca yüzde 6’lık kesiminin, insan hakları ihlallerine karşı kapsamlı politikalar benimsemiş olduğu görülüyor.
Ormansızlaşmaya karşı mücadelede küresel iş birliğinin önemi
Rapor, dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin, şirketlerin ve toplumların, iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmek ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek adına birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtiyor. İklim hedeflerinin başarılı olması için politika yapıcıların önemli rolüne dikkat çekiyor.
Forest 500 raporu sadece bir performans raporu değil, aynı zamanda güçlü bir uyarı niteliğinde.
2025’in Kasım ayında düzenlenecek olan COP30 zirvesinin gündeminde, ormansızlaşmayla mücadelenin öncelikli olarak yer alması bekleniyor.
COP30’un Amazon bölgesinde, Brezilya’nın kuzeydoğusundaki tarihi liman kenti Belem’de düzenlenecek olması da sembolik ve stratejik bir mesaj taşıyor. Amazon’un giriş kapısı sayılan Belem, zengin ekosistemi, su yolları ve kıyı şeridiyle dikkat çekerken, deniz seviyesinin yükselmesi gibi iklim tehditlerine karşı oldukça hassas bir konumda.
Amazon ormanları dünyanın en büyük karbon yutak alanı olarak iklim değişikliğiyle mücadelede hayati bir rol üstleniyor. Ancak son yıllarda artan ormansızlaşma ve habitat tahribatı, bu kritik ekosistemi geri dönüşü zor bir devrilme noktasına doğru sürüklüyor.