Ekolojik dengenin terazisi günden güne hassaslaşırken gezegenimiz de büyük değişimlerden geçiyor. Temiz suya, temiz havaya ve temiz gıdaya ulaşmak güçleşiyor. Bu hale gelmemizde biz insanların da payı çok büyük. Dolayısıyla kurtulmasında da bizim payımız büyük olacak. Çevre kirliliğinin hangi boyutlara ulaştığını ve konuyla ilgili neler yapılabileceğini anlatan kitapları sizin için derledik. Atık Küre Rob Hengeveld
Ekolojik dengenin terazisi günden güne hassaslaşırken gezegenimiz de büyük değişimlerden geçiyor. Temiz suya, temiz havaya ve temiz gıdaya ulaşmak güçleşiyor. Bu hale gelmemizde biz insanların da payı çok büyük. Dolayısıyla kurtulmasında da bizim payımız büyük olacak. Çevre kirliliğinin hangi boyutlara ulaştığını ve konuyla ilgili neler yapılabileceğini anlatan kitapları sizin için derledik.
Atık Küre
Rob Hengeveld tarafından kaleme alınan Atık Küre, insan türünün yerküre ve
barındırdığı yaşamsal sistemler üzerinde yarattığı etkinin geniş bir tarihini
sunuyor. Kitabın çevre meselelerinin tarihi konusunda yazılmış pek çok kitaptan
farkı, yazarın kontrolsüz nüfus artışı ve atık üretimi gibi temel iki sorunu
sistem teorisi bağlamında ve karşılıklı etkileşimlerini merkeze koyarak ele
alması.
İklim Değişikliği Konusunda Neden Anlaşamıyoruz?
Mike Hulme bu kitabında, iklim değişikliğinin ayrıntılı incelemesini
yaptıktan sonra, konunun ekonomik, psikolojik ve sosyolojik boyutlarını ele
alarak, bu olgunun atmosfer, özellikle de karbondioksit gazının
metalaştırılması için meşrulaştırma aracı olarak kullanıldığının altını
çiziyor. Atmosferin, küresel ısınma gerekçesiyle özel mülke çevrilerek, metaya
fiyat biçen ve onu denetleyen piyasaya tahsis edildiğini ya da satıldığını
vurguluyor.
Yeşil Paradoks
İklim değişiyor, Dünya ısınıyor, artan enerji ihtiyacı daha fazla karbon
salınımına neden oluyor. Bu gidişatı yavaşlatmak için dizel motor kullanımını,
binaların yalıtımının güçlendirilmesini, güneş ve rüzgar gibi yeşil
enerjilerden daha çok faydalanılmasını teşvik eden politikalar üretiliyor.
Ancak kitabın yazarı Hans-Werner Sinn’e göre, küresel ısınmayı azaltmaya
yönelik mevcut politikalar etkisiz. Biyoyakıt kullanımının teşvik edilmesi gibi
bazı politikalarsa düpedüz zararlı. Yeşil Paradoks işte bu noktada ortaya
çıkıyor. Sinn’e göre fosil kaynaklı enerji tüketiminin azaltılacağı beklentisi,
aslında iklim değişikliğini hızlandırıyor.
Bir Ekolojistin Not Defteri
Ahmet Soysal tarafından kaleme alınan kitap, İzmir’den, Ege’den yükselen
etkili bir haykırış. Kitabın tanıtımında şöyle diyor: “Ege, Türkiye’nin doğa
tahribatında en çok acı çeken, mücadeleye ilk başlayan ve başı çeken bölgesi.
İzmir, bu mücadeleyi veren insanları buluşturan, onlara ilham veren şehir.Bugün
Ege’nin sesine Karadeniz, Akdeniz ve tüm Anadolu kulak kesilmeli. Çünkü artan
termik santraller, siyanürlü madenler, hesler, resler, planlanan nükleer
santraller ve daha niceleri ile iklimi tetikleyen, tarımı toprağı bitiren, hiç
durmadan itişen bir güruhla karşı karşıyayız.”
Sıfır Atık Ev
Sıfır Atık Ev, bir kavram ve yöntemler bütünü olarak ilk kez Bea Johnson’ın
yazdığı bu kitapla ortaya çıktı ve kısa sürede milyonlarca insanın uyguladığı
bir akıma dönüştü. 26 dile çevrilen eserinde Johnson, hem kendi hayatımızda hem
dünyada olumlu bir değişim yapabilme gücümüz olduğunu söylüyor.Sıfır
Atık Ev bizi şimdiye kadar öğrendiğimiz doğa dostu alternatiflerin ötesine
taşıyor. Her yerde bulabileceğimiz atıksız ve sürdürülebilir kaynakları
kullanarak nasıl daha sağlıklı ve zenginleşmiş bir yaşama ulaşabileceğimizi
gösteriyor.
Şehirdekiler İçin Sürdürülebilir Yaşam Rehberi
Şehirdekiler İçin Sürdürülebilir Yaşam Rehberi, Stacy Pettigrew ve Scott
Kellog tarafından kaleme alındı. Dünya günümüzde öyle bir hale geldi ki,
nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor ya da yaşamak için mücadele
veriyor. İnsanlar, mevcut ekonomik modeller yüzünden sürekli artan bir tüketim
anlayışının şekillendirdiği hayatlar yaşamaya zorlanıyor. Her yaştan, her çeşit
meslek ve dünya görüşünden milyarlarca insan, birbirine benzeyen şehirlerde,
benzer temel ihtiyaçlara erişmeye çabalayarak hayatlarını geçiriyor. Şehir
yaşamı kimimiz için bir tercih, bazılarımız içinse zorunluluk. Ama kesin olan
bir şey var ki, toplumun her kesiminden insanın daha iyi bir hayat sürebilmesi,
doğal kaynakları çok daha az tüketen, sürdürülebilir, eşitlikçi ve iş birliğine
dayanan bir kültüre yönelmemize bağlı. Bunun için toplumun her kesiminden
insanın sorumluluk alması gerekiyor. En büyük ve en önemli değişimlerinse halk
tabanında gerçekleştirilmesi şart. Ufukta beliren krizlerden bu insanlar
sorumlu olmasa da, gerekli değişimlerin boyutu ve derinliği onlara bağlı. Bu
kitap işte bu noktalara dikkat çekerken, yaşamsal gereksinimlere erişim ve
bunların kontrolünü mümkün kılan yetenek, teknoloji ve taktikler hakkında
bilgiler veriyor. Gıda, Su, Enerji, Atık Yönetimi ve Toprağın İyileştirilmesi
ana başlıkları altında ilerlerken her satırında şunu vurguluyor: Yaşadığımız
yere sahip çıkmak ve nerede olursak olalım hayatı dönüştürmek bizim elimizde.
İnadına Canlı
Bütün halklar ama en çok kadınlar, dünyanın her yerinde bağımsızlıklarının
temelini yerle bir eden ve doğayı bir yaşam kaynağı yerine meta olarak gören
politikalara karşı direnmektedir. Vandana Shiva’ya göre bu bir tesadüf değil.Shiva bu kitabında, kadınların ve doğanın özünü değersizleştirip sömüren
düşünce yapılarını apaçık ederken, dişil bir dünya bilgisinin eksikliğini
hisseden herkese ellerinden düşüremeyecekleri bir kaynak sunuyor.