Dünya genelinde her gün 2 milyardan fazla fincan kahve içiliyor ve bu rakam hızla artmaya devam ediyor. Artan talebi karşılamak isteyen üretici kahve yetiştirmek için daha fazla ağaç kesiyor, ancak kesilen ağaçlar kuraklığa yol açtığından kahve üretiminin maliyeti giderek yükseliyor. Değişen yağış düzenleri nedeniyle kahvenin uzun vadeli geleceğinin tehdit altında olduğunu savunan Coffee Watch adlı
Dünya genelinde her gün 2 milyardan fazla fincan kahve içiliyor ve bu rakam hızla artmaya devam ediyor. Artan talebi karşılamak isteyen üretici kahve yetiştirmek için daha fazla ağaç kesiyor, ancak kesilen ağaçlar kuraklığa yol açtığından kahve üretiminin maliyeti giderek yükseliyor.
Değişen yağış düzenleri nedeniyle kahvenin uzun vadeli geleceğinin tehdit altında olduğunu savunan Coffee Watch adlı kar amacı gütmeyen ve kahve endüstrisini yakından takip eden kuruluş yeni bir rapor yayımladı.
Kuruluş, Brezilya’nın güneydoğusundaki kahve kuşağında meydana gelen ormansızlaşmayı haritalandırdı ve bölgelerdeki yağış değişimlerini ve mahsul kayıplarını karşılaştırdı. Bulgulara göre, şirketler yerel ormanları tarlalara dönüştürdükçe yağışların azaldığı, bunun da ürün kayıplarına, düşen verimlere ve nihayetinde tüketiciler için artan fiyatlara yol açtığı belirlendi.
Coffee Watch Direktörü Etelle Higonnet, “Kahveyi ekolojik olarak yıkıcı biçimde yetiştirmemiz, sonunda elimizdeki kahveyi kaybetmemize yol açacak” dedi. Eğilim bu şekilde devam ederse, çiftçilerin daha fazla orman yok ederken daha az ürün elde edeceğini belirtti.
Rapor, kahve talebini karşılamak için ormanların yok edilmesinin, yağışları zayıflatacağını ve bunun da kahvede verimi ‘öldüreceğini’ vurguluyor.
Bu sonuçlar, geçen ay Nature Communications dergisinde yayımlanan Brezilyalı bilim insanlarının araştırmasıyla da örtüşüyor. O çalışma, Amazon Ormanı’ndaki ormansızlaşmanın bölgedeki yağışları yaklaşık yüzde 75 oranında azalttığını ortaya koymuştu.
Coffee Watch’a göre, 2014’teki kuraklık bir dönüm noktasıydı; o tarihten itibaren yağış yetersizliği neredeyse her yıl tekrar eder hale geldi. Yağmurun yanlış zamanda yağması da kahveyi kurtaramıyor.
Bununla birlikte, tarım alanı açmak için yapılan ormansızlaşma yalnızca Brezilya’ya özgü değil; kahve üretimi de en büyük suçlu sayılmıyor. Ülkedeki orman kayıplarının büyük kısmı sığır yetiştiriciliği ve soya tarımından kaynaklanıyor.
Ormanlar karbonu emiyor ve küresel iklimi dengeliyor; ancak kahve gibi yüksek talep gören ürünler, dünya genelinde ormansızlaşmayı körüklüyor. 2023’te Avrupa Birliği, sığır eti, odun, kakao, soya, palm yağı, kahve ve kauçuk gibi sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin, ürünlerinin yeni ormansızlaşmış alanlardan gelmediğini kanıtlamasını zorunlu kılan bir yasayı kabul etti.
Avrupa pazarına erişimini sürdürmek isteyen başlıca üretici ülkelerden Vietnam ve Etiyopya gibi ülkelerdeki çiftçiler, ürünlerinin kaynağını belgeleyen coğrafi konum verilerini sunmaya hazırlanıyor.
Brezilya ise bu yasaya karşı çıkıyor. Ülke geçen yıl Avrupa Komisyonu’na gönderdiği bir mektupta, söz konusu düzenlemeyi “ulusal yasaları hiçe sayan, tek taraflı ve cezalandırıcı bir araç” olarak nitelendiriyor. Bu yasanın egemenlik ilkeleriyle çeliştiğini, orman kaynaklarına sahip ülkeleri ayrımcılığa uğrattığını ve üretim ile ihracat maliyetlerini artırdığını savunuyor.
















