Ekonomik ve Sosyal Konsey (ECOSOC) tarafından organize edilen toplantıda, sürdürülebilir kalkınmanın geleceğinin şehirlerin kaderine bağlı olacağı belirtilerek, dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentlerde yaşadığı ve bu oranın 2050 yılına kadar yüzde 70’e kadar yükseleceği öne sürüldü. Toplantı, 2016 yılında BM Konut ve Sürdürülebilir Kentsel Kalkınma Konferansı’nda kabul edilen, dünyanın kentsel alanları için dönüm noktası planı olan
Ekonomik ve Sosyal Konsey (ECOSOC) tarafından organize edilen toplantıda, sürdürülebilir kalkınmanın geleceğinin şehirlerin kaderine bağlı olacağı belirtilerek, dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentlerde yaşadığı ve bu oranın 2050 yılına kadar yüzde 70’e kadar yükseleceği öne sürüldü.
Toplantı, 2016 yılında BM Konut ve Sürdürülebilir Kentsel Kalkınma Konferansı’nda kabul edilen, dünyanın kentsel alanları için dönüm noktası planı olan Yeni Kentsel Gündem’in uygulanmasında Birleşmiş Milletler sisteminin ülkeleri nasıl destekleyebileceğini araştırmak için organize edildi.
Yeni gündem, kentsel alanların planlanması, inşası, geliştirilmesi, yönetimi ve iyileştirilmesi için standartlar ve taahhütler ortaya koyuyor.
Aynı zamanda, kent sakinlerinin ayrım gözetilmeden yaşayabileceği adil, güvenli, sağlıklı, erişilebilir ve uygun fiyatlı yerler olarak geliştirilecek şehirler için ortak bir vizyon oluşturuyor.
Covid-19 uyumsuzlukları
ECOSOC Başkanı Collen Vixen Kelapile katılımcıları, Covid-19 pandemisinin etkisiyle daha da keskinleşen kentsel sorunları eşitsizlik merceğinden incelemeye davet etti.
Sürdürülebilir kalkınmanın, kentleşmenin nasıl yönetildiğine bağlı olarak şekilleneceğini belirten Kelapile, mevcut tartışmaların Covid-19 mücadelesine ve iklim krizine yanıt verme bağlamında düşünülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Dünyanın Güney’inde 1,2 milyar insanın gayri resmi yerleşim bölgelerinde ve gecekondularda yaşadığına dikkat çeken kurul başkanı, bu toplulukların bulaşıcı hastalıklarla uzun süredir mücadele ettiğini hatırlattı.
Bunun yanında Küresel Kuzey’de, sosyal yardımlara başvuran bireylerin sayısı fazlasıyla artarak, yaşam standartlarının düşmesine neden oldu.
Yeni kentsel modeller yayalara ait alanlara ve karma arazi kullanımına daha fazla dikkat etmeye başlarken, şehirler yaratıcı eylemlerde bulunarak, yetersiz hizmet verilen bölgelere kentsel hizmetlerin etkin ulaşımını sağladı.
Doğaya kazandırma, kapsayıcılık, yeşillendirme
BM Habitat başkanı Maimunah Mohd Sharif, Covid-19’un sosyoekonomik baskısının dünya şehirleri üzerinde keskin etkisi olduğunu öne sürdü.
Aynı zamanda, bu etkiler ulusal ve yerel yönetimler arasında yakın işbirliğine yol açarak, daha fazla doğaya kazandırma, yeşillendirme ve kamusal alanın kapsayıcı kullanımı gibi olumlu gelişmeleri beraberinde getirdi.
Bu işbirliklerini geliştirmek için yeni bir fırsatın altını çizen Sharif, temel hizmetleri daha adil bir şekilde sağlayabilir, uzaktan çalışma yoluyla işe gidiş gelişleri azaltabilir ve enerjinin ihtiyatlı kullanımıyla karbon emisyonlarının azaltılabilir olacağına dikkat çekti.
Gecekonduların iyileştirilmesi ve konut edinme sıkıntısının giderilmesinin, ülkeler için en öncelikli konular olmaya devam ettiği belirtildi.
Pandemi sırasında şehirlerin acil sosyal yardım harcamalarını artırmak zorunda kaldıklarını belirten Sharif, Yeni Kentsel Gündem uygulamasının yetersiz finansman nedeniyle engellenmeye devam ettiği konusunda uyardı.
İlerlemenin hızlandırılması
Genel Kurul Başkanı Abdulla Shahid, ‘’Yeni Kentsel Gündemin hedeflerine ulaşmak, küresel olarak insan refahı ve güvenliği konusundaki ilerlememizi hızlandıracak’’ dedi.
Doğru yönetilmesi durumunda şehirlerin, insanlığın en sürdürülebilir yaşam ortamları arasında olduğunu vurguladı.
Yeni Gündeme bağlı kalmanın, gezegensel ısınmayı 1,5 C derece ile sınırlama hedefini canlı tutmaya katkı sağlayacağını söyledi.
Şehirler noktalar arasında bağlantı kurabilir
Genel Sekreter Yardımcısı Amina Muhammed, değinilen konulara ek olarak Gündemin arazi kullanım hakkını güvence altına almak, uygun fiyatlı konutları teşvik etmek, hareketliliği artırmak ve herkes için erişilebilir hizmet sağlamak için önlemler içerdiğini açıkladı.
Şehirlerin, eşitsizlik sonucu oluşan boşlukları kapatmak, iklim eylemini desteklemek, pandeminin yarattığı etkilerin yeşil ve kapsayıcı bir yaklaşımla iyileşmesini sağlamak için öncülük edebileceğini öne sürdü.
Kaynak: