Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Paneli düzenlendi

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Paneli düzenlendi

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, BİLGİ Gender tarafından, 3 Aralık tarihinde İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Koruma Kanunu Eğitimi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele paneli düzenlendi. Eğitim ve panel, alanında uzman konuşmacıların katılımıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü‘nde gerçekleşti.

BİLGİ Gender ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından düzenlenen “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Koruma Kanunu Eğitimi”nde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim konuşmacı olarak yer aldı. Ataselim, 2019’un ilk 10 ayında 390 kadının, erkekler tarafından öldürüldüğünü ve öldürülen kadınların iki ortak yönü olduğunu belirtirken, “Bu kadınlar öncelikle kadın oldukları için öldürülüyorlar. Diğer ortak yönleri ise kendi hayatlarına dair karar almak isteyen kadınlar olmaları” dedi. “Neden kadın hakkı diyorsuınuz da insan hakları demiyorsunuz?” sorusuyla karşılaştıklarını ifade eden Ataselim, bunun bir nötralize etme çabası olduğunu, toplumsal cinsiyet eşitsizliği diye bir gerçeğin var olduğunu açıkladı. Aynı şekilde “O tam bir kadın cinayeti değil ki!” ve benzeri tepkilere karşı ise “Evet, hepsi kadın cinayeti çünkü toplumsal cinsiyet eşitsizliği o kadar işlemiş ki insanlara, kendilerinde bunu hak görüyorlar” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin etkisi

2008’de 80 olan kadın cinayetleri sayısının 2018’de 440 yükseldiğini belirten Fidan Ataselim, sadece 2010-2011 yılları arasında bir düşüş yaşandığını belirtti. Bu düşüşün 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi sayesinde olduğunu söyledi.

Uluslararası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi şiddeti normalleştirmeyi ve şiddeti geleneklerle açıklamayı yasaklıyor. Sözleşme, psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor. Böylece sözleşmenin imzalanması bile Türkiye’de erkeklerin kadına karşı şiddet uygulamasında önleyici bir etken oluyor.

2684 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun

İstanbul Sözleşmesi kapsamında hayata geçirilen 2684 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanundan da bahseden Ataselim, “Bu kanun sayesinde kadınlara, en az bir ay süreyle şiddet uygulayan kişinin kadına yaklaşmaması, kadına ve çocuklarına barınma yeri sağlanması, gerektiğinde kreş sağlanması, kadının ve çocuklarının kimlik belgelerinin değiştirilmesi, koruma süreci boyunca maddi yardım verilmesi, meslek edindirme ve istihdam sağlanması, çocukların velayetinin geçici olarak kadına verilmesi, işyerinin değiştirilmesi, şiddet uygulayan kişinin telefon veya internet aracılığıyla rahatsız etmemesi, gerektiğinde mültecilik hakkının tanınmasına kadar uzanan tedbirler sağlandı.”

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele paneli

Eğitimin ardından, İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi, BİLGİ Gender Çalışma Grubu ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Cinsel Tacizi ve Saldırıyı Önleme Birimi işbirliğiyle düzenlenen “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” başlıklı panel gerçekleşti. Panelde yasa değişiklikleri, hukuksal yaptırımlar ve flört şiddeti gibi önemli gündem başlıkları tartışıldı.

Kadınların kentte fiziksel şiddete maruz kalma oranı yüzde 38, cinsel şiddete maruz kalma oranı yüzde 12

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen panelin moderatörlüğünü İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Yağmur Nuhrat üstlendi. Panelin ilk konuşmacısı “Feminist Hareket ve Kadına Yönelik Şiddet: Devletin Bu Alanda Kurumsallaşması ve Yasa Değişiklikleri” başlıklı sunumuyla Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu UYGAR Merkezi’nden Begüm Özcan oldu.

Özcan konuşmasında, uluslararası arenada kadına yönelik şiddet ile ilgili önlemler alınmasının ve 1980’lerden günümüze Türkiye’de feminist hareketin kısa tarihinden bahsetti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması’ndan istatistikler paylaşan Özcan, 2014 yılında, kadınların kentte yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kalma oranının yüzde 38, cinsel şiddete maruz kalma oranının ise yüzde 12 olduğunu belirtti. Özcan, aile yerine kadını güçlendirecek politikaların oluşturulması ve bu politikaların kamuoyunda farkındalığının yaratılması gerektiğini vurguladı.

Bu bir döngü

Panelin bir sonraki konuşmacısı İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Gökçeçiçek Ayata, “Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadelede Hukukun Rolü: İstanbul Sözleşmesi” adlı sunumunda İstanbul Sözleşmesi’nin dört ilkesinden bahsetti. Bunların sırasıyla kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetinin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçluların kovuşturulması/cezalandırılması ve şiddetle mücadele alanında bütüncül politikaların hayata geçirilmesi olduğunu açıkladı. Sözleşme’de kadına yönelik şiddetle toplumsal cinsiyet arasındaki yapısal ilişkiye vurgu yapıldığını belirten Ayata, kadınlar ve erkekler arasındaki güç eşitsizliğinin kadınlara karşı ayrımcılığa sebep olduğunu, bunun da kadınlara yönelik şiddete dönüştüğünü ve şiddet sonrasında yine bir güç eşitsizliği doğduğunu anlattı. Ayata, “Bu bir döngü. Bu döngüde ayrımcılıkla şiddetin bağını da görebiliyorsunuz” dedi.

Flört Şiddeti nedir?

“Flört Şiddeti” başlıklı konuşmasıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi Cinsel Tacizi ve Saldırıyı Önleme Birimi’nden Tuğçe Çetin panelin bir sonraki konuşmacısı oldu. Flört şiddetinin “bitmiş ya da sürmekte olan ilişkilerde sevgililerin/partnerlerin arasında olan fiziksel, cinsel, psikolojik, sosyal, ekonomik ve dijital şiddet” olarak tanımını yapan Çetin, bunlardan en zor farkında varılanların psikolojik ve dijital şiddet olduğunu vurguladı. Bazı kadınların korku, güvensizlik, utanç, çaresiz hissetme, umut etme/değişim bekleme gibi sebeplerden ötürü sevgililerinden/partnerlerinden ayrılamayan kadınlar olduğunu belirten Çetin, “Her eğitim düzeyi ve gelir seviyesinden kişi şiddet uygulayabilir veya şiddete uğrayabilir” dedi.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar