Dünyamız endişe verici bir hızla kuruyor ve işletmeler bu konuda neler yapıyor?

Dünyamız endişe verici bir hızla kuruyor ve işletmeler bu konuda neler yapıyor?

Tarım faaliyetleri ve insanlığın çeşitli alanlardaki su kullanım ihtiyaçları doğrultusunda dünyamız her geçen gün daha da kuruyor. Bu yazıda, PepsiCo grubu sürdürülebilirlik sorumlusu Jim Andrew ve çevre odaklı küresel bir STK olan The Nature Conservacy’nin direktörü David Banks’in görüşlerini ve yorumlarını aktaracağız.

Amerika ve Meksika’da 40 milyondan fazla insana su sağlayan Colorado Nehri, uzun bir süredir aşırı kullanım dolayısıyla ciddi bir kuraklık ile karşı karşıya. ABD’deki en büyük iki su havzası olan Mead ve Powell gölleri, tarihteki en düşük seviyelerine ulaştı. Hükümet, bu olumsuz gelişmeler karşısında zorunlu kullanım kesintilerini başlatmak durumunda kalacaktır.

İklim krizi, var olan küresel su krizini tetikleyerek hızlandırıyor. Harekete geçmemiz için zaman daralıyor.

Bu ciddi tehdide rağmen, küresel boyutta ortak su sorunlarımızı ele alarak harekete geçmek, öncelikli standartları belirlemek adına yeterli görüşmeler yapılmıyor.

The Nature Conservacy (TNC) ve PepsiCo olarak el ele verip, ‘Net Su Pozitif olmak için azami çaba göstermemizin gerekli olduğuna inanıyoruz. Bunun anlamı, kullandığımızdan daha fazla suyu yenilemek, tekrar kullanıma sunmak anlamına geliyor. Hükümetleri, İşletmeleri, STK’ları ve tüm vatandaşları bu amacın gerçekleşmesi için güç birliği yapmaya davet ediyoruz.

Harekete geçerken nasıl ve nereden başlayacağımızı belirlemek için düşünülmesi gerekenler var :

Bilimi takip edin

Güncel iklim bilimine uyumlu ve uluslararası kuruluşlar tarafından doğrulanan bilime dayalı hedefler ( SBT), sera gazı emisyonlarının azaltılmasına öncülük etme konusunda kritik öneme sahip, aynı sistem net su pozitif reformlarını yönlendirmede de etkin olabilir.

Şirketler, bilime dayalı hedefler ile, sağladıkları su kaynağının hem insan hem de ekosistem ihtiyaçlarını karşılayan sürdürülebilir su kaynağı oluşturabilmesine yardımcı olacak sistemleri hayata geçirebilirler.

PepsiCo ve The Nature Conservacy, STK’lar ve diğer kurumsal şirketlerle birlikte, Bilime Dayalı Hedefler Ağı’nın danışma grubuna katılıyor. Bilime Dayalı Hedefler Ağı (Science Based Targets Network-SBT), şirketlerin ve şehirlerin faaliyetlerini ve etkilerini dönüştürecek bilime dayalı hedefler belirleyerek toplumların ihtiyaçlarını karşılayan küresel bir ekonomi yaratmayı amaçlamaktadır.

PepsiCo, su kullanımına yönelik yeni bir uygulamayı Türkiye’de denemeye başlıyor. Bu gönüllü pilot program aracılığıyla, su ile ilgili verileri temin edip, topluyor, yağış alan yüksek riskli su havzalarına öncelik vererek ortaklarla birlikte çalışıyor ve bir dizi ortak hedef geliştiriyorlar. Proje tamamlandıktan sonra elde edilen bilgiler ve öğrenilenler, Science Based ağı ile paylaşılmak üzere raporlanıyor.

Fırsatın farkına varın

Su krizinin ekonomik sonuçlarını tam olarak anlayarak ve ifade ederek, sorun ve zorlukların önemini daha net görmekteyiz. 2020’de şirketler, su risklerinin azami finansal etkilerini 301 milyar dolar olarak ( risklerden beklenen maliyetten beş kat daha yüksek) bildirdi.

Kozmetik üreticisi L’Oreal, fırsatın farkına vararak, 2015 yılında İspanya’daki fabrikasında su geri dönüşüm sistemini hayata geçirdi. Bu avantajlı yatırım sayesinde, endüstriyel işlemler için kullanılan suyun %100’ü temizlenip geri dönüştürülerek tekrar kullanılabilir duruma getirildi.

Yerel kalın

Su havzalarını koruma ve yenileme çalışmalarını yerel toplumun ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmeliyiz. Kuruluşlar, münferit su havzalarını etkileyen sorunları değerlendirerek yerel koşullara en uygun yenileme girişimlerini oluşturabilirler. Buna bir örnek olarak; PepsiCo, Batı Amerika’da Kaliforniya orman yangınlarında yok olan 880.000 ağacı yeniden dikmek için Arbor Day Vakfı ile ortaklık kurdu. Ağaçlar, yağışları toplayıp filtreledikleri, erozyonu azalttıkları ve su kalitesinin korunmasına yardımcı oldukları için su döngüsüne ciddi katkıda bulunmaktadırlar. Projenin üçte birlik bir bölümü gerçekleşmiş olup, bu yıl tamamlanması beklenmektedir. 2022 yılına kadar yılda 458 milyon galon su ikmali yapılması planmaktadır.

Su güvenliği konusunda yapılacak geniş ölçekli çalışmalar, özel sektör, kamu sektörü, sivil toplum, yerel halk ve topluluklar arasında sıkı bir iş birliği gerektirmektedir. Bir örnek olarak, Mars Inc., Pakistan’da uygulayarak hayata geçirdiği alternatif nemlenme-kurutma sulama sistemiyle, çiftçi gelirlerinde %32’lik bir artış ve su kullanımında %30’luk bir azalma sağlamıştır.

Su krizinin büyüklüğü göz önüne alındığında, tek tek bu girişimlerin etkisinin denizde su damlası kadar olduğu bir gerçektir. Dolayısıyla hükümetler, şirketler ve STK’lar kaynaklarını seferber ederek, iklim değişikliğine verdikleri önem ve aciliyeti su krizi için de hayata geçirmelidirler.

PepsiCo olarak, ulaşmak istediğimiz hedefe henüz uzak olsak da, 2030 yılına kadar mutlak su kullanımını azaltmayı ve yüksek su riski olan bölgelerde kullandığımız suyun %100’ünden fazlasını yerel havzaya geri vermeyi hedefleyerek net su pozitif hale gelmeyi planlıyoruz.

Kurumunuz sıkıntı çeken bölgede olsun ya da olmasın, su krizi hepimizi etkiliyor ve sorumluluğu beraberce üstlenmeliyiz. Kuyu kurumadan önce harekete geçmeliyiz.

Kaynak:

https://edition.cnn.com/2021/08/27/perspectives/global-water-crisis-drought/index.html

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar