Araştırmacı İlaç Firmaları COVID-19’a hızlı çözüm üretecek startuplara destek veriyor

Araştırmacı İlaç Firmaları COVID-19’a hızlı çözüm üretecek startuplara destek veriyor

Türk insanının yeni ve orijinal ilaçlara erişimini sağlamak ve Türkiye’de sağlık sorunlarına etkin çözümler bulunmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin (AIFD) Yatırım Politikaları Direktörü Cengiz Aydın, Radyo Gedik’te yayınlanan İyilik Elçileri’nin 9 Temmuz’daki yayınının konuğu oldu. Aydın, yenilikçi ilaçlardan, BIOStartup CoronaSprint ve #ÇareBulanaDek projelerinden, inovasyonu işbirliğiyle düşünmek gerektiğinden ve Richard Sennet’in Together kitabı gibi değerli eserlerden bahsetti.

2003 yılından beri faaliyet gösteren Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin (AIFD) Yatırım Politikaları Direktörü Cengiz Aydın, öncelikle “araştırmacı ilaç firmaları” kavramının yenilikçi ilaç keşfeden, geliştiren ve piyasaya sunan firmalar olduğunu açıkladı. Bu firmaların gelirlerinin en az yüzde 15’ini Ar-Ge’ye ayırdıklarını belirten Aydın, “Bunların önemli bir kısmı küresel firmalar. AIFD de Türkiye’de faaliyet geliştiren, yenilikçi ilaç geliştiren 36 firmadan müteşekkil bir sivil toplum kuruluşu.Türkiye’deki ilaç pazarının yaklaşık yarısını temsil ediyoruz. Türkiye’ye yenilikçi tedavi ve ilaçların gelmesinin önünü açmaya ve bu ekosistemin gelişmesine katkı sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

Biyoteknolojik ilaçlar nedir?

Yenilikçi ve biyoteknolojik ilaç kavramlarına değinen Aydın, “Yenilikçi ilaç, karşılanmamış bir ihtiyaca yönelik olarak üretiliyor. Bunların bir patent koruma süresi var. Bu süre bittiğinde ilaç jenerikleşiyor. Bundan sonra o ilacı geliştirmeye gerek kalmıyor ve herhangi bir ilaç firması bunu üretebiliyor. İnsan ömrünün uzamasında en önemli faktörlerden biri yenilikçi tedavi. Zamanında çok öldürücü olan AİDS gibi hastalıkların tedavisinin olduğunu artık biliyoruz. Şu anda çözüm bulunması gereken çok daha zor konular mevcut. Bu noktada yeni çözüm ve yaklaşımlar, yani biyoteknolojik ilaçlar devreye giriyor. Bu ilaçlar, konvansiyonel yollarla çözemediğimiz kompleks hastalıkları çözmek için kullanılıyor. Bu yöntem son 10 yılda gelişti. Şu anda ilaç pazarının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Biyoteknolojik ilaçlar, kaynağını yaşayan organizmadan alıyor. Biyoteknolojide, hücrenin kendisini bir fabrika olarak kullanıp oradan birtakım moleküller üretmeye çalışılıyor. Burada süreç, üründür diyebiliriz çünkü klasik ilaç üretiminden çok daha karmaşık, zorlu ve uzun bir süreci var” şeklinde konuştu.

BIO Startup Corona Sprint Programı’yla ihtiyaçlar belirleniyor

BIO Startup Programı’nın üç ayaktan oluştuğunu ifade eden Aydın, “Öncelikle, yaklaşık 60 başvuru içerisinden belirlediğimiz 15-20 startupa ihtiyaç duydukları alanlarda online eğitimler veriyoruz. Ardından, sunum, mevzuat, fikri mülkiyet hakları, yatırım görüşmeleri, pazar analizleri gibi farklı konulara odaklandığımız üç günlük bir yüz yüze eğitim dönemimiz var. Son aşamada ise bu startuplar, ‘Demo Day’ dediğimiz bir günde, profesyonel jüri karşısında projelerini anlatıyorlar. Bunların arasından seçilenler, BIO International Convention etkinliğine katılıyor. Burada, normalde başka şekilde karşılaşamayacakları çok önemli insanlar ve kurumlarla karşılaşıp değişim ve dönüşüm yaşıyorlar. Amacımız, uluslararası ticarileşmelerini hızlandırmak. Bu sene salgın sebebiyle programı durdurduk fakat deneyimimizi COVID-19’la mücadeleye dönüştürerek BIOStartup CoronaSprint Programı’nı geliştirdik. Amacımız, COVID-19’la ilgili ilaç, aşı, cihaz, tanı ve dijital sağlık teknolojileri alanlarında sahadaki ihtiyaca yönelik çözümleri hızlandırmak. Öncelikle sahadaki sorunların tespiti üzerine çalışıyoruz. Toplamda 100’ün üzerinde sorun tespit ettik ve 13 ana belirledik. Gerçek ve öncelikli sorunların tespitinin ardından çözümler üzerine çalışacağız” diyerek programı açıkladı.

“İnovasyonu işbirliği kavramıyla beraber düşünmek gerek”

İnovasyon ve işbirliği kavramlarını birlikte düşünülmesi gerektiğini belirten Aydın, “İnovasyon içinde yenilik barındıran ve hayata geçirilebilen bir çözüm, belli özel şartların bir araya gelmesiyle oluşuyor. Burada, ekosistem kavramının önemli bir rolü var. Daha fazla inovasyon yapabilmek için ekosistemlerin gelişmiş ve birbirleriyle etkileşimde olması lazım. Bu noktada inovasyonu işbirliği kavramıyla beraber düşünmek gerekiyor. İşbirliği, ‘olsa iyi olur’ denilerek hafife alınan bir kavram. Oysa, son akademik çalışmalar konunun çok daha derin olduğunu gösteriyor. Hatta insanın en ayırt edici özelliği çok büyük sayılarda çok derin işbirliği yapabilme kabiliyeti. Bu noktada, işbirliği çok temel ama Türk toplumunda kendi çevresi dışındaki gruplarla işbirliği yapma kültürü çok yok, bu kabiliyeti eksik” dedi.

Anlaşamadığımız gruplarla nasıl işbirliği yapabiliriz?

Siyaset bilimi ve inovasyon politikası geçmişi olan Aydın, Richard Sennet’in Together, Rutger Bregman’ın Humankind ve Prof. Daron Acemoğlu’nun Fall of Nations kitapları başta olmak üzere birçok çok değerli esere ait gözlemlerini de dinleyicilerle paylaştı. Özellikle Richard Sennett’ın Together isimli kitabında anlattıklarından yola çıkan Aydın, “Sennett da işbirliği ve dayanışma arasındaki farka değiniyor. Dayanışma tek taraflı ve sınırlı. Genelde tanıdığımız, bildiğimiz, bizim gibi olan insanlarla dayanışırız. Halbuki asıl problem kendimizden çok farklı gruplarla, hatta anlaşamadığımız, sevmediğimiz gruplarla nasıl işbirliği yapabileceğimiz. Bu, hayatımızda hep olacak, hiç kaçamayacağımız bir durum. Bu durumda da Richard Sennett diyalektik akıl yürütme yerine diyalojik kavramını öneriyor. Yani, fikirleri çarpıştırmamak, karşımızdakini ikna etmek ve yenmek için konuşmamak lazım. Aynı zamanda, ‘bence bu böyledir’ tarzındaki kesin dilden kaçınmak, sadece ‘evet/hayır’ denilerek cevaplanabilecek sorular sormamak önemli. Senett’ın önerdiği bir diğer şey de sempati yerine empatiyi devreye sokarak karşımızdakini anlamaya çalışıp ona ilgi göstermek” diyerek Sennett’ın işbirliği gerçekleştirme konusundaki önerilerini paylaştı.

“Daha iyi bir dünyayı birlikte yaratmak dileğiyle” sloganıyla Serpil Güzel Ün’ün gönüllü olarak hazırlayıp sunduğu Radyo Gedik “İyilik Elçileri” programının; AIFD ile gerçekleşen yayınının podcastine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar