Nihal Sevilmen Couture Chocolate, Anadolu’nun değerlerine değer katmayı ilke edinmiş; tarımsal ürünlere katma değer oluşturacak sağlıklı, yaratıcı ve yenilikçi tarifler geliştirmiş, şahsına münhasır bitter çikolata lezzetleri oluşturan bir girişim. Kurucu Nihal Sevilmen ile Nihal Sevilmen Couture Chocolate’ın kuruluş hikâyesini, sürdürülebilirliği ilke edinen üretim yöntemlerini ve yeni çıkan koleksiyonu hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Nihal Hanım,
Nihal Sevilmen Couture Chocolate, Anadolu’nun değerlerine değer katmayı ilke edinmiş; tarımsal ürünlere katma değer oluşturacak sağlıklı, yaratıcı ve yenilikçi tarifler geliştirmiş, şahsına münhasır bitter çikolata lezzetleri oluşturan bir girişim. Kurucu Nihal Sevilmen ile Nihal Sevilmen Couture Chocolate’ın kuruluş hikâyesini, sürdürülebilirliği ilke edinen üretim yöntemlerini ve yeni çıkan koleksiyonu hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Nihal Hanım, sizi tanıyabilir miyiz? Toprak ile ilişkiniz nasıl başladı?
Ben Anadolu’nun kadim şehirlerinden biri olan Malatya’da doğdum, babamın memuriyeti nedeniyle farklı şehirlerde büyüdüm. Ankara Olgunlaşma Enstitüsü’nden emekli resim öğretmeniyim. 90’lı yılların başından beri mikro kadın girişimciliği konusunda çalışmalarım oldu, emekli olduktan sonra da uzun yıllar kırsal kalkınma projelerinde eğitim verdim, danışmanlık yaptım.
Malatya’nın eski yerleşim yeri olan, “Eski Malatya” da dedemizden miras kalan bir bahçemiz vardı. Adı “Cennet Bahçe”’ idi. Kim bilir bize miras olarak ulaşıncaya kadar nimetlerinden, bereketinden kimler yararlanmıştı? Dünyadaki ilk devlet yapılanmasının, ilk lâik yönetim sisteminin başladığı, altı medeniyetin varlığını katmanlar halinde sürdürdüğü, Arslantepe Höyüğü ’nün biraz ilerisindeydi “Cennet Bahçe”. Atalarımız yaşatmış, bize kadar getirmişler; biz de koruyup kollayıp geleceğe bırakmak için elimizden geleni yapmak arzusundaydık. Malatya’da yaşamadığımız için birilerine emanet etmek istedik.
Bahçenin geliri kendilerine kalmak üzere bakımını bir aileye verdik. Uzun yıllar ektiler, biçtiler aile bütçelerine ekonomik katkısı oldu. Zaman içinde kazanç azaldı, maliyetler yükseldi. Aile bakımı bırakırsa ne yaparız düşüncesi ve endişesi ile bahçenin ürünlerinden katma değeri yüksek bir ürün tasarlama ve pazara sunma fikri oluşmaya başladı bende. Aileden ürünleri yüksek fiyata satın alırsam hem onların kazancı artar hem de ürünler ziyan olmaz fikri düşüncelere, düşünceler eyleme dönüşmeye başladı. Üretmeye meraklı ve yaratıcı kişiliğim zaten dürtüp duruyordu. “Bir şeyler yap, hadi durma, diğer çiftçi ailelere de örnek olursun belki, sen de bu yolla mirasına sahip çıkarsın, geleceğe canlı bir toprak parçasını bırakırsın“ diyordu içimdeki ses.
2012 yılıydı, evimin mutfağında kayısı ve dutlardan neler, neler deniyordum. Reçeller, marmelatlar, pastalar, bebek mamaları, yaşlılar için besleyici enerji verici öğün topları, tatlı tarhana vb. İpin ucu kaçmaya başlamıştı, fikirlerin sayısını yazmaya yetişemiyordum.
Öncelikle beslenmeye yönelik tüketici eğilimleri ve ihtiyaçlarını analiz edip hedef kitleleri belirledim. “Anadolu” ve “miras” ana temaları ve sürdürülebilirlik, güven, samimiyet, özgünlük, yaratıcılık, yenilik, sağlık, yerellik gibi değerler doğrultusunda “güvenilir gıda” tasarım yolculuğuna başladım.
Bize Nihal Sevilmen Couture Chocolate’ın ortaya çıkış hikâyesini anlatır mısınız?
Nihal Sevilmen Couture Chocolate; Anadolu’nun kadim beslenme ve şifa kültüründen ilham alarak iyi malzemelerle, özgün tarzlı, çikolata üreten butik bir aile işletmesi.
