Işık kirliliği: Karanlık gökyüzü neden önemli?

Işık kirliliği: Karanlık gökyüzü neden önemli?

Yüzyıllar önce insanoğlu Samanyolu’nu dünyanın hemen her yerinden hayranlıkla seyredebiliyordu. Günümüzde ise; geceleri gökyüzünü aydınlatan parlak şehir ışıkları bir avuç yıldızdan daha fazlasını görmemizi zorlaştırıyor.

Işık kirliliği nedir?

Yapay dış mekan ışığının aşırı kullanımını ifade eden ışık kirliliği, genellikle şehirlerdeki arabalardan, binalardan ve sokak lambalarından kaynaklanıyor. Bu ışıklar parlayarak ya da gökyüzüne yansıyarak, karanlık geceleri aydınlığa çeviriyor.

Dünya nüfusunun %80’inden fazlası gökyüzü parıltısı olarak da tanımlanan, geceleri de aydınlık olan gökyüzünün altında  yaşıyor. 

Işık kirliliği açısından en vahim şehirlerden biri olan Hong Kong’daki gece gökyüzü görüntüsü dünyanın diğer yerlerine göre çok daha parlak ve aydınlık.

Işık kirliliğinin etkileri

Işığın icadıyla hayatımız pek çok açıdan iyileşti ve güneşin doğuşu ve batışına bağlı kalmamızı sağlayan bir etkiye neden oldu. 

Dünya üzerindeki yaşam için güneş, zaman dilimlerini belirleyen önemli bir unsur.

Gece ve gündüzün ritmi, biz canlıların çeşitli faaliyetlleri yerine getirmeleri için zaman dilimleri yaratıyor. Örneğin beslenmek ve göç etmek zamanını belirlemek gibi. Geceleri yapay ışıkların aşırı kullanımı bu asırlık ritmi bozarak hem insanların hem de vahşi yaşamın dengesini bozabiliyor.

Işık kirliliğinin neden olduğu yaygın sorunlardan biri uyku bozukluğu

Hava karardığında vücudumuz kendini yorgun ve uykuya hazır hissetmemize yardımcı olmak için melatonin hormonunu devreye alıyor. Ancak gecelerin parlak olması, vücudumuzun hala gündüz olduğunu düşünmesini sağlayarak, melatonin üretmesini zorlaştırabiliyor. 

Öte yandan ışık kirliliği, kurbağalar, yarasalar ve baykuşlar gibi gece boyunca aktif olan hayvanların avlanma, beslenme ve çiftleşme şekillerini etkiliyebiliyor. Geceleri gökyüzünün parlak olması, bu canlıların besin kaynağı olan küçük canlıları görmelerini engelleyebiliyor.

Yapay parlak ışık, hayvanların gezinme şeklini de etkileyebilir. Örneğin kuşlar göç ederken veya geceleri avlanırken yönlerini bulmak için ay ışığına güvenir. Dolayısıyla şehir ışıkları onların yön bulmada zorlanmalarına neden olabiliyor. Her yıl milyonlarca kuş, aydınlatılmış binalara çarparak ölüyor.

Böcekler gibi diğer hayvanlar da ışıktan benzer bir şekilde etkileniyor. Güvelerin alevlere uçması gibi ışığa doğru uçan böcekler hayal edin. Fototaksi olarak bilinen bu ilginç olay, uçuşlarını kontrol etmek için ışık kaynaklarını kullanan böcekler için ölümcül oluyor.

Dünya genelinde böcek popülasyonun endişe verici bir düzeyde azalmasına tanık olduğumuz günümüzde, geceleri oluşan yapay ışık, beslenmelerinden çiftleşmelerine kadar böceklerin davranışlarını etkiliyor.

Dünyanın karşı karşıya olduğu diğer problemlere göre ışık kirliliğinin çözümü daha kolay olabilir.

Şehirlerdeki yerel yönetimler, kararan akıllı sokak aydınlatmaları kullanarak dış mekan aydınlatmasını kontrol altına alabilecek kuralları hayata geçirebilir. 

Geceleri evlerde gereksiz yanan ışıkları ve perdelerimizi kapatmak gibi çok basit eylemler çevreye yayılan ışık miktarını azaltabilir.

Sonuç olarak bu sorunun gerçek anlamda üstesinden gelmek için karanlığı anlama şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. 

Birçoğumuz ışığın güvenli, karanlığın ise korkulacak bir şey olduğunu düşünmeye şartlandırılmış durumdayız. Ancak karanlık da aydınlık kadar önemli ve doğal. Birçok bitki ve hayvan için çevrenin önemli bir parçası. Karanlığa değer vermeyi öğrenerek ekosistemlerin ve içinde yaşayan muhteşem canlıların korunmasına yardımcı olabiliriz.

Kaynak:

https://kids.earth.org/climate-change/why-are-dark-skies-important/?mc_cid=88a37cfce5&mc_eid=7fe4053e85

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar