“Daha çok çocuğun doğayla buluşması ve doğayla bağ kurması için çabalayacağım”

“Daha çok çocuğun doğayla buluşması ve doğayla bağ kurması için çabalayacağım”

Gelenekselleşmiş okul öncesi etkinliklerini bir kenara bırakıp doğa ve çocuk dostu yaklaşımıyla yeni öğrenme alanları tasarlayan Doğadaki Sınıf, öğrencilerin derslerde duyup merak ettiği konuları somutlaştırarak onların öğrenme süreçlerine destek oluyor.

Sabancı Vakfı’nın 14. Sezon Fark Yaratanlar’ını ağırladığımız özel söyleşi serimizin beşinci bölümünde Doğadaki Sınıf’ın kurucusu Rumeysa Çevlik ile kuruluş hikayesi, Fark Yaratanlar Programı ve gelecekte yapmak istedikleri üzerine konuştuk.

Kısaca Rumeysa Çevlik ve Doğadaki Sınıf’ı tanıyabilir miyiz?

Evli ve üç çocuk annesiyim. Öğretmenlik benim çocukluk hayalimdi ancak bazen hayallere ulaşmak için zorlu bir hikayenin içerisinde olabiliyorsunuz. Üniversiteyi kazandığımda evliydim ve bir bebek bekliyordum ama bu beni öğretmen olma hayalimden vazgeçirmedi. Eşimin ailesi farklı bir şehirde olan üniversiteye gitmeme karşı çıksa da onları tutkumla ikna ettim. İşte tüm bu zorluklar şimdiki Rumeysa Öğretmeni oluşturdu. 13 yıldır mesleğimi yaşam felsefesi olarak sürdürüyorum. Okul benim ikinci evim. Çocuklarla birlikte hayal edip o hayallerin peşinden koşmayı çok seviyorum. Çocukların merakları, heyecanları bana hep enerjik hissettiriyor. İç motivasyonum yüksektir. Olumsuz durumlara, umutsuzluklara, “Hayır, olamaz.”, “İmkansız!” diyenlere asla kulak asmam, hep yoluma devam ederim.

Doğadaki Sınıf benim güzel köy okulum. Okulumda dezavantajlı her alanı yenilikçi öğrenme ortamları olarak tasarlayıp ekolojik adımlarla eğitim-öğretim yapıyorum. Açık Hava Sınıfımız Doğadaki Sınıf’ın odak noktası ancak Açık Hava Sınıfımızı Uzay – Bilim Atölyesi, Sanat Spor ve Müzik Atölyesi, Oyunlu Matematik Atölyesi, Ağaç Ev Kütüphane ve Plastiksiz Ekolojik Sınıfla tamamlıyorum. Açık Hava Sınıfıyla çocuklarım okulun duvarlardan ibaret olmadığını öğrendi. Uzay-Bilim Atölyesi ile çocuklarım teleskop ile Ay’a bakmayı ve astronot kıyafeti giymeyi deneyimledi. Sanat Spor ve Müzik Atölyesi ile çocuklarımın bir müzik aletine dokunma hayali gerçek oldu. İlk defa bir tuvale resim yaptılar mesela. Ağaç Ev kütüphanemizde çocuklarımın ağaç üstünde kitap okumak gibi masalsı bir hayali gerçek oldu. Hiçbir plastik malzemenin olmadığı Ekolojik Sınıfımızla, çocuklarım doğayı nasıl koruyacaklarını öğrendiler. Matematik Atölyesiyle oyun oynayarak erken yaşta matematiği eğlenceli olarak tanımladılar. Aslında çocukları her alanda destekleyip, erken çocukluk döneminde nitelikli okul öncesi eğitim almalarını sağlıyor ve onlara farklı bakış açıları sunmaya çalışıyorum.

Doğadaki Sınıf’ın kuruluş hikayesi nedir? Doğadaki Sınıf’ı kurarken nereden ilham aldınız ve nasıl bir fark yaratmayı amaçladınız?

Doğadaki Sınıf, benim köy okuluna geldiğim gün “Burada çocuklar için bir şeyler yapmalıyım” düşüncesiyle başladı. Okulumda çocukların gelişimlerine uygun olmayan bir sınıf, materyal yetersizliği ve hevesinizi kıracak kadar eski bir bina vardı ama şöyle düşündüm: Burada yapacağım şeyler sınırsız. Sonrasında ise çocuklarla düşünmeye, hayal etmeye başladık. Adım adım ilerledik. Çocukları her zaman değişim ve dönüşüm sürecine dahil ettim. Onlar ne hayal ettiyse birlikte yapmaya odaklandık. Çocukların hayalleriyle yeşermeye başladı Doğadaki Sınıf.

Doğadaki Sınıf’ı kurarken aslında ilk ilham aldığım şey kendi çocukluğumdu. Çocukken doğada oynamayı çok sever ve sonsuz hayaller kurardım. Bu bağlamda; doğa ile kendi öğrencilerimin de bağ kurmasını sağlamak ve daha sürdürülebilir bir öğrenme ortamı oluşturmak için farkındalık oluşturdum. Ekolojik Sınıf ve Açık Hava Sınıfı kurdum. Etkinliklerimde doğal materyalleri, geri dönüşüm malzemelerini kullanmaya özen gösterdim, böylece doğaya çöp çıkarmadık. Karbon ayak izimizi en aza indirmek ve yerel çevremizdeki çevresel kaynakları korumak adına öğrencilerimi ve aileleri bilinçlendirme, okulda plastiksiz bir sınıfta eğitim, tek kullanımlık plastiklere yer vermeme, yağmur suyunu depolama, enerji tasarruflu ampuller, tüm eğitim alanlarının doğal yolla aydınlatılması gibi birçok çalışma yaptım. Üstelik köy okulları bu değişime çok uygundu. Pandemi sürecinde Açık Hava Sınıfımızı iki hafta gibi bir sürede hiç para harcamadan tamamen geri dönüşüme uygun malzemeler ve doğal materyaller ile velilerimle birlikte tasarladık. Çocuklarla Açık Hava Sınıfı’nda öğrenme merkezleri oluşturduk. Sürekli yenilenen esnek bir yapısı var sınıfımızın. Her çocuk bir şeyler katıyor. Tabii, çocukların yanı sıra yaşadığımız mevsim, bahçedeki canlılar da sınıfımızı gizemli bir hale getiriyor. O gün bahçeye gelen bir sincap, çam ağacından düşen bir kozalak günün konusu olabiliyor. Oysa dört duvar arası derslikler heyecanın daha az olduğu sadece   yapılandırılmış ve tekrar eden etkinliklerin olduğu ortamlardır. Buna karşın, her çocuğun günde en az iki saat açık havada oynamaya, keşfetmeye ihtiyacı vardır. İşte biz Doğadaki Sınıf’ta hem bu ihtiyacı karşılıyor hem de olumlu çevre bilinciyle hareket ediyoruz. Aslında Doğadaki Sınıf’ı kurarken köy okullarının ne kadar da değişime, gelişime açık olduğunu, yapacağınız şeylerin sınırsız olduğunu, gelenekselleşmiş sistemden çok öte olduğunu hem meslektaşlarıma hem ebeveynlere hissettirmek istedim. Tabii ki bu model şehir merkezindeki okullar için de oldukça cezbedici.

Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nda yer almak size ve Doğadaki Sınıf’a nasıl bir fayda sağladı?

Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nda yer almak zaten bambaşka bir duygu. Çok özel hissettiren bir süreç. Bu programla birlikte uzman bir ekiple projemi nasıl yaygınlaştırabileceğimi, farklı yöntem ve ihtiyaç analizleri ve çeşitli atölye çalışmalarıyla desteklenen bir çalışma programı içerisinde geliştirme fırsatı buldum. Sabancı Vakfı Fark Yaratanı seçilmek Doğadaki Sınıf’ı her yönden besleyen, geliştiren bir olgu oldu. Projemi tanıtmanın yanı sıra bilinirlik ve güvenilirliğimi artırdı ve daha çok çocuğa, öğretmene dokunabilmek adına çok büyük bir fırsat oldu benim için. Çocuklar adına eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak ve daha çok çocuğun doğayla buluşmasına fırsat verecek öğretim ortamlarına ulaşması için şimdilerde çok daha heyecanlıyım ve kalbimin daha hızlı çarptığını hissedebiliyorum. Bu heyecanı Sabancı Vakfı ile yaşamak ise çok gurur verici.

Size destek olmak isteyen bireyler ve kurumlar ne yapabilir?

Öncelikle sosyal medya günümüzde bu tarz projelerin tanınması adına çok önemli. Bu sebeple, sosyal medya hesaplarından @dogadakisiniff hesabımı takip edip oradan destek olabilirler. Ayrıca meslektaşlarımın katkısıyla daha çok çocuğa ulaşacağımıza inanıyorum. Projeyi kendi okuluna uygulamak isteyen her meslektaşım bana sosyal medya üzerinden ulaşabilir. Birlikte daha çok çocuğun doğayla bağ kurmasını sağlayabilir, eğitimde fırsat eşitliği, basit çözümlerle nitelikli okul öncesi eğitim için iş birliği yapabiliriz. Açık Hava Sınıfı oluşturmak için maddi bir destek gerekmiyor ancak çocukların doğada her türlü hava şartlarında özgürce eğitim alabilmesi için su geçirmez tulumlara ve çizmelere ihtiyacı oluyor. Bu anlamda benimle iş birliği sağlayıp okulunda oluşturduğum öğrenme ortamlarını kuran ve malzemeye ihtiyaç duyan köy okullarına bu desteği sunabilirler.

Doğadaki Sınıf olarak gelecekte neler yapmayı hayal ediyorsunuz?

Daimi ilham kaynağım her zaman çocukların hayalleri olmuştur. Bu sayede iş hayatım boyunca karşılaştığım zorlukların hep üstesinden gelip hiçbir şeyin beni duraklatmasına müsaade etmedim. Bunun sonucunda bomboş duvarlardan oluşan, hiçbir materyalin bulunmadığı, kimsenin bir şeyler denemeye değer görmediği okuluma birçok imkânsız yenilik kazandırdım.

Yaptığım çalışmalarda hiçbir zaman kendi okulumla sınırlı hissetmedim. Kabına sığmayan bir öğretmen olmayı tercih edip daha fazla kitleye ulaştığımda esas faydanın sağlandığına inananlardanım. Bu doğrultuda hem kendimi geliştirip hem de okuldaki rolümün ötesinde çabalıyorum. Bu çabamın daha da yaygınlaşarak ülkemdeki birçok okul ve çocuğa ulaşmasını hayal ediyorum. Okulumda uyguladığım Doğadaki Sınıf modelini yaygınlaştırmayı çok istiyorum. Okul öncesi eğitimde ürün odaklı değil, süreç odaklı bir eğitimi, tüketen yeni nesiler yerine üreten yeni nesiller yetiştirmeyi hedefleyen bir sistemi hayal ediyorum. Son olarak, daha çok çocuğun doğayla buluşması ve doğayla bağ kurması için çabalayacağım.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar