Salesforce’un 2025 Connected Shoppers Raporu, perakende dünyasında dijitalleşme ve yapay zeka kullanımının ne denli derinleştiğini gözler önüne seriyor. 8 bin 350 tüketici ve 1.700 perakende lideriyle yapılan geniş çaplı anketin bulguları, alışveriş alışkanlıklarının hızla evrildiğini gösteriyor. Yüzde 85’lik kesim, ‘’Yapay zeka perakendeyi dönüştürüyor’’ düşüncesine evet diyor. Hizmetlerin kusursuz şekilde entegre olduğu, yapay zeka ajanlarının kullanıcılar
Salesforce’un 2025 Connected Shoppers Raporu, perakende dünyasında dijitalleşme ve yapay zeka kullanımının ne denli derinleştiğini gözler önüne seriyor. 8 bin 350 tüketici ve 1.700 perakende lideriyle yapılan geniş çaplı anketin bulguları, alışveriş alışkanlıklarının hızla evrildiğini gösteriyor.
Yüzde 85’lik kesim, ‘’Yapay zeka perakendeyi dönüştürüyor’’ düşüncesine evet diyor.
Hizmetlerin kusursuz şekilde entegre olduğu, yapay zeka ajanlarının kullanıcılar adına alışveriş yaptığı bir döneme giriyoruz. Her şey otomatik, her şey zahmetsiz. Ancak asıl soru şu: Kolaylığın ötesinde ne arıyoruz? Tüketicilerin derinleşen beklentilerine işaret eden iki önemli değişim var.
Mutlu tesadüflerin peşinde olanlar için alışveriş sürprizleri geri geliyor
Modern alışveriş artık sadece ihtiyaç değil; keşif, merak ve küçük sürprizlerin peşine düşenler için bir deneyim.
2026’ya gelindiğinde, tüketiciler alışverişlerinin yüzde 41’ini hala fiziksel mağazalarda yapacaklarını öngörüyor. Bu oran, 2024’teki yüzde 45’ ti.
Her şey bu kadar planlı, bu kadar kişiselleştirilmişken tüketiciler artık tesadüfleri özlüyor ve şimdi aradıkları şey: Sürprizin heyecanı, bilinmeyenin cazibesi.
Dijitalleşen dünyada fiziksel mağazalar fark yaratma şansını kaçırıyor. Tüketicilerin yalnızca yüzde 17’si mağazada unutulmaz bir deneyim yaşadığını belirtiyor.
Rastgele ama özenli dokunuşlar, duyuları hafifleten ortamlar, şaşırtıcı iş birlikleri… Fiziksel mağazalar keşfin yeni adresi olabilir.
Tüketicileri ekran başından kaldırmak için gerçek deneyimi karşı konulmaz hale getirmek gerekiyor.
Fiyatın ötesinde sunulanlar gerçek değeri temsil ediyor
Tüketicilerin yüzde 66’sı yüksek fiyatlar yüzünden marka değiştiriyor.
Bununla birlikte asıl dikkat çeken şu: Her dört kişiden biri, markaların değişen ihtiyaçlarına ayak uyduramadığı için başka yollara yöneliyor.
Tüketicilerin yüzde 77’si bir sadakat programına üye olmalarına rağmen, yüzde 35’i bu programları hiç kullanmıyor. Çünkü hala duygusal bağ kurmayan, yalnızca ‘’harca, puan kazan’’ mantığıyla ilerleyen uygulamalar sunuluyor.
Z Kuşağı, Boomer’lara göre deneyimsel ödüllere üç kat daha fazla ilgi gösteriyor. Sahne arkası ayrıcalıkları, sadece davetlilere özel atölyeler ve unutulmaz mağaza içi deneyimler onlara çok cazip geliyor.
Sadakat dönüşüyor ve artık sadece harca ve puan kazan değil; duygu, sosyal bağ ve kimlik üzerine kurulu bir deneyim.
Akıllı markalar, sadece satın almaya değil, etkileşimlere ve katılıma da değer veriyor.