Sürdürülebilir bir kahve olmasını umdukları yeni bir tekniğin üzerinde çalışan bilim insanları, tiryakilerin gelecekte geleneksel tarım yoluyla üretilen kahve yerine, bakteri üretme kabında yetişen kahveyi yudumlayabileceklerini söylüyor. Finlandiya teknik araştırma enstitüsü VTT’deki araştırma ekibi, kahvelerinin dünyanın en sevilen içeceklerinden birinin seri ve büyük ölçekli üretimiyle ilgili çevresel gizli tehlikelerin çoğundan uzak olacağına inanıyor. Kahve çekirdeklerden
Sürdürülebilir bir kahve olmasını umdukları yeni bir tekniğin üzerinde çalışan bilim insanları, tiryakilerin gelecekte geleneksel tarım yoluyla üretilen kahve yerine, bakteri üretme kabında yetişen kahveyi yudumlayabileceklerini söylüyor.
Finlandiya teknik araştırma enstitüsü VTT’deki araştırma ekibi, kahvelerinin dünyanın en sevilen içeceklerinden birinin seri ve büyük ölçekli üretimiyle ilgili çevresel gizli tehlikelerin çoğundan uzak olacağına inanıyor. Kahve çekirdeklerden öğütülmüyor. Bunun yerine bir biyoreaktörde, yakından kontrol edilen ısı, ışık ve oksijen koşulları altında küme halindeki kahve bitkisi hücresinden elde ediliyor. Kavrulduktan sonra öğütülen toz, geleneksel kahve ile tamamen aynı yöntemlerle demlenebiliyor.
Rischer’in ekibi, canlı hayvanların kesimini içermeyen ve geçen yıl Singapur yetkilileri tarafından ilk kez satış onayı alan, laboratuvarda yetiştirilen et üretmek için kullanılan hücresel tarımın aynı prensiplerini uyguluyor.
Bilim adamı, ‘Kahve sorunlu bir ürün, bunun nedeni artan küresel sıcaklıklar mevcut tarlaları daha az üretken hale getiriyor ve dolayısıyla yeni tarım alanları yaratmak için çiftçiler yağmur ormanlarında daha fazla ağaç kesmeye yöneliyorlar’ diyor. Ayrıca ulaşım sorunu ve fosil yakıt kullanım sorunu nedeniyle alternatifler aramanın mantıklı olduğunu belirtiyor.
Büyük ölçekli üretim yapmaları durumunda ürünlerinin ne kadar sürdürülebilir olacağı konusunda kapsamlı bir analiz yürütüyorlar. Geleneksel kahve üretiminden daha az emek ve kaynak kullanılacağını öngörüyorlar.
Rischer, su ayak izlerinin geleneksel kahve üretimi için gerekenden çok daha az olduğunun altını çiziyor.
Tadım testi
Kahve severler için laboratuvarda yetiştirilen çeşidin başarısının anahtarı tadında olacak. Tadımcılara göre, normal kahve ile karşılaştırıldığında hücresel kahve daha az acı, bunun nedeni daha düşük kafein içeriğiyle açıklanıyor.
Kahveye daha sürdürülebilir bir alternatif arayışında olan başka girişimlerde araştırmalarına devam ediyor.
Seattle’da yerleşik Atomo adlı girişim, kahveyle aynı lezzete sahip, organik maddelerden elde edilen ‘moleküler kahvesi’ için 11,5 milyon dolarlık fon topladığını duyurdu.
Çevresel faydalara rağmen, gıda politikası uzmanları, laboratuvarda üretilen ürünlere yönelik yaygın bir hareket olması durumunda geleneksel kahve üreticilerinin geçim kaynaklarının etkilenebileceği konusunda uyarıyorlar.
Rischer, laboratuvar ortamında yetişen kahvenin market raflarında yerini alabilmesi için düzenleyici onay ve ticari destek kazanmasının en az dört yıl olacağını tahmin ediyor.
Her yıl kişi başı ortalama 10 kilo ile dünyanın en iyi kahve tüketicileri arasında yer alan Finlandiya için projenin özel bir önemi var.
Kaynak:
https://phys.org/news/2021-10-finnish-scientists-sustainable-lab-grown-coffee.html