İlk ürünümüz gün kurusu kayısı, dut kurusu, baharat çeşitlerinin çikolata ile buluşmasından oluştu. Gıda sektörünün pırlantası olan çikolatayı, tarımsal ürünlere katma değer oluşturma amacımın yanı sıra polifenol bileşimi yüksek bir besin olduğu için de tercih ettim. Bakırköy Kız Meslek Lisesi’nde okurken Ev Yönetimi Beslenme dersinde çikolata eğitimi almıştım, 2003 yılında hasbelkader gittiğim Japonya’da çikolata atölyelerine katılmıştım, teknik olarak uzak değildim ama pratik yapmam zaman aldı. Önüme gelen herkese denediğim ürünleri tattırıyor, görüşlerini alıyordum.
İlk siparişi beş kutu ağabeyim verdi, iş insanı arkadaşlarına hediye etti. Hediyeyi alanlardan yılbaşı için siparişler gelmeye başladı. 100 kutu, 150 kutu, 250 kutu… Hiçbir siparişi geri çevirmedim, vaktinde hepsini teslim ettim ama mahcup olmamak için yaşadığım sıkıntıları, çaresizlikleri izah edebilmem hiç mümkün değil.
Yeni yıl hediyesi olarak gönderilen kişilerden, kurumlardan siparişler gelmeye başladı. Uzun soluklu bu firma ile çalıştık, bu iş birliği ürünü geliştirmem ve sürdürmeme neden oldu. Süreç içinde yeni tarımsal ürünler reçetelere dahil oldu, tarzımızı da oluşturmaya başladık; meyve özlü, vegan, sadece bitter gibi… Evimin mutfağında üretiyordum, hediyelik çikolatalar yapıyordum, hediye giden yerlerden tekrar siparişler geliyordu. Ürünler kendi tanıtımını yapıyordu, hakkında konuşulmaya da başlanmıştı.
2014 yılında Muğla Dalyan’da nar bahçesi satın aldık, denemeler sonunda nar suyunu kaynatmadan yoğunlaştıracak yöntemler geliştirdim, en çok dillerde dolaştığımız narlı çikolatayı yaptım. Bahçenin portakallarını dilimleyip kurutmaya başladık. Limon ve portakalları çikolatada kullandık. Derken çeşitler artmaya, talepler yoğunlaşmaya başladı.
2016 yılında ilk dükkanımızı açtık. 15 m2’lik bu dükkânda neler yapmadık ki; üretim, kahve servisi, misafir ağırlama daha neler, neler…
2019 yılı sonuna doğru hemen yanımızdaki komşumuzun boşalttığı dükkânı kiralayarak daha geniş bir mekânda üretimleri daha rahat bir ortamda yapmaya başladık.
Çok uzun yıllardır Cennet Bahçe’nin bulunduğu bölgeden otoyol geçeceği söylentileri vardı. Daha kıraç alanlar var güney tarafta, tarım alanının ortasından otoyol geçirmezler diye düşünüyorduk. Düşündüğümüzle kaldık, 2020 yılında, itiraz hakkımız bile olmadan, acele kamulaştırılma işlemleri başladı ve kamulaştırıldı. Bir zaman sonra da ağaçlar kesildi. Yüreğimiz sıkıştı, içimiz acıdı ama nafile! Malatya’nın batısındaki kayısı bahçelerine, tarım alanlarına zaten binalar son yıllarda hızla dikilmişti, sıra bu taraflara gelmişti.
Hikâyemizin içinde o kadar çok neden var ki saymakla bitiremem. Faydalı olmak, iz bırakmak, farklı ve yenilikçi olma arzusu, yılların deneyimlerinin paylaşılması, haykırış, sesi duyurmak, üretmek ve değer katmak ve en önemlisi hayatımı anlamlı kılmak yani üreterek mutlu yaşamak var.
Bu işi butik bir aile işletmesi olarak yürütüyorsunuz. Ailenizden kimler işin içinde ve neler yapıyorlar?
Evet çok butik olarak yapıyoruz. İç dolgularında kullandığımız meyve özleri, özütleri ve marmelatlarını tarladan itibaren süreçte kendimiz yapıyoruz. Eşim Tuncay, kızım Sezin, erkek kardeşim Nihat ve kardeşimin eşi Serpil işin içinde.
Eşim ve kızımla birlikte biz dükkân işlerini yürütüyoruz. Kardeşim ve eşi emekli olduktan sonra İstanbul’dan Muğla Dalyan’a yerleştiler, bahçenin bakımıyla ilgileniyorlar. Önceden denediğim yöntemlerle çikolatanın alt yapısını hazırlıyorlar; nar özütümüzü yapıyorlar, limon ve portakal marmelatlarını hazırlıyorlar, portakalları dilimleyip kurutuyorlar.
Nar hasadı zamanında, Ekim ayı sonuna doğru, eşim ve ben Dalyan’a gidiyoruz; kardeşlerimiz ve yardımcılarımızla birlikte nar topluyoruz, taneleyip sularını sıkıp pastörize yapıyoruz. En meşakkatli işimiz ise narların el emeğiyle tanelenmesi ve beyaz zarlarının ayıklanması işlemi. Tonlarca nar ellerimizden geçiyor!
Kasım ayında ise kardeşlerimiz Ankara’ya geliyorlar ve en yoğun sipariş dönemimiz olan yılbaşı siparişlerini hep birlikte neşeyle, keyifle ve yoğun bir mesaiyle tamamlıyoruz.
Bize destek olan çok değerli arkadaşlarımızı da anmadan geçmek istemiyorum, hangi aşamada yardıma ihtiyacımız varsa anında yanımızdalar, dostluklarının gücünü hissettiriyorlar. Gençlikte iyi ki yatırımımızı dostluğa, arkadaşlığa yapmışız demeden geçemiyoruz.
Çikolataların yapımından paketlemesine, satışından pazarlamasına kadar tüm işi ufak bir ekiple gerçekleştiriyor olmanın avantajları ve dezavantajları neler?
Aile bireyleri ile birlikte dayanışma içinde çalışmamız, dostlarımızın destekleri işletmemizin tutunma döneminde maliyetler açısından ve işi kotarmamız açısından çok büyük avantaj sağladı. Butik olmamız, işletme giderimizin yüksek olmaması, ağır adımlarla üretim hacmini artırma ve ilerleme stratejimiz hikâyemizi paylaşabilmemiz için alan oluşturdu, bu durum da müşterilerimizin hikâyemizi gönülden paylaşmalarına neden oldu. Dolayısıyla organik büyüme avantajı sağladık, satışlarımız ve bilinirliğimiz arttı. İşletme giderinin düşüklüğü döner sermayemizin oluşmasına dolayısıyla pandemi gibi öngörülmeyen bir durumda ayakta kalmamıza olumlu katkı sağladı. Ufak ufak büyümek markamızı güçlendirmek önceliğimiz olduğu için fason üretim yapmadan bugünlere gelebildik. Yurtdışından siparişler aldık, yine yavaş ve emin adımlarla pazarı genişletmeye ihracat yapmaya odaklandık. Ülkemizin ekonomik durumu, öngöremediğimiz riskler biz küçük işletmeleri temkinli olmaya itiyor.
Anadolu’nun değerlerine değer katma ve sürdürülebilirlik ilkesiyle hareket eden bir işletme olarak, Anadolu’nun hangi nimetlerinden ne şekilde yararlanıyorsunuz?
En temel amacımız Anadolu’nun tarımsal ürünlerine en yüksek katma değeri oluşturacak ürünler tasarlamak. Anadolu’nun binlerce yıllık beslenme kültürü ve kadim tıbbından ilham alarak reçetelerimizi ve üretim yöntemlerimizi oluşturuyoruz. Anadolu’nun somut ve somut olmayan mirası bizim için referanstır. Geleneksel yöntemlerle yapılmış ürünleri araştırıyoruz, buluyoruz ve çikolata dolgularında kullanıyoruz. Özellikle kaybolmaya yüz tutmuş ürünleri, gizli hazineleri bulup bunları kullanmaya çalışıyoruz ki hem bu ürünleri tanıtalım hem de üreticiye pazar olsun, yapımını sürdürsünler. Ünlü gezgin, coğrafyacı, tarihçi Anadolulu Heredot ”Tanrı hiçbir coğrafyada yeryüzüne bu kadar eli açık davranmamıştır” diyor. Tarihin, kültürün, bilimin, medeniyetin merkezi Anadolu sayısız nimetler sunuyor, bu coğrafyada yaşamayı bir şans olarak görmekteyiz.
Yeni çıkan İvriz Koleksiyonu’nun hikâyesine dair biraz bilgi verebilir misiniz?
İvriz Koleksiyonu Projesi, Nihal Sevilmen Couture Chocolate’ın ‘Bir Miras Hikâyesi’ ana teması doğrultusunda tasarlanan çikolata koleksiyonundan oluşuyor. Bu proje, sağlıklı ve güvenli beslenme ilkeleri önceliğinde, İvriz Kaya Anıtı’ndan ilham alınarak, anıt üzerindeki üzüm ve buğday kabartmasından esinlenerek hazırlanan çikolatalardan oluşan bir koleksiyon. Bitter çikolata, buğday ve üzüm ana malzeme olup, reçetesi geleneksel Anadolu tariflerinin yorumlanmış hali.
Tasarımın araştırma sürecinde Anadolu’da yerleşik medeniyetlerin beslenmelerine yönelik kaynakların taranması, ilgili kişilerle görüşülerek bilgiler alınması, geçmişten günümüze yansıyan beslenme izlerinin bulunmaya çalışılması esas olmuştur.
Proje kapsamında, anı objesi “İvriz Broş”u Figen Öztürk, kutu ve diğer materyallerin görsel tasarımı ise Yıldırım Ceylan tarafından tasarlanmıştır. Anadolu Mutfak ve Yemek Tarihi konusundaki danışmanlık ise Tolunay Sandıkçıoğlu tarafından yapılmıştır.
Dünya tarihinin ilk yazılı kaya kabartma anıtı, tarımın Anadolu’da başladığının tarihi belgesi olan İvriz Kaya Anıtı’nın yeterince tanınmaması bu koleksiyonun hazırlanmasına zemin oluşturmuştur. Geç Hitit dönemine ait İvriz Kaya Anıtı, Konya ili Ereğli İlçesi Halkapınar’ın kaynağında 4.20x 2.40 boyutlarında bir rölyeftir. İvriz Kaya Anıtı, Anadolu insanının tarıma, dolayısıyla üretmeye verdiği önemin en değerli simgelerinden.
Anıt aynı zamanda UNESCO Dünya mirası geçici listesindedir. Koleksiyon vasıtasıyla anıta yurt içinde ve yurt dışında dikkatleri çekmek, bu yolla kalıcı dünya mirası listesine alınmasına kendi çapımızda katkı sunmak da amaçlarımız arasında.
Dükkânınız Ankara’da ancak dileyen herkes bu lezzetlerle tanışma imkânına sahip mi?
Evet dükkanımız Ankara Batıkent’te. Dileyen müşterilerimiz dükkândan alışveriş yapabildikleri gibi telefonla ya da online sipariş de verebiliyorlar. Ankara içine teslimat yapabiliyoruz, Ankara dışına, özenli ambalajlarımızla, kargo ile gönderiyoruz.
Narlı, güllü, limonlu, portakallı, karadut/frambuazlı, vişneli, yaban mersinli, kuru kayısılı vb. çeşitlerimiz var. Çeşitlerimizin hepsi vegan, yüzde 55-70-85 kakao içerikli Belçika kuvertürleri kullanıyoruz. Anadolu’nun sağlıklı beslenme kültürü ile iyileştirici deneyimlerini her daim referans olarak alıyoruz, geleneksel tariflerden ilham alıyoruz. Yerel ürünleri kullanıyoruz, üreticilerin bahçelerinden birlikte topluyor sonra satın alıyoruz. Anadolu tarzı çikolata yapıyoruz diyebiliriz. Reçete hazırlarken, besleyici, doyurucu, koruyucu olması kriterleri önceliğimiz.
Kurumsal ya da bireysel hediye ihtiyaçlarına yönelik nasıl çözümler üretiyorsunuz?
Çözüm üretmek, esnek çalışmak markamızın temelini oluşturuyor. Kısa kelimelerle Türkçe karşılığını tam olarak bulamadığımız için “Couture Chocolate” dedik. Kurumlara ve kişilere ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda mümkün olabilecekleri sunuyoruz.
Ağırlıklı olarak kurumsal müşterilerin hediye ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Farklı bütçelere uygun kutu çeşitlerimiz var, çikolataların içerikleri gibi kutularımızı da kendimiz yapıyoruz. Stoklu çalışmıyoruz, günlük belli miktarda online ve dükkân satışı için hazırda ürün bulunduruyoruz.
Müşteri logolarını kutu etiketlerinde kullanabiliyoruz, kutu içlerine, nar suyu şişelerinin üzerine kurumsal mesajları yerleştirebiliyoruz, farklı öneriler sunabiliyoruz, iki ya da üç katlı kutuyu üst üste hazırlayabiliyoruz. Adetli ve özel gün siparişlerde özel kutu tasarımları da yapabiliyoruz.
Bireysel müşterilerimiz için aynı şekilde olabildiğince esnek çözümler sunabiliyoruz. Kurumsal ya da bireysel tüm müşterilerimizin hediyelerinin “makbule” geçmesi için elimizden geleni yapmak temel ilkelerimizden birisi. Müşterilerimiz bütçe ayırıyor, biz yoğun emek veriyoruz. Hediye değer verdiklerimizi mutlu etmek içindir, onun için özen istiyor, içtenlik istiyor.
Beş adet üzerindeki talepler için müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre birlikte planlama yapıyoruz, üretimi de o doğrultuda yapıyoruz. Özel günlerde, özellikle Öğretmenler günü öncesinden başlayıp ve yeni yılın sonlarına kadar en yoğun dönemi yaşıyoruz. Özel günler için yaklaşık bir ay öncesinden siparişleri almaya başlıyoruz.