Orman yangınları hakkında doğru bilinen yanlışlar

Orman yangınları hakkında doğru bilinen yanlışlar

Ege ve Akdeniz bölgelerinde günlerdir kontrol altına alınamayan orman yangınlarının geldiği boyut, vatandaşları haklı bir telaş ve üzüntüye sevk ederken, eksik ve yanlış bilgilerin de sosyal medyada yayılmasına yol açtı. İşte orman yangınlarıyla ilgili beş önemli konudaki doğru bilinen yanlışlar.

Orman yangınlarından zarar gören bölgeler, hızlı bir şekilde ağaçlandırılarak tekrar yeşillendirilir.

Ormanlardaki mevcut yapıyı yanan bölgedeki ağaçların tohumlarıyla korumamız gerekiyor. Dikilen ağaçların ekstra hiçbir bakım yapmadan yaşaması, fidanların yörenin ekolojik koşullarına uygun türler olması gerekiyor. Toprağın sürülmesi ve fidan dikimi biyoçeşitliliğe zarar veriyor.

Kızılçam ve maki türlerinden yangın tehlikesine karşın uzaklaşılmalı.

Yangına uyumlu türler olan kızılçam ve maki, yanan bölgelerin doğal türleri olduğu için bunlardan vazgeçilemez. Kızılçamın kozalakları yangından sonra açılır, tohumları düşer ve bir sonraki baharla birlikte bunlar çimlenir. Doğal gençleştirme olarak isimlendirilen bu gelişim, sıcak şartlara uyum sağlama açısından da önem taşıyor.

Aynı bölgede birkaç saat içinde birden çok yangın çıkması için terör gibi dış etkenlerin müdahalesi şarttır.

İzmarit atmak, mercek görevi görebilecek cam bırakmak gibi ormanları yakacak yeterli derecede hata yapılıyor. Aynı anda büyük bir bölgede sıcaklık çok yüksekse, hava kuruysa, rüzgarın yönü değiştiğinde birkaç saat içinde birçok yerde birden yangın çıkabilir. Terör gibi dış etkenler sebebiyle de gerçekleşebilir ancak, şart değil. Bu anlamda, başka kötü birini aramaya gerek yok.

Yangından etkilenen ormanlar, orman vasfını kaybeder.

Yanan alanların orman statüsü Anayasa’nın 169. Maddesiyle güvence altına alınarak, yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirileceği ve bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamayacağı belirtilir.

Ülkemizde orman yangınları sadece yaz aylarında görülür.

Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerindeki ekolojik koşullar birbirinden oldukça farklıdır. Güney bölgelere göre Karadeniz Bölgesi’nde yazlar daha yağışlı ve sıcaklıklar daha düşük olsa da, yaz aylarında yağışın fazla olması nedeniyle büyüyen orman altındaki ya da kenarındaki otlar kış aylarında kuruduğu için yangın çıkma riskini arttırır. Kış aylarında lodos gibi kurutucu rüzgârlar otların daha da kurumasına yol açarak riski daha da arttırır.

Kerem Efendioğlu
ADMINISTRATOR
PROFİL

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar