Bir dönem Marksist bir gerilla olarak mücadele veren, sade yaşam tarzı ve felsfesiyle dünya çapında ilgi gören Uruguay’ın eski devlet başkanı, namıdiğer ‘’saraysız başkan’’ Jose Mujica 89 yaşında hayatını kaybetti. Mujica, Uruguay’ın dünyanın en liberal demokrasilerinden birine dönüşmesine öncülük etti. 1960’larda Tupamarolar ya da Ulusal Kurtuluş Hareketi (MLN-T) adlı silahlı sol örgütün lideri olarak şehir
Bir dönem Marksist bir gerilla olarak mücadele veren, sade yaşam tarzı ve felsfesiyle dünya çapında ilgi gören Uruguay’ın eski devlet başkanı, namıdiğer ‘’saraysız başkan’’ Jose Mujica 89 yaşında hayatını kaybetti.
Mujica, Uruguay’ın dünyanın en liberal demokrasilerinden birine dönüşmesine öncülük etti.
1960’larda Tupamarolar ya da Ulusal Kurtuluş Hareketi (MLN-T) adlı silahlı sol örgütün lideri olarak şehir gerillası mücadelesi yürüten Mujica, diktatörlüğe karşı direnişi, toplumsal eşitsizliğe karşı düzenlediği eylemler ve tarihe geçen cezaevi kaçışıyla Latin Amerika’daki gerilla hareketlerinin simge isimlerinden biri oldu.
1971’de Punta Carretas Cezaevi’nden 106 siyasi mahkumla dışarıdan kazılan gizli bir tünelle kaçması tarihe geçti. Operasyonun planı aylarca hazırlandı. Hapishanenin tam karşısında gizlice kiralanan bir evin bodrumundan başlatılan tünel, yeraltında 40 metreden fazla ilerleyerek cezaevinin çamaşırhanesine ulaştı. Mahkumlar gece boyunca tek tek tünelden dışarı çıktı. Sabah gardiyanlar hücreleri kontrol ettiğinde, içeride 100’den fazla tutuklu yoktu.
Ancak devletin sert karşılığı ve 1973-1985 arası süren askeri diktatörlük, onu yaklaşık 15 yıl hapse mahkum etti. Bu sürenin 10 yılını hücre hapsinde geçirdi. Hapishanede geçirdiği zaman, ‘A Twelve Year Night’ adlı filme de konu oldu.
Eşi Lucia Topolansky de eski bir gerilla ve politikacıydı. Mujica’yla 2005’te evlendiler ve hiç çocukları olmadı. Başkent Montevideo’nun taşrasındaki bir çiftlikte üç odalı bir evde yaşadılar.
2010-2015 arasında devlet başkanı olarak görev yapan Mujica, ‘Pepe’ lakabıyla tanınırken Uruguay’ı bölgenin en demokratik ve özgürlükçü ülkelerinden biri haline getirdi.
Döneminde ülke ekonomisi büyüdü, maaşlar arttı, yoksulluk azaldı. Tüketim kültürüne karşı konuşmalarıyla Uruguaylıları sadeliğe çağırdı. 2024 başkanlık seçimlerinde seçilen Yamandu Orsi de onun mirasını devam ettiren isimdi.
En radikal adımları sosyal alanda attı: Uruguay, ilk üç ay içinde kürtajı yasal hale getiren ilk Güney Amerika ülkesi ve esrarı üretiminden satışına kadar tamamen serbestleştiren ilk ülke oldu. Aynı zamanda eşcinsel evlilik yasasını da geçirdi.
Mujica’nın çevreci politikaları sayesinde bugün Uruguay enerjisinin yüzde 98’ini biyokütle, güneş ve rüzgar enerjisinden sağlıyor.
Görevini yüzde 60 gibi yüksek bir halk desteğiyle tamamladı. Anayasa gereği arka arkaya ikinci kez aday olamadı ama senatör olarak siyasette ve uluslararası alanda etkisini sürdürdü.
Geleneksel başkanlık şatafatını reddeden Mujica, eski bir 1987 model mavi Vosvos kullanıyor, örgü hırka ve sandalet giyiyor, Montevideo dışında bir çiftlik evinde krizantem çiçekleri yetiştiriyordu.
Brezilya Dışişleri Bakanlığı onu ‘zamanımızın en önemli hümanistlerinden biri’ olarak tanımladı. Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric ise şu sözlerle veda etti: “Eğer bize bir şey bıraktıysan, o da umuttur. İşlerin daha iyi yapılabileceğine olan sarsılmaz inançtır.”
Son uzun söyleşisini New York Times gazetesine vermişti: ‘’Nasıl hatırlanmak isterdiniz’’’ sorusuna, ‘’Olduğum gibi: Çılgın ihtiyarın teki’’ diye yanıtlamıştı.