Çalışma çağındaki nüfus daralıyor, rekabet kızışıyor. 2025 ve sonrasında şirketler için asıl sınav, yeteneği çekmek ve elde tutmak olacak. Peki bugünün çalışanı ne istiyor? Pek çok ülke, çalışma çağındaki nüfusun giderek azalmasıyla karşı karşıya. Bu demografik değişim, iş gücü piyasalarında ciddi bir yetenek savaşını beraberinde getiriyor. Uzmanlara göre, çalışanların taleplerini anlamak ve bu talepler doğrultusunda
Çalışma çağındaki nüfus daralıyor, rekabet kızışıyor. 2025 ve sonrasında şirketler için asıl sınav, yeteneği çekmek ve elde tutmak olacak. Peki bugünün çalışanı ne istiyor?
Pek çok ülke, çalışma çağındaki nüfusun giderek azalmasıyla karşı karşıya. Bu demografik değişim, iş gücü piyasalarında ciddi bir yetenek savaşını beraberinde getiriyor. Uzmanlara göre, çalışanların taleplerini anlamak ve bu talepler doğrultusunda adım atmak, şirketlerin sürdürülebilir büyüme sağlaması için kritik önem taşıyor.
Küresel işe alım devi Randstad tarafından yapılan kapsamlı araştırma, çalışanların önceliklerini gözler önüne seriyor. Buna göre, ücret hala listenin üst sıralarında yer almasına rağmen, artık tek başına yeterli değil. Çalışanlar aynı zamanda esneklik, aidiyet duygusu ve yeni beceriler edinme imkanı da talep ediyor.
Uzmanlar, çalışanları elde tutmanın yanı sıra onların bağlılıklarını artırarak maksimum performansa ulaşmalarını sağlayacak 4 stratejik öneri sunuyor:
1.Çalışanların kararlara dahil edilmesi, aidiyet duygusunu güçlendirir
Meslek yapılarının hızla dönüşüm geçirdiği bir dönemdeyiz’’ açıklamasını yapan Amerikan Emek Federasyonu ve Sanayi Örgütleri Kongresi (AFL-CIO) Başkanı Liz Shuler, ‘’Bu ortamda çalışanların düşüncelerini, kaygılarını dile getirebildiği bir alan yaratmak, onları sadece dinlemek değil; aynı zamanda karar alma süreçlerine ortak etmek anlamına geliyor. Bu da hem motivasyonu artırıyor hem de kurum bağlılığını güçlendiriyor’’ diyor.
Liz Shuler, en iyi iş ortaklıklarının karşılıklı saygı ve ön saflardaki çalışanların değerinin anlaşılması üzerine kurulduğunu söylüyor. Şirketlerin, iş koşullarını belirlerken çalışanların söz sahibi olmalarını sağlaması gerektiğini vurguluyor.
2. Güven, özerklik ve esneklik
İngiltere merkezli araştırma kuruluşu Productivity Institute’a göre, işverenle çalışan arasındaki güven ilişkisi; kurumların çevik, dirençli ve sürdürülebilir olabilmesi için hayati önem taşıyor.
iFood’un sürdürülebilirlik sorumlusu Luana Ozemela, esnek çalışma modellerinin çalışan memnuniyetinde belirleyici rol oynadığını belirtiyor. İnsanların özgürlük ve özerklik anlayışının, artık geçici bir tercih değil; yapısal bir dönüşümün parçası olduğunu söylüyor.
3. Beceri geliştirmeye olan güveni artırmak
İşverenlerin karşılaştığı yaygın sorunlardan biri, yöneticiler ile çalışanlar arasındaki algı farklılıklarının zamanla derinleşmesi.
Educational Testing Service’in CEO’su Amit Sevak, yapay zeka alanında beceri geliştirme sürecinin, işverenlerle çalışanlar arasındaki algı farklılığını net bir şekilde ortaya koyduğunu belirtiyor.
İşverenler genellikle iş gücünün teknolojiyi kavrayıp uygulamada ilerlediğine inanırken, çalışanların çoğu bu ilerlemeyi aynı şekilde değerlendirmiyor. Bu durum, yetkinlik gelişiminde iletişim ve algı yönetiminin önemine işaret ediyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 Geleceğin İşleri Raporu, yapay zeka ve teknolojik okuryazarlığın 2030’a kadar en hızlı gelişen yetkinlikler olacağını öngörüyor.
4. İstihdam ve kariyer gelişimi odaklı yaklaşım
Değişen teknoloji ve ekonomik dalgalanmalar, neredeyse tüm sektörleri belirsizlike karşı karşıya bırakıyor.
İnsan kaynakları şirketi Adecco’nun Başkanı Christophe Catoir, ‘’İnsanların değişime açık olmalarını sağlamak isteyen kuruluşlar için, güven ve emniyet duygusu oluşturmak kaçınılmazdır’’ diyor.
Yeni beceriler önemli, ancak uzun vadede asıl farkı, insanın potansiyeli ve değişime uyum sağlama kabiliyeti yaratıyor.
‘’Önemli olan çalışanların mevcut pozisyonlarını korumak değil; onların değişen iş dünyasında kendilerini sürekli geliştirebilme ve işe uyum sağlama kapasiteleridir’’ diyen Catoir, ‘’İş tanımları değiştikçe, istihdam edilebilirlik bu sürecin kilit noktası olacak’’ açıklamasını yapıyor.
İş stratejileri ve elde edilen sonuçların şeffaf bir şekilde paylaşılması, somut başarı sağlamanın ve aynı zamanda çalışanlarla güven ilişkisi kurmanın etkili bir yolu; bu sayede çalışanlar gelişim fırsatlarına daha kolay adapte olabiliyor.
Kaynak:
